
Takayasu (TAK) ve dev hücreli arterit (GCA), büyük damar vaskülitinin (LVV) iki ana formu olup, vasküler inflamasyon ile tanımlanır ve bunun sonucunda aort ve dallarında hasar meydana gelir. Devam eden vasküler inflamasyona, vasküler hasara veya her ikisine bağlı olabilecek çok çeşitli vasküler semptomlar olduğundan LVV'de hastalık aktivitesinin değerlendirilmesi zor olabilir.
Aortun ve primer dalların vasküler görüntülemesi, LVV'li hastalarda arteriyel hasarı ve inflamasyonu değerlendirmek için faydalı olabilir. 18F-florodeoksiglukoz pozitron emisyon tomografisi (FDG-PET) arter duvarındaki metabolik aktiviteyi gösterebilir ve bu nedenle arteriyel inflamasyon için potansiyel bir gösterge olarak kullanılabilir. Manyetik rezonans anjiyografi (MRA), stenoz, oklüzyon veya anevrizma dahil olmak üzere lümen hasarını değerlendirmek için yararlıdır.
Şu anda, LVV'deki hastalık aktivitesini değerlendirmek ve ölçmek için standart bir referans ve güvenilir biyolojik gösterge bulunmamaktadır. LVV'de hem FDG-PET hem de MRA ile ilgili bulguları spesifik semptomlarla karşılaştıran kanıtlar sınırlıdır. Bu tür veriler, klinisyenlere spesifik semptomlar ile FDG-PET ve MRA bulguları arasındaki ilişki hakkında bilgi verebilir.
Bu çalışmanın amacı LVV'de yaygın kraniyal ve üst ekstremite vasküler semptomları ile vasküler görüntülemeyi ve bu konuda TAK ve GCA arasında fark olup olmadığını karşılaştırmaktır.
TAK ve GCA hastalarına 24 saat içinde klinik ve görüntüleme değerlendirmeleri yapılmıştır. Vasküler inflamasyon, görsel değerlendirmede arteriyel FDG-PET alımının karaciğere göre fazla olması olarak tanımlanmıştır. Arter hasarı MRA ile saptanan stenoz, oklüzyon veya anevrizma olarak tanımlanmıştır. Klinik olarak bildirilen semptomlar, genelleştirilmiş karma model regresyonu kullanılarak ilgili görüntüleme bulgularıyla karşılaştırılmıştır.
Toplam 110 LVV (56 TAK ve 54 GCA) hastası çalışmaya alınmıştır. TAK hastalarında toplam 105 FDG-PET ve 102 MRA, GCA hastalarında 134 FDG-PET ve 129 MRA gerçekleştirilmiştir.
Aranan 11 semptomdan altısı için TAK ve GCA hastaları arasında semptom sıklığında anlamlı bir farklılık gözlenmemiştir. GCA ile karşılaştırıldığında TAK hastalarında önemli ölçüde daha fazla karotidini, sersemlik, pozisyonel baş dönmesi, majör Merkezi Sinir Sistemi (MSS) olayları ve kollarda kasılma bildirilmiştir. TAK hastalarında en sık görülen semptom kollarda kasılma (%52), GCA hastalarında bulanık görmedir (%37).
Genel olarak, GCA hastalarında daha fazla vasküler inflamasyon ve TAK hastalarında daha fazla vasküler hasar saptanmıştır. Karotik arterlerde, GCA hastalarında TAK hastalarına kıyasla daha fazla PET aktivitesi (%52'ye karşı %31) ve TAK hastalarında GCA hastalarına göre daha fazla arteriyel hasar (%69'a karşı %33) saptanmıştır. Vertebral arterlerde, TAK hastalarına kıyasla GCA hastalarında daha fazla PET aktivitesi (%19'a karşı %2) saptanırken, TAK hastalarında vertebral arter hasarı GCA hastalarına göre farklı bulunmamıştır (%31'e karşı %17). Subklavyen arterlerde, TAK hastalarına göre GCA hastalarında daha fazla PET aktivitesi (%50'ye karşı %28) gözlenirken, TAK hastalarında subklavyen arter hasarı GCA hastalarına göre anlamlı fark göstermemiştir (%63'e karşı %52).
Spesifik klinik semptomlar ile etkilenen boyun arterlerinin sayısı arasındaki ilişki değerlendirilmiştir. Klinik semptomların varlığı ile FDG-PET'den ziyade MRA ile saptanan arteriyel hastalık yükü arasında güçlü ilişkiler gözlenmiştir. MRA tarafından saptanan hasarlı boyun arterlerinin sayısı artmış olan LVV hastalarında sersemlik, pozisyonel baş dönmesi veya majör bir MSS olayı yaşama olasılığı önemli ölçüde daha yüksek bulunmuştur. FDG-PET tarafından saptanan inflamasyonlu arter sayısı artışı LVV hastalarında baş ağrısı olasılığını arttırmıştır.
Sonuç olarak, TAK ve GCA hastalarında semptomların dağılımı ve görüntüleme bulguları arasındaki ilişki farklıdır. Bu bulgular, klinisyenlerin belirli bir klinik semptom temelinde ilişkili FDG-PET ve MRA bulgularını tahmin etmelerine yardımcı olabilir.
Clinical symptoms and associated vascular imaging findings in Takayasu’s arteritis compared to giant cell arteritis,Ann Rheum Dis 2020;79:262–267. https://doi.org/10.1136/ANNRHEUMDIS-2019-216145
+ Tüm Referansları Göster