Medikaynak Search
Üye Ol Üye Giriş
Medikaynak Menü

Fransa'da, 1782 kışında, kimyager Antoine Lavoisier ve çok bilge arkadaşı Pierre-Simon Laplace, farkında olmadan deneklerini dünyanın ilk kalorimetresi olan çift cidarlı metal bir odaya yerleştirdiler ve kapağı kapattılar. Duvarlar arasındaki boşluğa kar yüklemişlerdi ve gine domuzunun vücut ısısının karı erittiği hız ile dışarı verdiği karbondioksit oranını karşılaştırarak, metabolizmayı yani varoluşumuzu yönlendiren yaşam ateşini keşfettiler. Sonunda bilim, büyümemizi, yeniden üretmemizi ve hareket etmemizi sağlayan yaşam gücünün fiziksel bir ölçüsüne sahipti.

Yapılan son araştırmalar, vücudumuzun nasıl kalori yaktığına, egzersiz ve diyetin metabolizmayı ve sağlığı nasıl etkilediğine dair anlayışımızı yeniden şekillendirmiştir. Araştırmacılar obezite, diyabet ve kalp hastalığı çağında, bu sorunlarla mücadele eden toplumların, bu ilerlemeleri halk sağlığı programlarına ve kişisel rutinlerine dahil ederek daha mutlu ve sağlıklı olacaklarını belirtmişlerdir. Dergilerde yer alan hemen hemen her egzersiz rutininin temel inancı daha fazla egzersiz yapın, daha fazla kalori yakın. Kısa vadede, doğru olmakla birlikte egzersiz yaparken enerji yakarsınız ve yeni bir egzersiz rutinine başlarsanız, en azından başlangıçta daha fazla kalori yakarsınız. Ancak son araştırmalar metabolizmalarımızın ne kadar dinamik ve uyumlu olabileceğini göstermiştir. Egzersiz yaparak yaktıkları enerji miktarını artırmayı başaranlar bile kilo vermeyi hala zor bulmaktadır. Toplamda 900'den fazla katılımcının yer aldığı 61 egzersiz çalışmasının yakın tarihli bir incelemesi, birçok kişiye aşina olacak kanıtları ortaya koymaktadır. Şaşırtıcı bir şekilde, son araştırmalar, kilo vermeyi engelleyen metabolik düzenlemelerin, egzersizin bizim için bu kadar iyi olmasının büyük bir nedeni olduğunu göstermiştir. Bilim insanları bu değişikliklerin doğasını izlemek için çalıştıklarını ancak vücudumuzun diğer görevler için harcanan enerjiyi azaltarak artan günlük aktiviteye yanıt veriyor gibi göründüğünü belirtmişlerdir. Örneğin, bağışıklık sistemleri baskılanır ve iltihabı azaltır bu da önemlidir çünkü iltihabın kardiyovasküler hastalık ve bir dizi başka sağlık sorunu için ciddi bir risk faktörü olduğu bilinmektedir.

Aşırı kilolu veya obez olmanın birincil nedeni

Kilo almak temelde bir fizik problemi olmakla birlikte yaktığımızdan daha fazla kalori yediğimizde, bu ekstra kaloriler yağ olarak birikmektedir. Her gün harcadığımız enerjiyi egzersizle artırmaya çalışmak boşuna olduğundan, aşırı kilolu veya obez olmanın birincil nedeni açıkça diyettir. Kilo alıyoruz çünkü çok yiyoruz. Atalarımızın yediği türden yiyecekleri yemeye çalışmak sezgisel bir anlam ifade etmektedir. Ancak eski diyetleri taklit etmek, insanların Paleolitik çağda atalarımızın yaptıklarına benzer şekilde yemek yedikleri moda Paleo veya mağara adamı diyet hareketinin arkasındaki fikir, göründüğü kadar ileriye dönük değildir. Diğer biyolojik özelliklerin çoğu gibi, bir günde yakılan enerji miktarı kişiden kişiye değişmektedir. Aynı yaş ve cinsiyette olan ve aynı yaşam tarzına sahip iki kişide kolaylıkla günlük enerji harcaması 500 kalori veya daha fazla farklılık gösterebilmektedir.

Yapılan çalışmalar, obezite hastalarının günlük enerji harcamalarının ortalama olarak zayıf olanlarla aynı olduğunu göstermiştir. Bu, vücut büyüklüğünü hesaba kattıktan sonra, yalnızca daha fazla hücreye sahip olduğu için günde daha fazla kalori yakma eğilimindedir. Kilo alımı ve obezite, yavaş bir metabolizmanın ürünleri değildir. Bilim insanları genlerimiz ne kadar güçlü olursa olsun, DNA’nın kader olmadığını belirtmişlerdir. Dünyanın büyük bir kısmında farklı olan şey çevremizdir, özellikle gıda ortamımız olmakla birlikte belirli yiyeceklere erişimimizdir. Sanayileşmiş dünyamızın mühendisliğinde, bizi aşırı tüketmeye iten yiyeceklerle kendimizi çevreledik. Metal saksılardaki kobaylardan obezite genlerinin ayrıntılı çalışmalarına kadar, metabolizma bilimi son iki yüzyılda yeni yaklaşımlar ve yeni teknolojilerle ilerlemiştir. Yine de son yıllardaki en büyük gelişmelerden bazıları, eski yöntemlere tutunan ve kolektif geçmişimize bir pencere açan Hadza gibi toplumlardan gelmiştir. Bedenlerimiz, evrimle zeki, uyumlu ve dinamik olacak şekilde şekillendirildi. Bilim insanları, obezite krizinin üstesinden gelmek için aynı esnek yaratıcılığa ihtiyacımız olacağını vurgulamışlardır.

Medikaynak Referanslar

Herman Pontzer, Metabolism myths: 7 things we get wrong about diet and exercise, New Scientist, 24 February 2021

+ Tüm Referansları Göster
  1. Benzer İçerikler