Medikaynak Search
Üye Ol Üye Giriş
Medikaynak Menü

Son yıllarda yapılan araştırmalar, B hücrelerinin multipl skleroz (MS) patogenezine nasıl katkıda bulunduğuna dair devam eden bir tartışma oluşturmuştur. MS'deki B hücresi hedefleme terapilerinin başarısı, B hücrelerinin rolünü, özellikle T hücrelerine antijen sunumu, T hücrelerinin ve miyeloid hücrelerin merkezi sinir sisteminde (CNS) işlevinin patojenik veya koruyucu sitokinlerin salgılanması gibi antikordan bağımsız işlevlerini vurgulamıştır. Yapılan bu çalışmada araştırmacılar, B hücresi hedefleme tedavilerinin optimizasyonu için yeni terapötik stratejiler önererek, B hastalıklarının farklı antikor ve antikordan bağımsız fonksiyonlarının MS hastalık aktivitesi ve ilerlemesindeki rolünü tartışmaktadırlar. Multipl skleroz, merkezi sinir sisteminin otoimmün demiyelinizan bir hastalığıdır ve bu da miyelin kaybına, aksonal hasara neden olduğu gibi genç erişkinlerde sıklıkla ciddi nörolojik sakatlığa neden olmaktadır. Hastalık seyri başlangıçta çoğu MS hastası için tekrarlayan-düzelen (RRMS) akut nörolojik disfonksiyon atakları, ardından tam veya kısmi iyileşme ile karakterize edilmektedir. Çoğu RRMS vakası, sürekli nörolojik bozulma ile karakterize ilerleyici bir seyiri olan, 10-20 yıllık hastalık evriminden sonra ikincil ilerleyici MS (SPMS) gelişir ve hastaların yaklaşık %10'u klinik başlangıcından primer progresif MS (PPMS) adı verilen progresif hastalık seyri gösterir. En az yaygın hastalık şekli (<%5) ilerleyici nükseden MS (PRMS) adı verilen örtüşen relapslarla PPMS'ye benzer. MS'in kesin etiyolojisi belirsiz olsa da, geleneksel olarak CNS antijene spesifik T hücrelerinin MS gelişiminde anahtar role sahip olduğuna inanılmaktadır. CNS antijenlerinden moleküler taklit eden Epstein-Barr virüsü (EBV) gibi bazı enfeksiyöz ajanlar yoluyla bu otoreaktif T hücrelerinin periferdeki aktivasyonunu takiben, CNS'ye girebilir ve miyelin ve sinir hücrelerinin aksonunun tahrip olmasına ve demiyelinizan plakların oluşumuna yol açan enflamatuar yanıtı yönlendirebilirler.

B Hücresi Azaltıcı Tedavinin Bir Sonraki Stratejisi

Yapılan çalışmalar MS hastalarından TCR'nin hem DRB1 * 1501 kısıtlı miyelin bazik protein (MBP) peptidini hem de DRB5 * 0101 kısıtlı EBV peptidini ve EBV peptidine özgü MS hastalarının CSF'sinden izole edilmiş CD4 + T hücrelerini tanıyabildiğini ve MS patogenezinde T hücrelerinin anahtar rolünü vurgulayan bir immünodominant MBP peptidini de çapraz tanıyabileceğini göstermiştir. Buna uygun olarak, onlarca yıldır terapötik yaklaşımlar efektör T hücresi yanıtlarını sınırlamayı amaçlamış olmakla beraber çoğu onaylı MS terapisi T hücrelerini hedeflemeye veya efektör ve düzenleyici T hücresi (Treg) yanıtları arasındaki dengeyi düzeltmeye odaklanmıştır. Bu nedenle araştırmacılar B hücresi tüketen terapinin bir sonraki stratejisini, anti-enflamatuar B hücrelerinin ortadan kaldırılmasını önleyebilecek bir yaklaşımla birlikte anti-CD20'nin uygulanması olabileceğini belirtmişlerdir. Ayrıca araştırmacılar, patojenik otoreaktif B hücrelerini spesifik olarak hedefleyebilen CAAR T hücrelerinin araştırılması ve geliştirilmesi, B hücresinin antikorlarla tükenmesinin yan etkilerinden kaçınmak için etkili bir yaklaşım sağlayabileceğini ifade etmişlerdir. Sonuç olarak, B hücrelerinin farklı pro-enflamatuar ve anti-enflamatuar alt kümelerinin MS hastalık aktivitesine ve ilerlemesine katkıda bulunduğu kesin mekanizmaları daha da açıklığa kavuşturmak ve bu hücrelerin CNS'de T hücrelerini ve miyeloid hücrelerinin işlevlerini nasıl modüle ettiğini ve ayrıca farklı B hücreleri ile ilgili biyobelirteçlerin gelişimini anlamak, hücre altkümeleri işlevleri, klinisyenlerin önümüzdeki yıllarda farklı terapötik yöntemleri daha iyi optimize etmelerine yardımcı olacaktır.

Medikaynak Referanslar

Gharibi T, Babaloo Z, Hosseini A, et al. The Role of B Cells in the Immunopathogenesis of Multiple Sclerosis [published online ahead of print, 2020 Apr 6]. Immunology. 2020;10.1111/imm.13198. doi:10.1111/imm.13198

+ Tüm Referansları Göster
  1. Benzer İçerikler