
Alzheimer hastalığının neye sebep olduğu henüz bilinmiyor, ancak araştırmacılar hastalığın nörolojik, moleküler ve genetik temellerini çözmeye çalışıyorlar. Şimdiye kadar ortaya atılan hipotezlerden biri, hastalıkta serotoninin önemli bir rol oynadığıdır. Son yıllarda yapılan çalışmalar, Alzheimer hastalığı olan kişilerin, ruh hali, uyku, iştah ve cinsel işlevleri düzenlediği bilinen bu beyin kimyasalına daha düşük seviyelerde sahip oldukları göstermiştir. Diğer başka çalışmalar, diğer nörotransmitterlerin yanı sıra serotonini modüle eden beyindeki monoaminerjik nöronların kaybının, beynin aşırı amiloid plak oluşumuyla ilişkili olduğunu göstermiştir. Bu kıvrımlı protein Alzheimer hastalığının karakteristik özelliğidir. Bununla birlikte, düşük serotonin düzeylerinin, Alzheimer hastalığının nedeni olup olmadığı bilinmemektedir.
Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden bilim adamları, nörotransmitter serotoninin Alzheimer hastalığında önemli bir rol oynadığını doğrulayan ve beyindeki kimyasal maddenin hastalığın yan ürünü değil, hastalığın nedeni olabileceğini öneren yeni bir çalışma yaptılar. Araştırmacılar, pozitron emisyon tomografisi (PET) taramalarını kullanarak 56 katılımcının beyinlerinde serotonin düzeylerini ve bu katılımcıların beyinlerinde serotonin geri alım taşıyıcılarının (SERT) davranışını incelediler. Katılımcıların ortalama yaşı 66’ydı ve % 45'i kadındı. Katılımcılar her biri 28 katılımcıdan oluşan iki gruba ayrıldı. Birinci grup, standart bilişsel testlerle değerlendirildiğinde genellikle Alzheimer hastalığının öncülü olan hafif bilişsel bozukluk semptomları gösteriyordu ve ikinci grup sağlıklı erişkinlerden oluşuyordu (kontroller).
Araştırmacılar, bir radyoaktif karbon kullanarak, PET taramaları sırasında SERT'un varlığını ve aktivitesini izlediler. Hafif bilişsel bozukluğa sahip olanların, bilişsel açıdan sağlıklı ve aynı yaştaki kontrollerden % 38 daha az SERT'e sahip olduklarını keşfettiler. Ayrıca araştırmacılar, standartlaştırılmış bilişsel testlerin sonuçlarını PET taramaları ile karşılaştırdılar ve orantılı bir korelasyon buldular.
Araştırmacılar, elde ettikleri bulguların, serotonin kaybını durdurmanın veya başka bir nörotransmitter ile değiştirmenin hastalığın ilerlemesini yavaşlatabileceğini veya hatta tamamen durdurabileceğini işaret ettiğini belirttiler. Serotonin düzeylerinin ayarlanması gerektiği depresyon gibi hastalıkların tedavisinde, nöronlar tarafından nörotransmitterin "geri emilimini" engelleyen ilaçlar olan seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI'lar) önerildiğini fakat Alzheimer hastalığına yönelik SSRI tedavisinin başarılı olduğu kanıtlanmadığını aktardılar. Bunun sebebi, onun girişimleri, SSRI'ların çalışmak için serotonin taşıyıcılarına bağlanması gerektiği olabilir, ancak Alzheimer hastalığı olan hastalarda, eksik olan bu taşıyıcılar tam da budur. Dolayısıyla, taşıyıcılar yerine serotonin reseptörlerinin daha iyi bir terapötik hedef olabileceğini belirttiler.
Smith et al. Molecular imaging of serotonin degeneration in mild cognitive impairment, Neurobiology of Disease Volume 105, September 2017, Pages 33-41.
+ Tüm Referansları Göster