
Hematopoetik hücre transplantasyonu alıcıları, humoral ve hücre aracılı bağışıklık kusurlarına bağlı potansiyel olarak önlenebilir bulaşıcı komplikasyonlar için risk altındadır. HCT alıcılarındaki aşı immünojenisite çalışmalarında, antikor yanıt oranlarının, yaşa, aşı tipine ve GVHD (greft versus host hastalığı) varlığına veya yokluğuna bağlı olduğu gösterilmiştir. HCT alıcılarında aşıya verilen bağışıklık yanıtını değerlendiren birkaç büyük ölçekli çalışma bulunmaktadır. HCT alıcıları, aşılamadan sonra bile genel popülasyona kıyasla potansiyel olarak önlenebilir enfeksiyon oranlarına sahiptir.
HCT alıcılarındaki aşıların immünojenisite üzerine mevcut verilerin gözden geçirilmesi mevcut bağışıklama rehberlerini desteklemekle birlikte gelecekteki araştırmalar için daha fazla immünojenik aşı geliştirilebilip geliştirilemeyeceği, aşıya uygun yanıtın en doğru tanımının ne olduğu, zamanla bağışıklık yanıtının devamlılığının nasıl izlenmesi gerektiği ve tüm hastaların haploidentik transplantasyon, kordon kan nakli veya yaşlı hastalar için aynı programlara göre mi bağışıklanacağı gibi soruları ortaya çıkarmaktadır.
Aşının immünojenisitesi üzerine yapılan araştırmalar, pür polisakarit antijenlerine göre protein-polisakkarit konjügatları gibi, daha fazla immünojenik aşıların ve yüksek doz aşıların, HCT alıcılarında daha kalıcı bir bağışıklık cevabı ortaya çıkardığını göstermiştir. Örneğin, PCV13'ün PPSV23'den daha immünojenik olduğu gösterilmiştir. Yüksek dozlarda boğmaca toksoidi iyi tolere edilir ve düşük dozlardan daha fazla immünojeniktir. Yüksek doz influenza aşısı standart dozdan daha immünojenik olabilir. Bu sonuçlar, protein polisakkarit konjügatları gibi daha immünojenik aşıların geliştirilmesi ve mümkün olduğunca kullanılmasının gerekli olduğunu düşündürmektedir. Ayrıca, yetişkin HCT alıcılarındaki HD influenza ya da DTaP gibi yüksek doz aşılamaların immünojenik ve iyi tolere edilebileceğini belirlemek için ek çalışmalara ihtiyaç vardır.
Aşıya verilen bağışıklık yanıtının tanımlamaları genellikle aşı etkinliği, güvenliği ve tolere edilebilirliği üzerine yapılan geniş araştırmalara dayanmaktadır. HCT alıcıları için önerilen aşıların çoğu genellikle çocukluk bağışıklama serisinin bir parçası olarak verildiğinden, pozitif antikor titreleri için kesintiler oluşturan çalışmalar genellikle sağlıklı bebeklerde ve çocuklarda gerçekleştirilmektedir. Bu tanımlanmış kesme noktalarının HCT alıcıları için geçerli olup olmadığını veya tüm veya bazı HCT alıcı gruplarının koruma için daha yüksek antikor titrelerinin gerekip gerekmediğini belirlemek için ek çalışmalara ihtiyaç vardır. Difteri gibi aşıyla önlenebilir bazı hastalıkların düşük insidansı nedeniyle, bu veriler elde edilmesi zor olabilir. Ayrıca, spesifik antikor titreleri, aşılara karşı immün yanıtın bir ölçütüdür. Anti-pnömokok antikorlarının in vitro işlevini değerlendirmek için OPA gibi işlevsel testler ve hücre aracılı bağışıklık ve aşı klinik etkinliği çalışmaları, yaygın kabul gören koruyucu titrelerin hastalığa karşı koruma sağlayıp sağlamadığını teyit etmek için yararlıdır.
HCT sonrası aşılamanın ardından immün yanıtın korunması ile ilgili veriler sınırlı olduğundan, aşı ile önlenebilir hastalıklara karşı antikor titreleri, alıcılar tekrar aşılanmamışsa, HCT'den sonra azalmaktadır. Bağışıklama ile hastalar arasında bağışıklık-toparlama göz önüne alındığında, uzun süreli immün yanıt sağlamak için belirli antikor titrelerini izleyecek ek uzun dönem çalışmalara ihtiyaç vardır.
Lucy Boyce Kennedy, Zhuoyan Li, Bipin N Savani, Per Ljungman, Measuring Immune Response to Commonly Used Vaccinations in Adult Recipients of Allogeneic Hematopoietic Cell Transplantation, Biology of Blood and Marrow Transplantation (2017).
+ Tüm Referansları Göster