
Üreme çağındaki birçok kadına her yıl kanser teşhisi konur. Amerika Birleşik Devletleri'nde 2016 yılında yaklaşık 843.820 kadına kanser teşhisi kondu ve bu vakaların 89.000'inden fazlası 45 yaşın altındaydı. Kore'de, kanserli kadın hasta sayısı 2014'te 104.175’ti. 2011-2015 yılları arasında kanser tanısı alan tüm hastaların 5 yıllık sağkalım oranı %70.7’ydi ve bu oran sürekli olarak daha iyiye gitmekteydi. Özellikle kemoterapi ve radyoterapinin tanı ve tedavisinde tıbbi teknolojinin gelişimi, bu kanser hastaların hayatta kalma oranını arttırmıştır. Hem kemoterapi hem de radyoterapi, foliküler azalmaya bağlı olarak yumurtalık fonksiyon kaybına neden olur. Özellikle siklofosfamid gibi alkilleyici maddeler gonadotoksiktir ve erken over yetmezliğine neden olur.
Çocuk doğurmanın mesleki veya kişisel nedenlerden dolayı ertelenmesinin sosyal eğilimlerine göre, kanserli birçok hasta henüz aile planlamasına başlamamış veya bunu tamamlamamıştır. Kadınlar için kanser tedavisine bağlı kısırlık, benlik saygısı kaybıyla ilişkili olabilir ve psikososyal sıkıntıya neden olabilir. Bu nedenle kanserli gençlerin doğurganlık potansiyellerini korumaları için fırsatların sağlanması için çaba gösterilmelidir. Endokrin fonksiyon ve doğurganlığın geri kazanılması anlamına gelen over fonksiyonunun geri kazanılması, kanserden kurtulduktan sonra üreme çağındaki kadınların yaşam kalitesini artıracaktır.
Yeni Koruma Seçenekleri
Over doku kriyoprezervasyonu ve transplantasyonu, acil kemoterapiye ihtiyaç duyan veya over stimülasyonu yapmak istemeyen kanserli erişkin hastalarda doğurganlığın korunmasında önemli bir seçenektir. Yumurtalık doku donması, kanserli prepubertal hastaların doğurganlığını korumak için tek seçenektir. Yakın tarihli bir derlemede, donmuş çözülmüş over transplantasyonunun yaklaşık 90 canlı doğuma yol açtığı ve gebe kalma oranının yaklaşık %30 olduğu bildirildi. Endokrin fonksiyon iyileşmesi, nakil sonrası 3.5 ile 6.5 ay arasında %92.9 oranında gözlenmekteydi.
Kanser tanı ve tedavisindeki gelişmeler, kanserden kurtulanların sayısını ve prognozunu arttırmıştır. Üreme uzmanlarına erken sevk, ergenlik öncesi ve doğurganlık çağındaki kanser hastaları için çok önemlidir. Embriyo veya oosit kriyoprezervasyonu doğurganlığın korunmasında standart yöntemdir, over doku kriyoprezervasyonu ve transplantasyonu gibi yöntemler ise henüz araştırma evresindedir. Bu yöntemlerden ikincisi, kanser tanısı almış prepubertal kızlar için tek doğurganlık koruma seçeneğidir. Yeniden implantasyondan sonra endokrin fonksiyonunun iyileşmesi iyi tespit edilmiştir ve canlı doğum oranı önemli ölçüde artmaktadır. Araştırmacılar yaptıkları incelemeye dayanarak, kanserli gençlerdeki endokrin fonksiyon ve doğurganlığı korumak amacıyla over doku kriyoprezervasyonu ve transplantasyonu kanser tedavisinden önce dikkatlice düşünülmesi gerekildiğini belirttiler.
Sooyoung Kim et al. Ovarian tissue cryopreservation and transplantation in patients with cancer Obstet Gynecol Sci. 2018 Jul; 61(4): 431–442
+ Tüm Referansları Göster