
Yapılan yeni bir incelemeye göre, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki inflamatuvar bağırsak hastalıklarının (IBD) epidemiyolojisi ve yönetimi ırk ve etnik kökene göre farklılık göstermektedir. Chapel Hill'deki Kuzey Karolina Üniversitesi'nden Dr. Edward L. Barnes, Reuters Health'e e-posta ile yaptığı açıklamada IBD'li farklı ırk ve etnik kökenlerden hastalar arasında eşitsizliklerin var olduğunu bildiklerini belirtmiştir. Dr. Edward L. Barnes, farklı ırk ve etnik kökenlerden IBD'si olan hastalar arasında sağlık eşitliğini teşvik etmek için, bakım ve sonuçlarda bu farklılıkları yönlendiren birden fazla temel faktörü ele almanın kritik olacağını sözlerine eklemiştir. Dr Barnes ve meslektaşları Gastroenterology'de hastalığın yerinin ve fenotipinin etnik kökene göre farklılık gösterdiğini belirtmişlerdir. Örneğin Crohn hastalığı (CD), beyaz hastalara göre Afrikalı Amerikalı, Hispanik ve Asyalı hastalar arasında daha geniş bir bağırsak iltihabı dağılımına sahipken, yaygın ülseratif kolitin (UC) Asyalı hastalar arasında beyaz hastalardan daha az yaygın olduğu gözlemlenmiştir. Araştırmacılar farklı IBD risk alellerinin de farklı ırklar ve etnik kökenlerle ilişkilendirilmiş olduğunu ifade etmişlerdir. Hastalıkla ilişkili bilinen bazı varyantlar, CD'li Asyalı hastalarda CD'li Avrupalı hastalara göre daha az yaygın olmakla birlikte belirli risk varyantları, Afrikalı-Amerikalı bireylerde CD ile ilişkilendirilmiştir. Çeşitli araştırmalara göre tıbbi tedavi de etnik kökene göre farklılık göstermektedir. Yazarlar, Afrikalı-Amerikalı, Asyalı ve Hispanik hastaların CD için biyolojik ajan alma olasılığının daha düşük olduğunu ve Afrikalı Amerikalıların ve Hispaniklerin UC için immünomodülatörler alma olasılığının daha düşük olduğunu belirtmişlerdir.
Tedavi ve sonuçlardaki ırksal ve etnik farklılıklar
IBD'li Afrikalı-Amerikalı hastaların bir gastroenteroloğun düzenli bakımı altında olma olasılığı daha düşük ve acil serviste (ED) değerlendirilme olasılığı daha yüksek gibi görünmesine karşın beyaz hastalara kıyasla Asyalı veya Hispanik hastalar arasında ED ziyaretlerinde hiçbir fark bulunmamıştır. Yazarlara göre, tedavi ve sonuçlardaki ırksal ve etnik farklılıklar, bakıma erişimdeki eşitsizlikler, sigorta kapsamındaki farklılıklar, tanıdaki gecikmeler, tedaviye uyum ve hastalık algısı ve kendi kendine yönetimdeki farklılıklardan kaynaklanabilmektedir. Barnes, eşitsizliklerin itici güçlerini daha iyi anlamak için, IBD ile ilgili sonuçlardaki farklılıklardan birden çok düzeyde sorumlu olan faktörleri araştırmaları gerektiğini ve bunların, biyolojideki potansiyel farklılıkları (farklı IBD risk alelleri ve fenotipik sunumlar), ayrıca çevresel etkileri, bakıma erişim ve sağlığın sosyal belirleyicileri gibi birkaç büyük sorunu içerdiğini belirtmiştir. Barnes, Crohn hastalığı ve farklı ırk ve etnik kökenlerden ülseratif koliti olan hastalar arasında sağlık eşitliğini geliştirmek için, eşitsizliklere çok aşamalı bir yaklaşımla odaklanmaları gerektiğini ifade etmiştir. Barnes, eşitsizliklerin olduğu alanların tespit edilmesinin, bu eşitsizliklerin neden var olduğunu daha iyi anlamak için savunmasız veya azınlık nüfuslara yönelik özel araştırmaların yapılmasını ve ardından eşitsizlikleri azaltmak için bulgulara göre hareket etmeleri gerektiğini belirtmiştir. Barnes, bu noktada, IBD'nin yönetimi için klinik kılavuzlarının basitçe hastanın ırkına veya etnik kökenine göre değişmesi gerektiğine inandığını bununla birlikte, daha geniş anlamda, eşitsizlikleri ve bu eşitsizliklerin itici güçlerini incelemeye adanmışlık ve bağlılığın, belirli kılavuz değişikliklerinin aksine IBD'de potansiyel olarak daha iyi bir yol olduğunu düşündüğünü sözlerine eklemiştir.
Will Boggs, MD, Race, Ethnicity Affect Epidemiology and Management of Inflammatory Bowel Diseases, Medscape, Nov 03, 2020
+ Tüm Referansları Göster