
Tuzun artık yemek pişirme deneyiminizi iyileştirdiği söylenen çeşitli renk ve dokularda mevcut olmakla birlikte bazı tuzların diğerlerinden daha sağlıklı olduğunu öne süren iddialar da bulunmaktadır. Pembe himalaya gibi farklı tuzların artan popülaritesi, bu iddialara inanıldığı için maliyetlerini de arttırmıştır. Her nasılsa, farklı bir renk ve doku, bu özel tuzlarla pişirirken büyük bir fark yaratmaktadır. Bu durum, gerçekten daha mı iyiler ve verilen paraya değer mi, belirli bir tuz kullanılarak artan sağlık yararları sağlanıyor mu gibi soruları akla getirmektedir. Araştırmacılar tuzun ne olduğunu ve vücudunuzda nasıl işlediğini anlamanın bu soruları cevaplamanıza yardımcı olacağını ifade etmiştirler. Tuz, sodyum ve klorun birleşik elementlerinden yapılan bir mineral olarak tanımlanmakla birlikte, yemek pişirme, sağlık bakımı ve buzlanma yollarında kullanılan kristalize bir madde olan sodyum klorür (NaCl) oluşturmaktadırlar. Genellikle sofra tuzu olarak bilinir ve daha doğal bir durumda kaya tuzu olarak kabul edilmektedir. Uzmanlar tuzun, deniz suyunda bol miktarda bulunduğunu ve okyanus suyunun yaklaşık %3,5 tuzluluk seviyesine neden olan ana mineral olduğunu belirtmişlerdir.
Üretilen tuzun çoğu, buharlaşmış deniz suyu ve tuz madenlerinden gelmekle birlikte araştırmacılar tuzun, insan yaşamı ve vücut işleyişi için de gerekli bir mineral olduğunu ifade etmişlerdir. Sodyum ve klor, hücresel dengenin, dolaşımın ve kan şekeri seviyelerinin korunmasına yardımcı olan önemli unsurlar olarak kabul edilmiştir. Sodyum, elektrolitlerinizin korunmasından birincil derecede sorumlu minerallerden birisidir ve yaygın elektrolitler arasında sodyum, potasyum, kalsiyum ve bikarbonat bulunmaktadır. Uzmanlar yeterli sodyum olmadan beyninizin, düzgün çalışması için vücudunuzun geri kalanına gerekli elektriksel uyarıları gönderemeyeceğini belirtmişlerdir. Vücudun düzgün çalışması için doğru miktarda sodyuma ihtiyacı olduğu gibi, çok fazla tuz tüketmek de sağlıksız olarak kabul edilebilmektedir.
Farklı tuz türlerini karşılaştıran çalışmalar
Yapılan çalışmalarda daha yüksek tuz alımının kan basıncını ve su tutmayı artırdığı gösterilmiştir. Yüksek sodyum seviyeleri, serum sodyum konsantrasyonunun belirli sınırların üzerine çıkmasını önlemek için vücudun suya tutunmasına neden olmakla birlikte koruyucu bir yanıt olarak kabul edilmekte ve bu durumda vücudunuz dengeyi korumak için çalışmaktadır. Fazla sodyum, kan basıncında yükselmeye neden olma eğilimindedir, bu nedenle doktorlar, hipertansiyonu olan kişilerin tuz alımını azaltmasını veya ortadan kaldırmasını önermektedir. Tuz ve sağlığınızı nasıl etkilediği konusunda pek çok araştırma bulunmakla birlikte, farklı tuz türlerini karşılaştıran çalışmalar eksiktir, bu da özel tuzlar hakkında kafa karışıklığına neden olabilmektedir. Araştırmacılar yeterli ve güvenilir kanıt olmadan, bir tuz tanesi ile pazarlama iddialarını ele almanın önemli olduğunu vurgulamışlardır. Beslenme ve Diyetetik Akademisi Medya Sözcüsü ve Zeytin Ağacı Besleme'nin sahibi Rahaf AlBochi'ye göre, tuz tuzdur, yani ağırlık olarak aynı miktarda sodyum içermektedirler. AlBochi, bir çay kaşığı tuzun, yaklaşık 2400 mg sodyum içerdiğini belirtmiştir. Amerikan Kalp Derneği sözcüsü ve Vermont Üniversitesi'nden Bickford Beslenme Profesörü Rachel K. Johnson, deniz tuzunun genellikle sofra tuzu kadar sodyum içerdiğini belirtmiştir. Buna rağmen, Amerikan Kalp Derneği (AHA) bir anket yapmış ve katılımcıların %61'inin yanlış bir şekilde deniz tuzunun sofra tuzundan daha düşük sodyum içeriğine sahip olduğunu söylediğini bulmuştur. Araştırmacılar tuzun, sağlık, zindelik ve yemek pişirmek için çok önemli olduğunu belirtmişlerdir. Burada açıklığa kavuşturulması gereken şey, bir tür tuzun diğerlerinden daha sağlıklı olup olmadığıdır ve uzmanlar, tüm tuzların sodyum içeriğinde minimum iz mineral farklılıkları ile benzer olduğunu bildirmişlerdir.
Darla Leal, Richard Fogoros, MD, The Healthiest Types of Salt for Your Diet, https://www.verywellfit.com/what-kind-of-salt-is-healthiest-4157937, January 21, 2020
+ Tüm Referansları Göster