
Son dönem böbrek yetmezliği olan hastalarda kardiyovasküler olayların (KVH'ler) riski artar. KVH'ler son dönem böbrek yetmezliği hastalarında mortalitenin en az %50'sini oluşturur. Böbrek transplantasyonu diyalize göre sağ kalım avantajları sağlasa da, KVH'ler, özellikle koroner arter hastalığı (KAH), böbrek nakli alıcılarında halen en önemli ölüm ve morbidite nedenidir. Transplantasyondan sonraki ilk 3 ayda, kardiyak komplikasyonların görülme sıklığının %3,5 ila %6 olduğu bildirilmiştir.
Hastaları potansiyel aday havuzuna koymadan önce KAH'nın saptanması, tüm böbrek nakli merkezlerinin ana hedefidir. Kardiyak değerlendirmeden sonra ciddi kardiyak hastalığı olduğu tespit edilen hastalar, operasyon öncesi dönemde yüksek ölüm oranı nedeniyle liste için kabul edilmemektedir. Ancak, listeye kabul edilmiş olan bazı hastalar, böbrek nakli beklerken veya BT'yi takiben KVH geliştirebilir. Bu nedenle, perioperatif ve transplantasyon sonrası riskini en aza indirmek için tüm böbrek nakli adaylarının kardiyovasküler risk değerlendirmesinin yapılması gereklidir. Bununla birlikte, çeşitli değerlendirme yöntemlerinin faydası ve güvenilirliği tam olarak belirlenmemiştir.
Marmara Üniversitesi araştırmacıları yaptıkları yeni bir çalışmada, potansiyel böbrek nakli alıcılarında Lizbon ve Amerikan Transplantasyon Derneği (AST) standart KVH değerlendirme protokollerinin sonuçlarını araştırdılar.
Transplantasyon Hastalarında AST Rehberleri ve Anjiografi Önceliklendirilmeli
Araştırmacılar, böbrek nakli bekleme listesi için kabul edilen, ortalama yaşları 45,4+13 yıl olan, 126’sı kadın ve 140’ı erkek toplam 266 son evre böbrek yetmezliği hastasının verilerini analiz ettiler. İlk kardiyak değerlendirmelerine göre hastaları düşük ve yüksek kardiyak risk olarak sınıflandırdılar. Ana kardiyovasküler olayları ve ölümleri kaydettiler.
Ortalama 639 gün takip sonunda 72 hastaya (%27,1) böbrek nakli yapıldı. Toplam 49 hastada (%18,4) KVH vardı ve 42 hasta (%15,8) öldü. 45 yaşın üzerinde olmak ve 1’in üzerinde diyaliz yılı KVH'ler için bağımsız risk faktörleri olarak bulundu. İnvaziv olmayan testlerle değerlendirilen 60 yüksek riskli hastadan 48’inde negatif sonuç vardı. Bu 48 hastanın 12'sinde KVH vardı. Koroner anjiyografi yapılan 10 hastanın 1'inde KVH vardı, 1'i öldü. AST kılavuzlarının duyarlılığı ve özgüllüğü (eğrinin altında kalan alan ¼ 0.647, P ¼ .005, %83 duyarlılık, %54 özgüllük) Lizbon'dan daha yüksekti.
Araştırmacılar, kardiyak değerlendirme için egzersiz elektrokardiyografisi ve miyokard perfüzyon sintigrafisinin KVH tahmininde daha az duyarlı olduğunu belirttiler. Transplantasyon öncesi KVH değerlendirmesinde, AST rehberlerini kullanılmasını ve koroner anjiyografinin önceliklendirmesini önerdiler.
S. Mehdiyev, A. Velioglu, H. Arikan, E. Asicioglu, A. Cincin, T. Demirbas, I. Tinay, C. Ozener, and S. Tuglular. Cardiac Risk Assessment in Kidney Transplant Candidates: Clinical Usefulness of Different Guidelines, Transplantation Proceedings, 51, 1058e1063 (2019).
+ Tüm Referansları Göster