
Işınların zararlı etkilerine karşı güneş koruyucu maddeler içeren ürünler geliştirilmiştir. Etkin bir korunma için ürünlerin her mevsim düzenli kullanılması gerekmektedir.
Solar enerjinin %8’i yeryüzüne UV ışını olarak gelmektedir ve dalga boyuna göre UV-A (320–400 nm), UV-B (280–320 nm) veya UV-C (100–290 nm) olarak sınıflandırılır.
UV-B ışınlarının en yüksek olduğu zaman yazın saat 10-16 arası iken, UV-A ışınları mevsimsel olarak daha sabit seyreder. Ozan tabakasında azalma olması daha fazla UV-B ışınının yeryüzüne ulaşmasına neden olur, dolayısıyla daha az ozon daha az koruma anlamına gelmektedir. Azalmış ozon tabakası ve yeryüzüne ulaşan UV-B düzeyindeki artış arasındaki ilişki yapılan çalışmalarla doğrulanmıştır.
Geniş spektrumlu UV (GSUV) ışınlarının en önemli kronik etkisi fotokarsinojenez (cilt kanseri) olup farklı dalga boyları farklı DNA hasarlarına yol açmaktadır. Cilt kanseri ve güneşe bağlı yaşlanmanın önlenebilmesi için tek yol güneş koruyucularının kullanılmasıdır.
Güneş Koruyucuların İçerikleri
Zararlı güneş ışınları tüm cilt kanserlerinin neredeyse %99’undan sorumludur. Güneş koruyucular, UV-B ve UV-A ışınlarını absorbe eden ürünler içermekte olup, geniş spektrumlu UV (GSUV) ışınlarından tam korunma sağlamaktadır. Hem cilt kanserleri hem de cilt yaşlanması güneş koruyucuların kullanılması ile önemli ölçüde azaltılabilmektedir.
Güneş koruyucuların toplumun çok azı tarafından kullanıldığı gözlenmiş olup sebepleri arasında medyada bu ürünlerle ilgili dolaşan olumsuz haberler, güvenli olup olmadıklarını tartışan internet haberleri, alışkanlıklar ve kültürel etkiler sayılabilir.
Güvenli ve etkin güneş koruyucular GSUV ışınlarını engellemeli, insanları cilt hasarı ve güneş yanığından korumalı, cilde nüfuz etmemeli ve insan hücrelerine girerek DNA hasarına yol açmamalıdır. Güneş koruyucular içermiş oldukları UV-A ve UV-B ışınlarını absorbe eden kimyasal ve fiziksel maddeler aracılığıyla GSUV ışınlarından korumayı hedeflemektedir. Güneş koruyucuların temeli olan organik içerikler para-aminobenzoat (PABA), salisilat, sinamat, kamfor, benzofenon, antranilat ve dibenzometan türevleri olarak sınıflandırılmıştır. İlk dördü başlıca UV-B absorbe ederken, diğerleri UV-BA absorbe etmektedir. Başlıca inorganik içerikler ise titanyum oksit (TiO2) ve çinko oksittir (ZnO), her ikisi de GSUV ışınlarını hem absorbe eder hem de dağıtır.
Güneş Koruyucuların İçeriklerinin Toksisiteleri
UV-B ışınına karşı %100 koruyan ve suya dayanıklı olan PABA 1950-60’larda sık kullanılmış olsa da, karsinojenik olması ve alerjiye yol açması nedeniyle kullanılmaması önerilmektedir. Salisilatlar arasında en sık kullanılan homosalat ve oktil salisilat, sinamat türevlerinden oktilmetoksi sinamat ve oktokrilen toksik olmayan güvenli içeriklerdir.
Benzofenon türevlerinden oksibenzon UV-B ve UV-A ışınlarına karşı geniş ve oldukça fazla koruma sağlamakla birlikte medyada bu kimyasalın cilt yoluyla emilmesi sonucu insanların kan ve idrarlarından izole edildiği haberleri çıkmış, dolayısıyla da insanlarda hormon düzeylerini değiştirip değiştirmediğinden şüphelenilmiştir. Ancak, başka çalışmalarda hormonlarla etkileşmediği ve idrarla atıldığı gösterilmiştir.
Avobenzon güvenli bir içerik olup, geniş koruma sağlamak amacıyla güneş koruyucular içerisinde oksibenzon ile birlikte kullanılırlar. Mentil antranilat ABD’de onay almış tek antranilat türevidir. UV-A ışınlarına karşı geniş koruma sağlayan güvenli bir içeriktir. Meksoril X bir kamfor türevi olup güvenli bir içeriktir. Günümüzde ABD dışındaki ülkelerde kozmetik ürünlerde yaygın olarak kullanılmaktadır.
İnorganik içeriklerden TiO2 ve ZnO güneş koruyucularda sıklıkla kullanılmaktadır. Her ikisi de güvenli olup GSUV ışınlarına karşı geniş koruma sağlar.
Güneş Koruyucuları İçin Kullanım Önerileri
Zararlı UV ışınlarından korunmak için güneş koruyucular düzenli olarak kullanılmalıdır. Güneş koruyucular hem cilt kanseri insidansını azaltmakta hem de güneş yanığı oluşmasını önlemektedir. Yakın zamanlı bir çalışma düzenli güneş koruyucu kullanmanın melanom riskinde %50-73lük bir azalma sağladığını bulmuş ve melanomun erişkinlerde düzenli güneş koruyucu kullanımı ile önlenebilir olduğu sonucuna varılmıştır.
Güneş ışınlarının neden olabileceği zararlı etkiler nedeniyle Birleşmiş Milletlerin Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Meteoroloji Birliği 1994 yılında Ultraviyole Indeksi Tahminini yayınlamışlardır. UV indeksi 0-2 (düşük) ile >11 (yüksek) arasında değişmekte olup, Fitzpatrick cilt tipine göre güneşin zararlı etkilerinin ne kadar sürede ortaya çıkabileceğini ifade etmektedir. Dolayısıyla hava güneşli olsa da olmasa da insanların her zaman güneş koruyucu kullanması önerilmektedir, çünkü UV ışınları yağmurlu günde bile bulunmaktadır.
Amerikan Dermatoloji Derneği 15-30 arası cilt koruyucu faktör (SPF) içeren ürünlerin kullanılmasını önermektedir. SPF oranlarının anlamı ise şu şekildedir: SPF 15 UVB ışınlarının %93’ünü, SPF 30, 50 ve 100 ise sırasıyla %97, %98 ve %99’unu iki saat süreyle engellemektedir.
UV-A ışınlarına karşı korunma giderek daha dikkat çekmektedir, çünkü UV-A hasarının cilt kanseri, erken yaşlanma ve fotoimmün baskılanmada rolü olduğu düşünülmektedir.
Chemical characterization of sunscreens composition and its related potential adverse health effects. Karim N Jallad, Journal of Cosmetic Dermatology, 16, 353—357 August 11, 2016
+ Tüm Referansları Göster