
Üniversitesi öğrencisi sporculardan oluşan büyük bir grupta, beyin sarsıntısı öncesi ve sonrasında, sarsıntı ile ilgili yedi biyolojik belirteci inceleyen ve üç bölümden oluşan bir çalışmanın sonuçları, kadın sporcularda bir biyolojik belirteç seviyesinin daha yüksek olduğunu, erkek sporcularda ise iki biyolojik belirteç seviyesinin daha yüksek olduğunu göstermiştir. Çalışmada ayrıca, siyah ve beyaz sporcuların birbirinden farklı biyolojik belirteçlerinin daha yüksek seviyelerde olduğu görülmüştür.
Çalışmanın birinci bölümünde araştırmacılar, "normal" biyolojik belirteç seviyelerini değerlendirmiş ve onları etkileyen faktörleri belirlemeye çalışmışlardır. İkinci aşamada, kafa darbelerine maruz kalma geçmişinin biyolojik belirteç seviyelerindeki farklılıkları ve biyolojik belirteçlerin klinik verilerle nasıl bağıntılı olduğunun açıklayıp açıklanamayacağı incelenmiştir. Üçüncü kısımda ise, olguların klinik olarak teşhis edilmiş beyin sarsıntısına uyumlu olup olmadığı ve ilk iki çalışmada tanımlanan faktörleri hesaba katarak tanı doğruluğunun yakalanıp yakalanmayacağı tespit edilmiştir.
Irk, Cinsiyet Farklılıkları
İlk çalışmada araştırmacılar, 256 erkek ve 159 kadın da dahil olmak üzere Florida Üniversitesi’nden 415 sporcuyu incelemişlerdir. Çalışmada, çalışmaya dahil edilme kriteri olarak, her sporcunun rekabetçi spor sezonu dışındaki 2011-2017 arasında alınan kan örnekleri incelenmiştir. Araştırmacılar bu numunelerde yedi biyolojik belirteci değerlendirmiş, ancak analizlerinin bir kısmını tüm katılımcılarda tespit edilebilir ve ölçülebilir konsantrasyonlara ulaşan dört biyobelirteç ile sınırlandırmışlardır. Bu biyobelirteçler sırasıyla Aß-amiloid peptidi 42 (Aß42), toplam Tau, S100B ve UCH-L1'dir. Çalışmadaki katılımcıların ortalama yaşı 19’dur (19 - 23). Irk analizleri yalnızca beyaz (n = 244) veya siyah (n = 156) olarak sınıflandırılan katılımcıları içerecek şekilde ayarlanmıştır.
Çalışmada, erkeklerin UCH-L1 ve S100B bazal konsantrasyonlarının daha yüksek olduğu, kadınlarda ise bazal CNPase düzeylerinin daha yüksek olduğu saptanmıştır. Siyah katılımcıların UCH-L1 ve S100B bazal konsantrasyonları beyaz katılımcılara kıyasla daha düşüktür. Bunun tersine, beyaz katılımcıların Ap42 ve CNPase bazal seviyeleri daha yüksektir. Öte yandan, ırk veya cinsiyetin bazal toplam Tau konsantrasyonları üzerine etkisi olmadığı görülmüştür.
Araştırmacılar ayrıca 31 kadın sporcunun bir alt kümesi üzerinde güvenilirlik analizleri yapmışlardır. Bu kadınlar gönüllü olarak yaklaşık 6 ay arayla iki kan örneği vermişlerdir. Bununla birlikte, dört biyolojik belirteç seviyesinden hiçbiri klinik testlerde güvenilirliği doğrulamak için yeterince düşmemiş veya artmamıştır.
Araştırmacılar gelecekteki araştırmaların, tek bir biyobelirtece güvenmektense, biyobelirteç panellerinin kullanılmasının daha çok tercih edileceğini düşündüklerini belirtmişlerdir. Öte yandan çalışmaya hangi biyobelirteçlerin dahil edileceğine karar vermeden önce kapsamlı araştırma yapılmasının gerekliliğinin önemine dikkat çekmişlerdir.
Breton M. Asken et al .Concussion Biomarkers Assessed in Collegiate Student-Athletes (BASICS) I Neurology Dec 2018, 91 (23) e2109-e2122
+ Tüm Referansları Göster