
Major depresif bozukluk, mortalite ve yaşlanma ile ilişkili hastalıklarda artmış risk ile bağlantılıdır. Günümüzde ciddi depresyon ve travmanın daha kısa ömür ile ilişkili olduğuna dair kanıtlar artmaktadır.
Majör depresyonun, daha yüksek epigenetik yaşlanma ile ilişkili olup olmadığını, majör depresyonun klinik özelliklerinin bu paternler üzerinde daha fazla bir etkisi olup olmadığını inceleyen yeni bir çalışma yapılmıştır.
Araştırmada, Hollanda Depresyon ve Anksiyete Çalışması’ndan 811 depresyon hastası ve yaşam boyu psikiyatrik bozukluğu ve düşük depresif belirtileri olmayan 319 kontrol hastasının kanlarındaki tüm metilasyon alanları kullanılarak DNA yaşı hesaplandı. Kronolojik yaşta gerileyen DNA metilasyon yaş tahminlerinin kalıntıları, epigenetik yaşlanmayı belirtmek için hesaplandı. Major depresyonun tanısı ve klinik özellikleri anketler ve psikiyatrik görüşmelerle değerlendirildi. Analizler; sosyodemografik özellikler, yaşam tarzı ve sağlık durumu açısından düzeltildi. Sonuçları doğrulama için ek olarak postmortem beyin depresyonu tespit edilen 74 hasta ve 64 kontrol olgusu değerlendirildi. Kan ve beyinde epigenetik yaşlanmanın altında yatan biyolojik süreçler hakkında bilgi edinmek için, ConsensusPathDB kullanılarak, yolak zenginleştirme (Pathway Enrichment) analizi yapıldı.
Metilasyon Düzeyleri Erken Uyarı Olabilir
Araştırmacılar, majör depresyonlu hastalarda kontrol deneklerine kıyasla belirgin şekilde daha yüksek epigenetik yaşlanma gördüler ve artan semptom şiddeti ile belirgin bir doz etkisi buldular. Majör depresyonlu insanlardan elde edilen DNA, sağlıklı insanlara göre biyolojik olarak yaklaşık 8 ay daha yaşlıydı. Bazı aşırı şiddetli depresyon vakalarında, hastaların kronolojik yaştan 10 ila 15 yaş daha büyük biyolojik yaşa sahip oldukları görüldü. Depresyon grubunda epigenetik yaşlanma, çocukluk çağı travma skoru ile pozitif ve anlamlı düzeyde ilişkiliydi. Vaka kontrol farkı, postmortem beyin örneklerinin bağımsız bir veri setinde doğrulandı. Bulgular özellikle de genetik ontoloji açısından incelendiğinde fark daha belirgindi.
Araştırmacılar yaptıkları çalışmanın, belirli lokuslardaki metilasyon düzeylerinin yaşla birlikte arttığını veya azaldığını, dolayısıyla bu metilasyon paterninin biyolojik yaşın iyi bir göstergesi olduğunu belirttiler. Bilim insanları ayrıca DNA metilasyonunun yaşla birlikte değiştiğinin keşfedilmesinin çeşitli pratik sonuçlarının da olabileceğini aktardılar. Araştırmacılar keşiflerinin yaş ilişkili hastalıklarda, özellikle epigenetik saatlerinde önemli kaymalar göstererek, aşırı uçlarda bulunan hastalarda erken uyarı işareti olarak yararlı olabileceğini belirttiler.
Laura K.M. Han, Moji Aghajani, Shaunna L. Clark, Robin F. Chan, Mohammad W. Hattab, Andrey A. Shabalin, Min Zhao, Gaurav Kumar, Lin Ying Xie, Rick Jansen, Yuri Milaneschi, Brian Dean, Karolina A. Aberg, Edwin J.C.G. van den Oord, Brenda W.J.H. Penninx. Epigenetic Aging in Major Depressive Disorder. American Journal of Psychiatry, 2018; 175 (8): 774.
+ Tüm Referansları Göster