
Yapısal zayıflık düşük fakat dengeli bir vücut ağırlığının (BMI ≤18 kg / m2) olduğu bir durum olarak tanımlanır. Yapısal olarak zayıf denekleri normal aralıktaki hormonal profillere ve yiyecek alımına sahiptir. Öte yandan bu kişiler modern dünyanın obezojenik ortamında yaşamalarına rağmen kilo alımına direnç göstermektedirler.
Bu konu ile ilgili yapılan yeni bir çalışmanın amacı, kilo almaya karşı bu koruyucu fenotipin altında yatan moleküler mekanizmaları tespit etmekti. Çalışma kapsamında 30 zayıf birey ile yaş ve cinsiyet için eşleştirilmiş 30 kontrol (BMI 20–25 kg / m2) üzerinde klinik aşırı besleme uygulandı. Beslenme sonrası katılımcıların beyaz yağ ve kas dokularındaki klinik ve bütünleştirici moleküler üzerinde transkriptomik analizler yapıldı.
Metabolik Farklılıklar
Sonuçlar, adipositlerin;
- yapısal olarak zayıf bireylerde (ortalama ± SEM: 2174 ± 142 μm 2)
- kontrollerle karşılaştırıldığında (3586 ± 216 μm2) (P <0.01)
belirgin şekilde daha küçük olduğunu gösterdi.
Mitokondriyal solunum kapasitesi zayıf bireylerin yağ dokusunda, özellikle elektron taşıma zincirinin kompleks II'sinde (2.2 kat artış; P <0.01) daha yüksekti. Bu daha yüksek aktivite, mitokondriyal sayıdaki bir artışla paralel olmuştu (kontrole kıyasla zayıflarda: hücre başına 675 ± 30 mitokondriyal DNA molekülleri ile karşılaştırıldığında 784 ± 27; P <0.05). Bağlanmamış solunum veya beyaz yağ dokusunun "esmerleşmesi için hiçbir kanıt bulunamadı. Mitokondriyal farklılıklara göre, zayıf deneklerde, pozitif metabolik sonuçlarla ilişkilendirilen birçok diferansiyel olarak eksprese edilmiş gen ile, farklı bir adipoz transkriptomik profile [62 diferansiyel olarak eksprese edilmiş genler (yanlış keşif hızı 0.1 ve log katlanma değişikliği> 0.75)] vardı. Yapılan ek analizler, yağ asidi oksidasyonunda bir artış olduğunu gösterdi (P = 3 x 10 trig04). Öte yandan trigliserit biyosentezinde (P = 3.6 x 10−04) iki grupta da aşırı beslenmeye farklı yanıt gözlenmedi.
Yapısal olarak zayıf bireylerde adipoz dokunun belirgin moleküler imzası, bu bireylerde enerji tüketimini arttırmanın bir yolu olarak mitokondriyal ayrılmadan ziyade, artırılmış anlamsız bir lipid döngüsü olduğunu göstermektedir. Araştırmacılar yağ dokusunda artmış mitokondriyal fonksiyonun zayıf bireylerde düşük vücut ağırlığını sürdürmede önemli bir aracı olduğunu ileri sürdüler. Bilim insanları çalışmaları sonucunda elde ettikleri bu bilgi sayesinde yeni kilo yönetimi tedavi stratejileri için daha hedefli yaklaşımların geliştirilebileceğini ümit ettiklerini belirttiler.
Yiin Ling et al. Persistent low body weight in humans is associated with higher mitochondrial activity in white adipose tissue The American Journal of Clinical Nutrition, Volume 110, Issue 3, September 2019, Pages 605–616,
+ Tüm Referansları Göster