
2012’de Arizona Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada, New York, San Francisco, Tucson ve Arizona'daki iş yeri ve ofislerde sandalyeler, telefonlar, klavyeler, bilgisayar fareleri ve masaüstlerinden numune alındı. Araştırmacılar, numunelerde en yaygın olarak insan derisi, burun, ağız veya bağırsak boşluklarında bulunan 500'den fazla farklı bakteri türü izleri buldular. Geçen yıl yapılan başka bir çalışmada ise masaların, klozetlerden ortalama 400 kat daha fazla mikroorganizma içerdiği tespit edildi.
İngiltere’de 2017'de 130 milyondan fazla iş günü, hastalıktan dolayı kaybedildi. Bunların yarısından fazlası soğuk algınlığı ve öksürükten, grip ve gastroenterite kadar ofiste ortaya çıkabilecek şikayetler nedeniyleydi.
Londra'da Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu'ndan araştırmacılar, çalışma ortamında ne kadar mikrop bulunduğuna odaklanmanın yanıltıcı olduğunu belirttiler. Bu organizmaların çoğunlukla zararsız olduğunu, çalışma masası başkaları ile paylaşılmadıkça masaların güvenli alanlar olduğunu ve oradaki mikropların büyük ölçüde bize ait olduğunu aktardılar.
Günlük ulaşımın yanı sıra toplu taşıma kullanılıyorsa, iş yerindeki tehlikeli bölgeler ortak alanlar, özellikle kapı kolları gibi paylaşılan yüzeylerdir. Elleri sık sık yıkamak ve masalara geri döndüğümüzde bir alkollü el jeli kullanmak gibi basit önlemler riski azaltmaktadır.
Pencereler Kapalıysa İyi Havalandırma Gerekli
Soğuk algınlığı ve grip gibi bulaşıcı hastalıkların yüksek olma eğiliminde olduğu kış ayları özellikle risklidir. Araştırmacılar kontrollü deneylerde, çalışanları CO2 seviyesinin günden güne değiştiği bir ortama koydular ve bilgi toplama becerilerini, dikkat düzeylerini ve kriz yönetme yeteneklerini ölçtüler. Çalışanlar CO2 konsantrasyonunun yaygın bir iç mekan seviyesinde olduğu günlerde, bu gaz seviyesinin yarı yarıya düşük olduğu zamanlardan %15 daha kötü performans gösterdiler.
Araştırmacılar, iş yerlerinde pencerelerin kapalı olması durumunda, iyi bir havalandırma sisteminin olması gerektiğini belirttiler. Aksi takdirde, iç mekan oksijenini yenilemek için camların düzenli aralıklarla açılmasını önerdiler. Bununla birlikte, insan gözlerinin egzersiz yapan organlar olduğunu, gözlerdeki kasların bilgisayar ekranına uzun süre baktıktan sonra gerginleşeceğini ve yorgunluk hissinin artacağını aktardılar. Bunun için pencereden dışarı önce uzaktaki, daha sonra yakındaki ve sonra tekrar uzaktaki bir şeye odaklanarak göz kaslarına egzersiz yaptırmanın önemli olduğunu vurguladılar. Gün ışığına maruz kalmanın melatonin hormonunu düzenlemede rolü olduğunu, gün ışığı alarak gün boyunca uyanık kalmak ve iyi bir gece uykusu çekmenin kolaylaşacağını söylediler.
Richard Webb and Yvaine Ye. Winning at work: How to avoid getting sick in the Office, New Scientist 8 January 2019.
+ Tüm Referansları Göster