Medikaynak Search
Üye Ol Üye Giriş
Medikaynak Menü

Hemofili A ve B, pıhtılaşma faktörü VIII (FVIII) ve faktör IX (FIX) kodlayan genlerdeki mutasyonların neden olduğu, nadir görülen X'e bağlı kanama bozukluklarıdır.

30.000 erkekte bir görülen Hemofili B (HB) ile karşılaştırıldığında 5.000 erkek doğumda bir görülen hemofili A (HA)'nın görülme sıklığı daha fazladır. Hemofilideki hastalık şiddeti, FVIII veya FIX aktivitesinin plazma seviyesine göre sınıflandırılır.

Faktör aktivitesi <%1 olan hastalar "ağır hemofili kliniği gösterirken, %1-5 arasında olanlar "orta hemofili ve >%5 olanlar "hafif hemofili kliniği gösterirler. Ağır hemofili hastalarında sıklıkla herhangi bir belirgin neden olmaksızın eklem, kas veya yumuşak dokularda kanamalar görülür. Ayrıca bu hastalar, intrakraniyal kanamalar gibi hayatı tehdit eden kanama ataklarından da muzdarip olabilirler.

Hafif ve orta hemofili hastaları nadiren spontan kanamalar yaşarlar ve aşırı kanama çoğunlukla sadece travmadan sonra veya invazif işlemlerle birlikte görülür. Rezidüel faktör aktivitesi genellikle klinik özelliklerle iyi koreledir; ancak aynı faktör seviyesine sahip bireyler arasında heterojen kanama fenotipleri ortaya çıkabilir.

Ayrıca, HA ve HB, klinik ve şiddet açısından önemsiz farklılıklar ile genellikle klinik olarak ayırt edilemez olarak kabul edilmelerine rağmen, son zamanlarda yapılan birkaç çalışma, bu görüşe meydan okumaktadır. Bu konu ile ilgili yapılan güncel bir derlemede, bu iki pıhtılaşma faktörü eksikliğinin benzerliklerini ve farklılıklarını vurgulayan kanıtların güncel bir özeti sunuldu.

Gen Tedavisi Ümit Verici, Fakat…

Uzmanlara göre bir çok kanıt, HA ile HB arasındaki kanama şiddeti farklılıklarını desteklemektedir. İki hastalığın da patofizyolojisi, aslında, vücuttaki faktörlerin farklı bir dağılımı ile çeşitlilik göstermektedir ve buna bağlı olarak, aşılanmış faktörlerin farmakokinetik özellikleri önemli ölçüde farklıdır. Bununla birlikte, bu hastalıkların nadir olması nedeniyle, prospektif, birebir karşılaştırmalı çalışmalar yapılmamıştır ve pediatrik hemofili popülasyonunda modern yaklaşım (yani profilaksiyi çok erken başlatmak) daha iyi bir anlayış elde edilebilmesine izin vermemektedir. Uzatılmış yarı ömürlü ürünlerle daha stabil bir FIX farmakokinetiği ve infüzyonlar arasındaki sürenin 10-14 gün olması klinik olarak iyileştirilmiş replasman tedavisi ile sonuçlanabilir ve hatta bu tedaviler HB hastalarının yaşam kalitesini, HA hastalarına kıyasla daha büyük ölçüde iyileştirmektedir.

Bilim insanları gen tedavisi ile ilgili eldeki ümit verici bilgilere dayanarak, bu tedavi seçeneğini HB'li ve çok hafif klinik problemleri olan hastalara önermekle birlikte, tedavi maliyetleri ve henüz bilinmeyen uzun dönem etkiler göz önüne alındığında zor olabileceği belirttiler.

Medikaynak Referanslar

Castaman G et al. Hemophilia A and B: molecular and clinical similarities and differences. Haematologica. 2019 Sep;104(9):1702-1709.

+ Tüm Referansları Göster
  1. Benzer İçerikler