
Dokunma, doğumdan itibaren geliştirilecek olan beş duyunun ilkidir, ancak bilim adamları, dokunma ile ilgili olarak diğer duyulara kıyasla çok daha az şey bilmektedir.
Görüntüleme tekniklerinin gelişmesi ile birlikte ABD’li bilim insanları, sosyal öğrenme için bir yapı taşı sağlayan ilkel benlik duygusu olan dokunmanın bebek beyninde nasıl işlendiğine dair bir çalışma yaptılar. Bu izlem sadece ebeveynin bebeğe dokunması ile değil, bebek bir yetişkinin eline ya da ayağına dokunduğunda da yapılarak bebek beynindeki dokunma ile ilgili alanlar belirlendi. Bebek bu esnada sadece dokunmak ile kalmıyor, aynı anda erişkinin eline ya da ayağına dokunduğunu görüyordu. Hissedilen ve görülen dokunma hissinin arasındaki farkı açıklığa kavuşturmuş oldu. Bu şekilde 7 aylık bebeklerin ‘’kendi’’ ve ‘’öteki’’ arasındaki ayrımı yapabildiğini gösterdi.
Çalışmanın araştırmacıları, bu bağlantıların ileride bilişsel, kognitif ve duygusal gelişimde çok önemli rol oynadığını, ayrıca empati duygusunun gelişmesinde etkin olduğunu söylüyor.
Araştırmacılar genellikle kulakların arasında çalışan bir doku şeridi olarak tanımlanan beynin somatosensoriyel korteksine odaklandı çünkü bu bölüm vücudun farklı bölgelerine farklı güçte dokunulduğunun ayrımı yapmaktadır. Örneğin ellere dokunmak, ayağa dokunmaktan daha güçlü bir duyudur ve somatosensör korteks boyunca farklı bir yerde işlenir.
Hissedilen ve Gözlenen Dokunma Aynı Bölgede İşleniyor
İlk deneyde, her bebek hafif dokunuşlar aldıkça beyin aktivitesini ölçmek için MEG (Magnetoensefalografi) kullanıldı. Bebeğin elinin üstüne küçük, şişirilebilir balon benzeri bir cihaz yerleştirildi ve bilgisayar kontrollü bir zaman çizelgesine göre genişleyip daralarak bebeğin cildine akımlar gönderdi. Ardından bebeğin ayağının üstünde aynı prosedür takip edildi.
Sonuçlar şu şekilde; bebeğin eline dokunulduğu zaman, somatosensoriyel korteksin el alanı, test edilen tüm 14 bebekte aktive oldu. Ayağa dokunulduğu zaman, bir bebek hariç tüm bebeklerin beyninin ayak bölgesinde aktivasyon gerçekleşti. Aynı aktivite bebekler erişkinlerin ayak ve ellerine dokunulduğu videoları izlerken de gözlendi. Ancak burada "gözlemlenen dokunuş" a, beklendiği gibi "dokunma hissi" ne göre daha zayıf bir yanıt verildi. Aynı şey yetişkinler için de geçerlidir.
Anahtar nokta ise şu; çalışmada bebeklerin beyninin aynı bölümü, her iki tür dokunmayı kaydetti ve bir bebeğin kendi vücut bölgeleri ile diğer insanlarda gördükleri arasındaki benzerliği tanıyabilme kapasitesini göstermiş oldu. Yani, paylaşılan nöral bölgelerin işlenmesi için bu bebeğin kendisine dokunulması, başkalarının dokunmasını izlemesi ile benzerdir ve ebeveynlerin bildiği gibi, bebekler yetişkinlerin ne yaptığını izler ve taklit eder. Taklit, bebekler için güçlü bir öğrenme mekanizmasıdır, ancak taklit etmek için öncelikle bebeklerin vücut parçalarının nasıl karşılık geldiğini algılaması gerekir. Ebeveynlerinin yaptıklarını taklit ettikleri zaman aynı hareketi aynı parça ile çoğaltmalıdırlar. Sözel ifadeye geçmeden önce bebekler ellerinin eliniz gibi olduğunu ve ayaklarının ayağınız gibi olduğunu fark eder. Nöral vücut haritası, bebekleri başka insanlara bağlamaya yardımcı olur: Başka bir kişinin 'benim gibi' olduğunun tanınması, bebeğin ilk sosyal kavrayışlarından biri olabilir.
Gelişimle birlikte, bu "kendisine benzeyeni" tanıma, sonunda bir başkası için empati hissetmeye yol açar. Birisinin yanlışlıkla eline çekiçle vurduğunu gördüğünüzde, hızlıca, belki de algılanamaz bir şekilde, elinizi geri çekersiniz. Bu, kendini diğerine bağlayan ortak bir nöral vücut haritasının devreye girdiğini gösterir.
Yapılacak daha ileri araştırmalarda, bebeklerin yaşları ilerledikçe sosyal beden farkındalıklarını nasıl geliştirdiğini araştırmak için MEG kullanılabilir.
Meltzoff AN et al. Infant brain responses to felt and observed touch of hands and feet: an MEG study. Developmental Science, 2018; e12651 DOI: 10.1111/desc.12651
+ Tüm Referansları Göster