Medikaynak Search
Üye Ol Üye Giriş
Medikaynak Menü

Gözlemsel çalışmalar, düzenli kahve alımı ile tip 2 diyabet (T2D) gibi birçok bulaşıcı olmayan hastalık riski arasında ters bir ilişki olduğunu göstermiştir. Kahve alımı ve T2D'nin rolü ile ilgili mevcut kanıtlar çoğunlukla toplam içilen kahve ve/veya kafeinli - kafeinsiz kahvenin karşılaştırıldığı çalışmalardan elde edilmiştir. Altta yatan sebepler belirsiz olsa da, kahve G2D gelişiminde yer alan çoklu yollar üzerinde farklı etkiler gösteren kafein, fenolik bileşikler, diterpenler ve fitosteroller gibi çeşitli bileşikler içerir, glikoz ve lipit metabolizması, yağ asidi metabolizması bunlara örnek olarak gösterilebilir.

Düzenli kahve tüketimi, tip 2 diyabet (T2D) riskini azaltır

Düzenli kahve alındığında, tip 2 diyabet (T2D) riski daha düşüktür, ancak az sayıda çalışma, kahve içme alışkanlığını göstermek için biyobelirteçleri kullandı ve farklı kahve demleme yollarını araştırdı.

Bu araştırmada araştırmacılar kaynatılmış veya filtrelenmiş kahve alımı ile ilişkili plazma metabolitlerini tanımlamak ve İsveç'te bulunan erişkinlerde T2D riski ile ilişkilerini incelemeyi amaçladılar.

Västerbotten Müdahale Programı içinde yer alan bir vaka kontrol çalışmasında, 421 vaka kontrol çiftinden alınan bazal plazma örnekleri ve 10 yıllık bir takipte 149 çift alt kümeden alınan numuneler, hedeflenmemiş LC-MS metabolomikleri kullanılarak analiz edildi. Gıda sıklığı anketleri (FFQ) ile tahmin edilen kahve alımı ile ilişkili metabolitleri belirlendive T2D'nin olasılık oranları değerlendirildi.

Toplamda 24 ve 32 metabolit, haşlanmış veya filtrelenmiş kahve alımı ile ilişkilendirildi. Kaynamış veya filtrelenmiş kahvenin oldukça spesifik tahmini için sağlam metabolit paneller belirlendi. Filtrelenmiş kahvenin metabolit paneli ile T2D riski arasında ters bir ilişki gözlemlendi. Haşlanmış kahve alımı ile T2D arasında bir ilişki gözlenmedi. FFQ tahmini kahve alımı için benzer sonuçlar gözlemlendi.

Seçici biyobelirteçler olarak kullanılabilecek özel olarak kaynatılmış veya filtrelenmiş kahve alımı ile ilişkili plazma metabolitlerini belirlendi. Çalışma, filtrelenmiş kahve içme alışkanlığının T2D gelişimi üzerinde koruyucu bir rolünü destekledi. Kaynatılmış kahve tüketimi için birliğin olmaması, kaynatılmış kahvenin koruyucu etkisinin olmaması veya bu popülasyonda sınırlı sayıda kahve tüketicisi olmasına bağlı olabilir, ancak daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Sonuç olarak araştırmacılar, İsveç nüfusu temelli VIP kohortunun içinde yer alan bir vaka kontrol çalışmasından kapsamlı metabolomik veriler ve materyaller kullanarak, özellikle haşlanmış veya doldurulmuş kahve alımı ile ilişkili plazma metabolitlerini belirlediler. Elde ettikleri sonuçlar, T2D'nin önlenmesi için düzenli filtre kahve alımının faydalarını destekledi. Bununla birlikte, kaynamış kahve tüketimi ile T2D riski arasında herhangi bir ilişki gözlenmedi; bunun nedeni, bu popülasyonda kaynamış kahve tüketicisi sayısının az olması veya kaynamış kahve tüketiminin koruyucu etkisinin olmaması veya sınırlı olmasıdır. Bu çalışma, kahve demleme yöntemlerine özel olan metabolit biyobelirteçlerini, özellikle farklı demleme türleri için tüketim verilerinin eksik olduğu mevcut kohortlarda T2D gelişimindeki rollerinin araştırılmasında kullanılma potansiyeline sahiptir. Gelecekte yapılacak çalışmalarda, tanımlanmış metabolitler, spesifik ve kaynatılmış kahve tüketiminin özel biyobelirteçleri olarak daha fazla araştırılmalıdır.

Medikaynak Referanslar

Shi L, Brunius C, Johansson I, et al. Plasma metabolite biomarkers of boiled and filtered coffee intake and their association with type 2 diabetes risk. J Intern Med. 2020;287(4):405‐421. doi:10.1111/joim.13009

+ Tüm Referansları Göster
  1. Benzer İçerikler