Medikaynak Search
Üye Ol Üye Giriş
Medikaynak Menü

İntihar, 2015 yılında 44.000'den fazla kişinin hayatını kaybederek ABD’nin onuncu önde gelen ölüm nedeni olmuştur. Yapılan araştırmalar son 15 yılda, intihar oranının %24 artışla (1999'da) 10,5’ten (2015'te) 100.000 kişi başına 13,7’ye (2015'te) yükseldiğini göstermiştir. Araştırmacılar intiharın, 10 ila 14 yaş arasındaki bireylerde üçüncü önde gelen ölüm nedeni ve 15 ila 34 yaş arasındaki bireyler arasında da ikinci önde gelen ölüm nedeni olduğunu belirtmişlerdir. Gaziler ve yerli Amerikalılar da dahil olmak üzere çeşitli belirli demografilerde intihar oranları sürekli olarak ulusal ortalamayı aşmaktadır. Bir CDC raporu, intiharın, ölümcül yaralanma maliyetlerinin %24'ünü temsil eden 2013 yılında 50,8 milyar dolarlık ekonomik kayıpları oluşturduğunu göstermiştir. İntihar girişimi, ölümcül olmayan, ölümcül niyetle ölümcül olmayan, kendi kendini yöneten, potansiyel olarak zarar verici bir davranış şekli olarak tanımlanmaktadır. Veriler yaklaşık 25 kişinin intihar nedeniyle bildirilen her ölüm için kendine zarar verdiğini göstermektedir. Bununla birlikte, birçok intihar girişimi bildirilmemiş veya tedavi edilmemiştir. Yapılan anketler, ABD'de her yıl bir milyondan fazla kişinin kasıtlı olarak kendine zarar verdiğini ve ABD'de 18 yaş ve üstü yetişkinlerin %0,6'sının 2015 yılında intihar girişiminde bulunduğunu göstermektedir. Önceki intihar girişimlerinin varlığı, intihar yoluyla nihai ölümün en güçlü öngörücüsü olduğundan, önceki intihar girişimlerini etkili bir şekilde tanımlamak, intihar ölümlerini azaltmaya ve hayat kurtarmaya yönelik kritik bir adım olacaktır. Çeşitli kohortlar, intiharların %56-68'inin bir yerde, ilk denemede, endeks denemesinde öldüğünü ve endeks girişiminden kurtulan ve acil veya hastane düzeyinde bakım alanların %32-44'ünden sonraki tamamlanan intihar oranları %2,3 ile %4 arasında olağanüstü derecede yüksek olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, önceki bir intihar girişimi intihar nedeniyle daha sonra ölüm riski çok yüksektir. Yapılan bir çalışmada, bu nedenle hastaneye yatırılan veya ED ile tedavi edilen intihar girişimi mağdurlarında sonraki intiharların %82'si indeks girişiminin 1 yılı içinde meydana gelmiş olduğu gösterilmiştir. Klinik araştırmalardan ve araştırmalardan elde edilen kanıtlar, yardım arama davranışlarını teşvik etmenin ve üçüncü bir tarafın müdahale olasılığını artırmanın sıcak noktalardaki intiharı azaltmak için değerli stratejiler olduğunu göstermektedir.

İntihar girişimi ile ilişkili önemli özellikler

İntihar girişimi riski yüksek olanlara yönelik müdahaleler son derece önemlidir ve intihar nedeniyle ölümün önlenmesine yardımcı olabilir. Bu nedenle, bireyleri nüfus düzeyinde farklı risk gruplarına katmanlaştırmak için intihar girişimi tahmin aracı, sağlayıcıların en savunmasız kişilere ulaşmalarına yardımcı olabilmesinde yararlı olacaktır. Yapılan bu çalışmada araştırmacılar, yüksek riskli intihar girişimi hastaları için, popülasyon temelli bir risk katmanlaştırma gözetim sisteminin geliştirilmesi yoluyla bir EWS geliştirmeye çalıştıklarını ve elektronik sağlık kayıtlarından (EHR) verilerle modeller oluşturmak için gelişmiş makine öğrenme algoritmaları ve derin sinir ağları kullandıklarını belirtmişlerdir. Yapılan çalışma ile her birey için bir son risk skoru hesaplanmış ve sonraki 1 yıllık zaman diliminde bir intihar girişimi olasılığını göstermek için kalibre edilmiştir. Risk altındaki kohortları yöneten sağlık hizmeti sunucularının sonuçlarının yorumlanmasına yardımcı olmak için risk puanları bireysel düzeyde analize tabi tutulmuştur. Araştırmacılar, 1 yıllık intihar girişimi risk modelinin, retrospektif ve prospektif kohortlarda sırasıyla 0.792 ve 0.769 eğrisi (AUC ROC) altında bir alana ulaşmış olduğunu ve çok yüksek riskli kategorisindeki intihar girişimi oranının, potansiyel kohortlarda test edildiğinde popülasyon taban çizgisinden 60 kat daha fazla olduğunu belirtmişlerdir. Yapılan çalışmada depresyon, bipolar bozukluklar ve anksiyete gibi ruh sağlığı bozuklukları, madde kötüye kullanımı, dürtü kontrol bozuklukları, klinik kullanım göstergeleri ve sosyoekonomik belirleyiciler, intihar girişimi ile ilişkili önemli özellikler olarak kabul edilmiştir. Sonuç olarak araştırmacılar EHR tabanlı intihar girişimi risk modellerinin, bakım yöneticileri ve klinisyenlerin öngörücü kararını yorumlayarak, itici risk faktörlerini öğrenerek, müdahale sürecinin ilerlemesini takip ederek ve bu süreç aracılığıyla kişiselleştirilmiş müdahale planlarının geliştirebilecekleri nüfus ölçeğinde yüksek riskli bireyleri belirleyebileceğini, intihar girişimlerini azaltacağını ve muhtemelen hayat kurtaracağını ifade etmişlerdir.

Medikaynak Referanslar

Zheng L, Wang O, Hao S, et al. Development of an early-warning system for high-risk patients for suicide attempt using deep learning and electronic health records. Transl Psychiatry. 2020;10(1):72. Published 2020 Feb 20. doi:10.1038/s41398-020-0684-2

+ Tüm Referansları Göster
  1. Benzer İçerikler