Astronotların Egzersiz Programları Kanserli Hastalara Yardımcı Olabilir Mi?

En azından fiziksel aktivite söz konusu olduğunda, astronotların ve kanser hastalarının birden fazla ortak noktasının olduğu düşünülebilir. Cell dergisinin internet sayfasında yayınlanan yeni bir makaleye göre, uzaya çıkmadan önce astronotlara yönelik egzersiz programları kanser hastaları için de geçerli olabilir. Her iki grup da astronotlarda olduğu gibi uçuş öncesi risk faktörleri veya kanser hastaları için tanı öncesi risk faktörleri tarafından yönlendirilen benzer fizyolojik toksisiteler yaşar. New York'taki Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi'ndeki araştırmacılar, uzay uçuşu veya antikanser tedavisinin doğrudan ve dolaylı sonuçlarının benzer ve karşılaştırılabilir olduğunu iddia ettiler. Ekip, son 6 yılda, uzay programının ortaya çıkışından bu yana, NASA'nın uzay uçuşunun fizyolojik sonuçlarını hem karakterize etmek hem de azaltmak için çok yönlü bir karşı önlemler programı (CMP) geliştirdiklerini belirtti. Kanserin, bir CMP'nin standart bakım programının bir parçası olmadığı tek büyük kronik hastalık durumu olduğunu vurguladılar.

Astronotlar ve kanser hastaları arasında "dikkate değer benzerlikler" olduğu için bu durum şaşırtıcıdır. Bu benzerlikler hem uçuş öncesi hem de tanı öncesi risk faktörlerinde, doğrudan akut maruziyette ve uzay uçuşu esnasında veya çok sistemli olumsuz olaylara neden olan kanser terapilerinde görülen etkilerde görülür. Yeni çalışmalarında yazarlar, NASA CMP'ye dayanan, hem kanser hem de tedavisi ile ilişkili bazı fizyolojik toksisitelerin azalmasına veya hatta önlenmesine yardımcı olabilecek bir model öneriyorlar.

Birden Çok Noktayı Etkiliyor

Araştırmacılara göre hem uzay uçuşu hem de kanser terapileri vücuttaki hemen hemen her sistemi etkiliyor. Örneğin, astronotlar ve kanser hastalarında kemik, kas ve kalp büyüklüğünde azalma olabilir ve astronotlarda "uzay sisi" adı verilen ve kanser hastalarında görülen "kemo beyin" benzeri bir vaka görülür.

Göreve Hazırlık

Astronotlar ve kanserli hastalar arasındaki bir fark, uzay görevinin kanser gibi beklenmedik bir olay olmamasıdır. Bu anlamda, uzaya yolculuk için çok önceden hazırlanmaya başlarlar ve uzay yolculuğunun bir sonucu olarak ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarının farkındadırlar. Aksine, kanser insanları hazırlıksız yakalayan bir şeydir ve bununla başa çıkmak için önceden "eğitim almamışlardır.

Manhattan Görev Kontrol

Araştırmacılar çalışmalarında, NASA programını klinik bakım ortamına uyarlamanın kansere özgü bir CMP'nin klinik sonuçlara fayda sağlayan düşük maliyetli bir strateji olduğunu gösteren kesin kanıtlar gerektireceğine işaret ettiler.

Kullanılmayan Egzersiz Tedavisi

Sürekli büyüyen bir vücut kanser bakımında egzersizin faydalarına işaret ediyor. Avusturalya'da kanser uzmanları için önde gelen kuruluş olan Avustralya Klinik Onkoloji Derneği (COSA), egzersizin artık tüm kanser hastalarını tedavi etmede bakım standardının bir parçası olması gerektiğini belirten bir açıklama yayınladı. Geçtiğimiz ay, Amerikan Spor Hekimliği Koleji öncülüğünde 17 organizasyondan katılan 40 liderden oluşan küresel bir koalisyon, egzersiz reçetelerinin artık tüm uygun onkoloji hastaları için standart bakım olması gerektiğini ve fiziksel aktivitenin kan basıncı gibi hayati derecede önemsenmesi ve her muayenede kaydedilmesi gerektiğini belirtti. Ancak egzersiz ve kanser sonuçları arasındaki ilişki ile ilgili geniş kapsamlı literatür ve elini taşın altına koyan profesyonel gruplar ile bile, egzersiz hala standart tedavinin bir parçası değildir.

Ancak araştırmacılar yaptıkları çalışmanın bir fark yaratacağına inanıyor. Araştırmacılar egzersizin etkisini benzersiz bir bakış açısıyla araştırıyorlar. Araştırmacılar kalp ve akciğer hastalıklarındaki egzersize kıyasla, egzersiz onkolojisinin çok yeni bir alan olduğunu belirttiler. Kanser hastalarında bugüne kadar elde edilen kanıtların, egzersizi haftada sadece bir saat bile arttırmanın hareketsiz olmaktan daha iyi olduğunu düşünüyorlar. Ancak araştırmacılar, bu yaklaşımı kanser hastaları için bir bakım standardına dahil etmeden önce bir karşı önlem programının güvenliğini, fizibilitesini ve etkinliğini değerlendirmek için yapılması gereken çok sayıda araştırma ve klinik çalışma olduğunu da belirttiler.