
İlk olarak Aralık 2019'da saptanan yeni SARS-CoV-2 virüsü 11 Mart 2020 tarihinde pandemi ilan edilmesine yol açmıştır ve virüsün coğrafi olarak dağılımı arttıkça ölüm sayısı da artmıştır.
Genel hastalık mortalitesi, kanser gibi kronik hastalıkları olan yaşlı hastalarda yüksek mortalite riski ve kötü prognoz ile birlikte %2-10 civarındadır. Kanserli hastaların, olumsuz sonlanım riski artışı nedeniyle pandemiden etkilenmesi muhtemeldir. Ancak COVID-19 olmayan kanser hastalarında kanser tedavisi, girişimsel prosedürler, tedaviye uyum ve kontrol muayenelerinin etkilenmesi sonucunda daha önemli zararlar beklenmektedir. Önceki çalışmalar, COVID-19 pandemisi sırasında kanser hastalarında anksiyete prevalansının önemli ölçüde arttığını göstermiştir. Birçok hasta hastaneleri bulaşma riski altında görmekte ve COVID-19 ile ilgili kaygı nedeniyle kontrol muayene ve tedavilerini ertelemişlerdir
Fobiler, bir nesne veya duruma karşı sürekli ve aşırı korku ile tanımlanan anksiyete bozukluklarıdır. 'Koronafobi', yeni korona virüsten sürekli ve aşırı bir korkudur. Özellikle kanser hastalarında olmak üzere koronafobinin izlem veya tedavi uyumunu olumsuz etkileyebileceği varsayılmıştır. Bu çalışmada kanser hastalarında koronafobi düzeyi ve etkileri değerlendirilmiştir.
Araştırmacılar onkoloji polikliniğine 20 Eylül 2020 ile 17 Kasım 2020 tarihleri arasında başvuran erişkin kanser hastalarını çalışmaya dahil etmiştir. Toplam 283 hasta çalışmaya katılmıştır.
Demografik özellikler, COVID-19 haberlerine maruz kalma, COVID-19 bulaşma yolları hakkında bilgi, ölüm oranı ve sosyal mesafe hakkında bilgi değerlendirilmiştir. Tedavi ve takip uyumunu değerlendirmek için hastaların tıbbi kayıtlarını incelenmiştir. Pandemi süresince en az bir kez onkoloji polikliniğine başvurmayan hastalar ’uyumsuz’ kabul edilmiştir.
Koronafobi, COVID-19 Fobi Ölçeği (C19P-S) kullanılarak değerlendirilmiştir. C19P-S, 20 madde ve dört alt ölçekten oluşan kişinin kendisinin yanıtladığı bir ankettir.
283 hastanın medyan yaşı 58 (12-18) olup %51,3'ü kadındır. Çoğu onkolojik tedavi gören (%67,6) hastalarda tanılar meme kanseri (%35.2), kolorektal kanser (%20.4) ve akciğer kanseridir (%17.4). C19P-S puanına göre hastaların %64,3'ünde koronafobi düzeyi yüksek bulunmuştur. Bunların %59'u kanser tedavisi ve kontrol muayenelerine gelmemiştir.
Hastalarının %80,4'ü COVID-19 haberlerini takip ettiklerini bildirirken bunların %70'i günlük olarak COVID-19 haberlerini izlediklerini bildirmiştir. Haber kaynağı %75 televizyon ve %25 sosyal medyadır.
Tek değişkenli analiz, eğitim düzeyi poliklinik tipi, tedavi şekli, COVID-19 haberlerini izleme, COVID-19 bulaşma yolları hakkında bilgi sahibi olma, COVID-19 risk grupları hakkında bilgi sahibi olma ve C19P-S puanını onkolojik tedavi ve izlem uyumsuzluğu ile ilişkilendirmiştir. Depresyon tedavisi öyküsü ve COVID-19 bulaşma yolları, ölüm oranları ve risk grupları hakkında bilgi sahibi olmanın daha yüksek C19P-S puanı ile ilişkili olduğunu bulunmuştur.
Çoklu değişkenli analiz, COVID-19 bulaşma yolları hakkında bilgi sahibi olmanın daha yüksek bir C19P-S puanı ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Çoklu değişkenli lojistik regresyon analizinde düşük eğitim durumu, tedavi türü, COVID-19 haberlerini izleme, COVID-19 bulaşma yolları hakkında bilgi sahibi olma ve C19P-S puanı uyumsuzluk ile ilişkilendirilmiştir.
Çalışılan kohorttaki kanser hastalarının çoğunda yüksek COVID-19 fobisi saptanmıştır; ayrıca COVID-19 pandemisi sırasında kanser tedavisi ve izlemi kesintiye uğramıştır. Pandemi sonrasında bile koronafobinin psikolojik etkileri devam edecektir. Bu, COVID-19 salgını sırasında ve sonrasında psikiyatrik desteğin ve hasta eğitiminin olumsuz sonuçların önlenmesi ve kanser bakımının sürekliliğinin sağlanmasındaki önemini vurgulamaktadır.
Impact of coronaphobia on treatment and follow-up compliance of cancer patients, Future Oncol. (2021) 17(20), 2621–2629
+ Tüm Referansları Göster