
Böbrek transplantasyonunu bekleyen hastalarda glukoz intoleransının yüksek insidansı nedeniyle klinik olarak belirgin olan insülin direncinin önemli bir nedeni şiddetli üremidir. Daha önce yapılan çalışmalarda insülin direnci, izotop izleyicilerle klempleme teknikleri kullanılarak karakterize edilmiştir ve bazı çalışmalarda gösterilemediği halde en son çevresel glukoz alımını ve endojen glikoz üretimini etkilediği raporlanmıştır. İlginç şekilde böbrek transplantasyonu ile üreminin hafifletilmesinin, diyabet gelişme riskini azaltmak yerine arttırdığı gösterilmiştir.
Şimdiye kadar post-transplantasyon diabetes mellitusuna (PTDM) yol açan glikometabolik bozukluklar tam anlamıyla tanımlanamamıştır. Bazı çalışmalarda birincil nedenin insülin direncinden çok bir beta-hücre işlev bozukluğu olduğu işaret edilmiştir. Diğer bazılarında ise insülin direncinin ana neden olduğu ileri sürülmüştür. Bu çalışmalarda ki muhtemel eksikliğin ya kesitsel oluşları ya da böbrek yetmezliğinde gözlenen azalmış insülin klirensinden muhtemelen etkilenen, insülin duyarlılığı ve beta-hücre fonksiyonu endekslerini kullanmaları olduğu düşünülmektedir.
Bununla beraber belirtiler, yalnızca, hem üremide hem de PTDM'de postprandiyal olarak görülen prediyabetik ve diyabetik plazma glikoz düzeyleri için uygun olmayan beslenme değerleri kullanılarak hesaplanmaktadır.
Danimarka’dan bir grup bilim insanı yaptıkları çalışmada, altın standart yöntem olan hiperinsülinemik öglisemik klemp tekniğini kullanarak, böbrek transplantasyonunu takiben insülin duyarlılığındaki değişimi saptamayı amaçladılar. Ayrıca periferal glukoz alımı, endojen glikoz üretimi ve tüm vücut lipolizinde insülin duyarlılığını ölçmek için hem glikoz hem de gliserol izleyiciler kullanarak bu değişimi tanımlamaya çalıştılar. Araştırmacılar çalışmanın başında diyabetik olmayan hastalarda böbrek transplantasyonundan sonra insülin duyarlılığının bozulduğunu düşündüler.
Araştırmacılar yaşayan donörden böbrek transplantasyonu bekleyen 9 diyabetik olmayan hastayı, transplantasyon öncesinde oral glikoz tolerans testi ve 3 saatlik hiperinsülinemik öglisekemik klemp testi ile değerlendirdiler. Klemp testini böbrek transplantasyonundan 6 ay sonra tekrarladılar. Normal böbrek fonksiyonlarına sahip, yaş, cinsiyet ve BMI uyumlu 9 kişiyi kontrol olarak kullandılar. Endojen glikoz üretimi ve glikoz kaybolma hızını bir hasta- kontrol alt grubunda ölçtüler.
Araştırmacılar 2 hastanın pre-transplant pre-diyabete ve diğer tüm hastaların normal glukoz toleransına sahip olduklarını gördüler. Böbrek transplantasyonundan sonra klemp testi sırasında öglisemiyi korumak için ortalama glukoz infüzyon hızının, 15,1'den 9,8 μmol kg-1dak-1'e önemli ölçüde düştüğünü gözlemlediler. Endojen glukoz üretimi ise 7,0 μmol kg-1 min-1’den 9,4 μmol kg-1 min-1’e yükseldi ve kontrollerde7,0 μmol kg-1 min-1’di. Glikoz kaybolma oranı değişmedi ve kontrollerde 22.3 μmol kg-1 min-1’di.
Araştırmacılar çalışma sonuçlarına baktıklarında, insülin duyarlılığının, böbrek transplantasyonundan altı ay sonra azaldığını ve bunun özellikle endojen glikoz üretiminin baskılanmasında bozulma ile karakterize olduğunu belirttiler.
Jørgensen, Morten B. et al. "The impact of kidney transplantation on insulin sensitivity." Transplant International (2016).
+ Tüm Referansları Göster