50 Yaş ve Üstü Kadınlarda Sürekli Kilo Kaybı ve Meme Kanseri Riski

2016 yılında, Dünya Sağlık Örgütü dünya çapında kadınların %40'ının aşırı kilolu veya obez olduğunu tahmin etmiştir. Amerika Birleşik Devletleri'nde, ortalama olarak her üç yetişkin kadının ikisinden fazlası 2014 itibariyle aşırı kilolu veya obezdi. Her ne kadar yüksek vücut kitle indeksi (BMI) menopoz sonrası meme kanseri için belirlenmiş bir risk faktörü olmasına rağmen, şu anda aşırı vücut ağırlığından kaynaklanan artmış riskin geri dönüşümlü olup olmadığını belirlemek için yeterli kanıt yoktur. Meme kanserinin dünya çapında kadınlarda en sık teşhis edilen kanser olduğu düşünüldüğünde, kilo kaybının meme kanseri riskini azaltıp azaltamayacağı sorusu halk sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır.

Bariatrik cerrahi çalışmaları, kilo kaybının meme kanseri riskini azaltabileceğini öne sürer, ancak cerrahi kilo kaybı çalışmalarının sonuçları genel popülasyon için geçerli olmayabilir. Bariatrik cerrahi hastaları ameliyattan önce sağlık taramasından geçmeleri, ameliyattan önce son derece yüksek vücut ağırlığına sahip olmaları, kısa sürede son derece büyük miktarda kilo vermeleri ve diyet ve egzersiz yoluyla elde edilen genel olarak mütevazı kilo kaybı ile gösterilenden daha belirgin biyolojik tepkilere neden olan ameliyat sonucu hormonal ve metabolik değişikliklere uğramaları açısından seçkin bir gruptur.

Nüfus temelli gözlemsel çalışmaların çoğunda kilo kaybı ve meme kanseri ilişkisinin sonuçları sıfıra yakın olmuştur, ancak kilo veren az sayıda kadın ile sınırlıdır. Önemli olarak, bu çalışmaların çoğu sürekli kilo kaybını değerlendirmedi ve erken (18-20 yaş arası, kadınların en zayıf olma eğiliminde olduğu yaşlar) orta veya daha ileri (40 yaş ve üstü) yetişkinliğe kadar vücut ağırlığındaki değişikliklere odaklandı. Orta veya ileri yetişkinlik döneminde kilo kaybını inceleyen dört prospektif çalışmanın üçünden elde edilen sonuçlar, bu süre zarfında kilo kaybının düşük meme kanseri riski ile ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. Aşırı vücut ağırlığı menopoz sonrası meme kanserinin belirlenmiş bir nedenidir, ancak kilo kaybının riski azalttığı bilinmemektedir. 50 yaş ve üstü kadınlar arasında kilo değişimi ve meme kanseri riski arasındaki ilişkiler Diyet ve Kansere Yönelik Prospektif Çalışmaları Havuzlama Projesi'nde incelenmiştir. 10 grupta, yaklaşık 10 yıl boyunca kilo değişim modellerini incelemek için üç araştırmada değerlendirilen ağırlık kullanıldı (durma noktası 1 medyan = 5.2 yıl; durma noktası 2 medyan = 4.0 yıl). Sürekli kilo kaybı, 1. durma noktasında en az 2 kg vermek olarak tanımlandı ve 2. durma noktasında bu kilolar geri kazanılmadı. 180.885 kadından takip sırasında 6930 invaziv meme kanseri tespit edildi.

Stabil Ağırlığı Olan Kadınlarla Karşılaştırıldığında, Kilo Kaybı Devam Eden Kadınların Meme Kanseri Riski Daha Düşüktü

Bu risk azalması doğrusaldır ve menopoz sonrası hormonları kullanmayan kadınlara özgüdür (> 2-4,5 kg verildi: tehlike oranı [HR] = 0,82,%95 güven aralığı [CI] = 0,70 ila 0,96;> 4,5– <9 kg kg verildi: HR = 0.75,% 95 CI = 0.63 ila 0.90; ≥9 kg verildi: HR = 0.68,% 95 CI = 0.50 ila 0.93). En az 9 kg veren ve bir kısmını geri kazanan (hepsi değil) kadınlar da meme kanseri riski altındaydı. İki aralıkta kilo kaybı ve kazanımı modelleri, stabil kilolu kadınlardaki meme kanseri riskine benzerdi. Bu sonuçlar, sürekli kilo kaybının, mütevazı miktarlarda bile, 50 yaş ve üstü kadınlar için daha düşük meme kanseri riski ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Meme kanserini önleme, aşırı kilolu veya obez olan kadınların üçte ikisi için güçlü bir kilo verme motivasyonu kaynağı olabilir.