
Günümüzde glutensiz diyete olan ilgi dünya çapında artmıştır. Uluslararası konsensus, çölyak hastalığı veya buğday alerjisi yokluğunda, gluten tüketildiğinde, gastrointestinal ve ekstra-intestinal semptomların indüklendiği bir durum olarak çölyak dışı gluten duyarlılığını (NCGS) tanımlamıştır fakat NCGS’nin patogenezi tam olarak anlaşılamamıştır. Spesifik antikorlar için negatif seroloji ve HLA DQ2 / DQ ile ilişkili olmaması, adaptif immün mekanizmaların sınırlı bir katılımını düşündürmektedir. NCGS hastalarının intestinal mukozasında, çölyak hastalığı olan hastalarla karşılaştırıldığında kontrollü reseptörlerin daha yüksek ekspresyonu, NCGS'de doğal immün mekanizmaların daha güçlü bir rolünü göstermektedir. Çalışmalar, artmış intraepitelyal lenfositleri, bağırsak geçirgenliğinde değişiklikleri ve uyarım sonrası sitokin yanıtını işaret etse de bu bulgular tanıya yönelik biyolojik belirteçler olarak güvenilir bulunmamıştır. Bu nedenle, günümüzde NCGS’nin tanısı ağırlıklı olarak hasta öyküsü ve ayırıcı tanıya dayanmaktadır. Bu hastalarda gluten içeren tahıllar semptomları indükleyebilse de patogenezdeki suçlu molekül halen bilinmemektedir. Buğdaydaki gluten, fruktan ve çözünebilir proteinler gibi birden fazla olası madde semptomları indükleyebilmektedir.
Norveç Oslo Üniversitesi araştırmacıları kendileri tarafından bildirilen gluten duyarlılığı olan, çölyak hastalığı olmayan bireylerde gluten ve fruktanın, mide-bağırsak semptomları üzerine etkisini araştırmak amacıyla randomize çift kör, plasebo kontrollü çapraz geçiş çalışması yaptılar.
Plasebo ve Gluten Grubu Arasında Fark Yok
Araştırmacılar çalışmalarını Ekim 2014 - Mayıs 2016 arasında Norveç Oslo Üniversitesi Hastanesi’nde gerçekleştirdiler ve glutensiz bir diyetle beslenen 59 bireyi çalışmalarına dahil ettiler. Katılımcılar, 7 gün boyunca, gluten (5,7 g), fruktanlar (2,0 g) veya müsli barlarda gizlenmiş plasebo içeren diyetlerle beslenen gruplara rastgele olarak yerleştirildi. Katılımcıların her biri en az 7 günlük bir arınma periyodunun ardından, her üç diyet grubunu tamamlayana kadar farklı bir gruba geçtiler. Semptomlar Gastrointestinal Semptom Derecelendirme Skalası İrritabl Bağırsak Sendromu (GSRS-IBS) versiyonu ile ölçüldü. Analiz için doğrusal bir karma model kullanıldı.
Genel GSRS-IBS skorları gluten, fruktan ve plasebo diyetleri için ortalama değerler sırasıyla 33,1 ± 13,3, 38,6 ± 12,3 ve 34,3 ± 13,9 olmak üzere önemli ölçüde farklıydı. GSRS-IBS şişkinliği için ortalama puanlar, gluten, fruktan ve plasebo diyetleri sırasında sırasıyla 9,3 ± 3,5, 11,6 ± 3,5 ve 10,1 ± 3,7’ydi. Fruktan tüketen katılımcılar için genel GSRS-IBS skoru, gluten tüketen katılımcılardan anlamlı olarak daha yüksekti. Gluten ve plasebo grupları arasında ise GSRS-IBS skorları açısından fark yoktu.
Araştırmacılar bulgularının NCGS’nin patogenezinin daha iyi anlaşılması açısından önemli olduğunu belirttiler.
Skodje et al. Fructan, Rather Than Gluten, Induces Symptoms in Patients With Self-Reported Non-Celiac Gluten Sensitivity, Gastroenterology 2018;154:529–539.
+ Tüm Referansları Göster