Medikaynak Search
Üye Ol Üye Giriş
Medikaynak Menü

Düşük vücut kitle indeksi ile karakterize anoreksiya nervoza, tek yumurta ikizlerinde kabaca %50–60 genetik aktarım gösteren, kadınların %0,9–4'ünü ve erkeklerin %0,3'ünü etkileyen karmaşık ve ciddi bir hastalıktır. Ölüm oranları diğer psikiyatrik bozukluklardakinden daha yüksektir ve sonuçlar kabul edilemez derecede düşüktür. Anoreksiya tedavisinde başarı sağlanamamaktadır. Etkili bir ilaç yoktur ve bunun nedeni, hastalığın temel nedenlerinin tam olarak anlaşılamamasıdır. Önceki araştırmalarda, genetik faktörlerin yanı sıra çevresel faktörlerin de kişinin anoreksiya geliştirme riskini artırabileceği gösterilmiştir.

Yapılan yeni bir çalışmada, araştırmacılar, Anoreksiya Nervoza Genetik Girişimi (ANGI) ve Psikiyatrik Genomik Konsorsiyumu Yeme Bozuklukları Çalışma Grubunun (PGC-ED) verilerini birleştirdiler. Anoreksiya nevroza tanılı 16.992 insanların genomlarını, sağlıklı 55.500 kişininkine göre değerlendirdiler. Genom için binlerce belirteç uygulayan bir teknik kullandılar ve bu belirteçleri tüm gönüllüler arasında karşılaştırdılar.

Ekip, genom seviyesinde, anoreksiyada rol oynadığını düşündükleri sekiz lokus saptadı. Araştırmacılar sonuçlarını, farklı psikiyatrik durumlardan kilo, eğitim ve kişiliğe kadar değişen diğer özelliklerin benzer genetik çalışmaları ile karşılaştırdılar. Anoreksiyanın, obsesif kompulsif bozukluk ve depresyon ile ilişkili olduğunu gördüler, bunun hepsinin aynı genetik faktörleri paylaşmasından kaynaklandığını düşündüler. Bu psikiyatrik durumlara sahip insanların genellikle benzer semptomlar göstermeleri de bunu destekliyordu.

Hareket Etme Güdüsü

Araştırmacılar ayrıca anoreksiya ve yüksek fiziksel aktivite arasında da genetik bir ilişki buldular. Anoreksiyalı insanların sürekli hareket ettiklerini, bunun kilo vermeye çalışmalarından kaynaklanan psikolojik bir semptom olduğunun düşünüldüğünü, ancak bulguların bazı genetik hareket etme güdüsünü işaret ettiğini belirttiler. Vücut kitle indeksi, vücut yağları, insülin direnci ve "iyi kolesterol olarak bilinen HDL kolesterol düzeyleri ile de korelasyon tespit edildi.

Araştırmacılar, anoreksiya nervoza genetik mimarisinin, klinik prezentasyonu yansıttığını ve vücut kitle indeksi ile ilişkili ortak değişkenlerin etkilerinden bağımsız olarak psikiyatrik bozukluklar, fiziksel aktivite ve metabolik, lipid ve antropometrik özelliklerle önemli genetik korelasyonlar gösterdiğini belirttiler. Sonuçlar ile ayrıca, anoreksi nervosanın bir metabo-psikiyatrik bozukluk olarak yeniden kavramsallaştırılabileceğini aktardılar. Metabolik bileşenin aydınlatılması gelecekteki araştırmalar için kritik olduğunu ve hem psikiyatrik hem de metabolik bileşenlere dikkat etmenin, sonuçları iyileştirmede anahtar olabileceğine dikkat çektiler.

Medikaynak Referanslar

Watson et al.  Genome-wide association study identifies eight risk loci and implicates metabo-psychiatric origins for anorexia nervosa, Nature Genetics volume 51, pages1207–1214 (2019)

+ Tüm Referansları Göster
  1. Benzer İçerikler