
Justinianik Veba, 541'de Doğu Roma İmparatorluğu'nda başlamıştır. O sırada Roma İmparatorluğu, İmparator I. Justinian tarafından yönetilmekteydi ve tekrarlayan salgınlar Avrupa ve Akdeniz havzasını yaklaşık 200 yıl boyunca etkilemeye devam etti. Çağdaş kayıtlara göre, vebanın o zamanlarda Roma dünyası nüfusunun %25'ini yok ettiği tahmin edilmektedir. Paleogenomik çalışmalar daha önce nedensel ajanı Y. pestis olarak tanımlasa da, bakterinin pandeminin yayılımı, çeşitliliği ve genetik geçmişi hakkında çok az şey bilinmektedir.
Uluslararası bir araştırma ekibi, vebaya neden olan bakteri Yersinia pestis'in MS 541-750 yıllarındaki ilk veba salgını sırasında etkisi ve evrimi hakkında daha fazla bilgi edinmek için 21 arkeolojik alandaki insan kalıntılarını analiz ettiler. Çalışmada araştırmacılar İngiltere, Almanya, Fransa ve İspanya'dan 8 veba genomunu yeniden yapılandırdılar ve Y. pestis suşlarında daha önce bilinmeyen bir çeşitlilik seviyesi ortaya çıkardılar. Çalışmada ayrıca Justinianik vebanın ilk doğrudan genetik kanıtı bulundu.
Araştırmacılar, Avusturya, İngiltere, Almanya, Fransa ve İspanya'da 21 bölgede gömülü olan çok sayıda insan kalıntısını analiz ettiler. 8 yeni Y. pestis genomunu yeniden yapılandırdılar, bu suşların daha önce yayınlanmış eski ve modern genlerle kıyaslamalarını sağladılar.
Suşlar Farklılık Gösteriyor
İngiltere'de, veba için en erken genetik kanıtı, Edix Hill Anglo-Saxon bölgesinde buldular. Araştırmacılar, arkeolojik tarihleme ve Y. pestis suşunun evrim ağacındaki konumunu kullanarak, genomun MS 544'teki İngiliz Adalarında belirsiz bir şekilde tanımlanmış bir veba ilişkili olduğu sonucuna vardılar.
Araştırmacılar, antik bakteriyel genomlardaki tek-nükleotid polimorfizmlerini (SNP'ler) değerlendiren ve düşük kapsanmalı genomların metagenomik bir arka plandan kalitatif analizlerini kolaylaştıran bir metodolojik yaklaşım sundular. Yeniden yapılandırılmış sekiz genomdaki filogenetik analiz, daha önce belgelenmemiş Y. pestis çeşitliliğinin altıncı ila sekizinci yüzyıllar boyunca varlığını ortaya koydu ve Avrupa'da çok sayıda farklı Y. pestis suşunun varlığına dair kanıt sağladı. Bildirilen suşların dördü, ikinci ve üçüncü pandemilerle ilişkili olarak Y. pestis filojeni boyunca görülenlere benzer bir politomi oluşturuyordu. İkinci pandeminin 17. ila 18. yüzyıl genomlarında bulunan bir delesyon ile ilgisizce üst üste binen iki virülans faktörünü etkileyen yeni ilk pandemik suşlarda 45 kb'lik bir genomik bölgenin delesyonunu tespit ettiler.
Araştırmacılar çalışmalarının, tarihsel olarak belgelenmiş ilk veba salgını hakkında yeni bilgiler sunduğunu ve tarihi, arkeolojik ve paleoepidemiyolojik kanıtların yanı sıra önemli soruların yanıtlanmasına yardımcı olacak ilave ipuçları sunduğunu belirttiler.
Marcel Keller, Maria A. Spyrou, Christiana L. Scheib, Gunnar U. Neumann, Andreas Kröpelin, Brigitte Haas-Gebhard, Bernd Päffgen, Jochen Haberstroh, Albert Ribera i Lacomba, Claude Raynaud, Craig Cessford, Raphaël Durand, Peter Stadler, Kathrin Nägele, Jessica S. Bates, Bernd Trautmann, Sarah A. Inskip, Joris Peters, John E. Robb, Toomas Kivisild, Dominique Castex, Michael McCormick, Kirsten I. Bos, Michaela Harbeck, Alexander Herbig, Johannes Krause. Ancient Yersinia pestis genomes from across Western Europe reveal early diversification during the First Pandemic (541–750). Proceedings of the National Academy of Sciences, 2019; 201820447.
+ Tüm Referansları Göster