
1988 yılında, Kune ve arkadaşları kolon kanseri vaka kontrol çalışmasında aspirin ve diğer steroidal olmayan anti-enflamatuar ilaçların belirgin koruyucu etkisini bildirmişlerdir. Sonraki yıllarda, 100'den fazla gözlemsel çalışma aspirinin kanser önleyici özelliklerini doğrulamış olup yapılan bir dizi adenom önleme çalışması, aspirinin yeni polip oluşumu üzerinde önemli fakat mütevazı bir etkisinin olduğunu bildirmiştir.
Aspirinin kardiyovasküler faydalarının denemelerinde Rothwell ve meslektaşlarının uzun vadeli kanser sonuçlarının incelemeleri, yaklaşık 3-5 yıllık bir gecikmenin ardından rastgele olarak aspirine atananlar arasında kanser insidansında ve mortalitesinde önemli bir azalma modelini ortaya koymuştur. Yapılan Kadın Sağlığı Çalışması’nda rasgele 18 000'den fazla kadını 100 gün aspirin veya E vitamini takviyesine alternatif olarak atanmış olup 10 yıl boyunca yapılan müdahale kanser insidansı üzerinde hiçbir etki göstermemiştir. Takip eden 18 yıl sonrasına kadar yapılan incelemede, aspirine rastgele atananlarda kolorektal kanser insidansı anlamlı derecede düşük bulunmuştur. Lynch sendromu, artan kolorektal kanser riski ve daha geniş bir kanser yelpazesi, özellikle endometriyal kanser ile ilişkili olup 2011 yılında, araştırmacılar Lynch sendromlu katılımcılar için uzun süreli kanser sonuçlarını(ortalama takip 55.7 ay [SD 31.4]), günlük aspirin ve plaseboya karşı randomize bir çalışmaya dahil edildiğini bildirmiştir.
Tedavi niyetli Cox orantılı tehlike analizi
Yapılan bu çalışma, bu yüksek riskli popülasyonda düzenli aspirin almanın etkisinin daha uzun vadeli bir değerlendirmesini sağlamak için planlanan 10 yıllık takibi tamamlamaktadır. Çift kör, randomize CAPP2 çalışmasında, dünya çapında 43 uluslararası merkezden 861 hasta günde 600 mg aspirin veya plasebo almak üzere rastgele atandığı bildirilmiştir. Kanser sonuçları, İngiliz, Fin ve Gallerli katılımcıların dahil edilmesinden itibaren en az 10 yıl boyunca 20 yıla kadar izlenmiştir. Araştırmacılar birincil sonlanım noktasını kolorektal kanserin gelişmesi olarak belirtmişler ve analizin tedavi amaçlı ve protokol başına yapılmış olduğunu ifade etmişlerdir. Yapılan çalışmaya Ocak, 1999 ve Mart 2005 arasında, ortalama 45 yaş olan Lynch sendromlu 937 uygun hastanın tedaviye başlanması ile başlamış olup 861 hastanın aspirin grubuna veya plaseboya rastgele atanmayı kabul ettiği ve 427 katılımcıya aspirin, 434 katılımcıya plasebo verilmiş olduğu bildirilmiştir. Katılımcılar ortalama 10 yıl 8500 kişi-yıla yaklaşılarak takip edilmiştir. Çalışmada aspirin alan 427 katılımcının 40'ının, plasebo alan 434 hastanın 58'inin kolorektal kanser geliştirdiği gözlemlenmiştir. Tedavi etme niyetli (ITT) Cox orantılı tehlike analizi, aspirin ve plaseboya karşı 0.65 oranında önemli ölçüde azaltılmış bir tehlike oranı (HR) ortaya koymuş olup çoklu primer olayları hesaba katan negatif binom regresyonu, 0.58 oranında bir insidans oranı vermiştir. Protokol başına yapılan analizler, 2 yıllık müdahaleye ulaşan 509 ile sınırlandırılmıştır ve 0.56 HR oranı ve 0.50 insidans oranı verdiği belirtilmiştir. Aspirin alan 36 katılımcıya ve plasebo alan 36 katılımcıya kolorektal olmayan Lynch sendromu kanseri bildirilmiştir.
Araştırmacılar ITT ve protokol başına analizlerin bir etki göstermediğini ve birleştirilmiş tüm Lynch sendromu kanserleri için, ITT analizinin anlamlılığa ulaşmadığını, ancak protokol başına analizin, aspirin grubu için genel riski önemli ölçüde azalttığını belirtmişlerdir. Yapılan çalışmada müdahale aşaması sırasında aspirin ve plasebo grupları arasındaki advers olayların benzer olduğu ve tam müdahale fazı verisine sahip katılımcılar için müdahale grupları arasında anlamlı bir fark gözlenmediği bildirilmiştir.
Sonuç olarak, burada rapor edilen veriler Lynch sendromunu desteklediği, günde en az 2 yıl boyunca 600 mg aspirin alınmasının, gelecekteki kanser riskini önemli ölçüde azalttığı ve bu etkinin en az 4 yıl boyunca ortaya çıkmadığını ortaya koymuştur.
Burn J, Sheth H, Elliott F, et al. Cancer prevention with aspirin in hereditary colorectal cancer (Lynch syndrome), 10-year follow-up and registry-based 20-year data in the CAPP2 study: a double-blind, randomised, placebo-controlled trial. Lancet. 2020;395(10240):1855-1863. doi:10.1016/S0140-6736(20)30366-4
+ Tüm Referansları Göster