
Bazen tamamen yeni bir tecrübe yaşıyorken beynimizde birdenbire ortaya çıkan bir bulanıklaşma ile birlikte yaşadıklarımız tanıdık gelir ve her şey bir bilim kurguymuş gibi hissederiz. Çoğu insan hayatı boyunca zaman zaman deja vu olarak isimlendirilen bu durumu deneyimler. İnsanların %60-80’i bu fenomeni herhangi bir zamanda ve çok hızlı bir şekilde yaşarlar.
Texas A&M Health Science Center College of Medicine’den araştırmacılar deja vu’nun laboratuvar ortamında çalışılması zor bir konu olduğunu ve ortaya çıkmasına neden olan uyarının henüz net olmadığını belirttiler. Araştırmacılar hafızada depolanma işinin işleyişinin aydınlatılmasının deja vu’yu anlamada ışık tutucu olabileceğini söylediler. Deja vu nöbetleri ile beyinde depolanmanın nasıl işlediğinin yakından ilişkili olabileceğini düşündüklerinin altını çizdiler.
Uzun dönem hafızada saklanma için, olayların temporal lobda depolandığını ve temporal lobun aşinalığı saptama ve olayları tanımada rol aldığını belirttiler.
Deja vu ile temporal lob ilişkisi hala tam olarak çözülememiştir ve bu konuda ki ipuçları temporal lob epilepsisine sahip hastalardan elde edilmektedir. Elde edilen bulgular, deja vuya beyindeki arızalı elektriksel fonksiyonların neden olduğuna işaret etmektedir. Epileptik nöbetler disfonksiyonel nöron aktivitesi ile karakterizedir.
Araştırmacılar klinik raporlarda temporal lob epilepsisine sahip hastalarda epileptik ataktan hemen önce adeta bir uyarı gibi deja vu deneyimlendiğinin gösterildiğini belirttiler. Sağlıklı kişilerdeki dejavunun dayanağının ne olduğu sorusuna ise bazı araştırmacılar bunun beyindeki bir kusur olduğunu söylüyorlar. Beyindeki tanımı ve tanıdıklık nöronları uyarıldığında beyin o anı geçmiş ile karıştırıyor. Araştırmacılar aynı anormal elektriksel impulsların sağlıklı kişilerde de epilepsi gelişmesine katkıda bulunabileceğini söylediler. Sağlıklı bireylerdeki deja vu örneklerinin aynı zamanda beyinin nöral yolaklarındaki ‘yanlış eşleşmeye’ de dayandırılabileceğini eklediler. Araştırmacılar bunun da mümkün olduğunu çünkü beyin sürekli sınırlı veriyle çok geniş algılar yaratmaya çalıştığını söylüyorar. Örneğin tanıdık bir koku gibi küçük miktardaki duyusal verinin alınarak ve detaylı bir anımsama yarattığını belirttiler.
Araştırmacılar deja vu’nun, duyusal verilerin kısa süreli hafızayı atlayarak uzun süreli hafızaya ulaşmasıyla ortaya çıkan beyindeki hafıza sisteminde ki kusur ile bağlantılı olabileceğini iddia ettiler. Bununda bu yeni anı daha önceden deneyimlemiş gibi tedirgin edici bir his yarattığını belirttiler.
Görme sisteminde duyusal veriler faklı yolaklar boyunca daha yüksek kortikal merkezlere doğru ilerlerler ve tüm veriler bu merkezlere o anda ya da çok kısa süre sonra ulaşır.
Bu yolaklar boyunca süreçte meydana gelen farklılıklarla algı bozulur ve iki farklı mesaj gibi deneyimlenir. Araştırmacılara göre, beyin ikincil daha yavaş bir yolak aracılığıyla ayrı bir algısal deneyim olarak ikinci versiyonu yorumlar ve böylelikle uygunsuz bir tanıdıklık hissi olarak deja vu’yu ortaya çıkarır.
Araştırmacılar dejavu ve arkasında yatan mekanizma ile ilgili öğrenilecek daha çok şey olduğunu ve bu konuda daha fazla araştırma yapılmasına ihtiyaç duyulduğunu belirttiler.
Texas A&M University. "What causes déjà vu?." ScienceDaily. ScienceDaily, 13 April 2016
+ Tüm Referansları Göster