
Bağırsak mikrobiyomunun bileşimi ve çeşitliliği, bağışıklık kontrol noktası inhibitörlerine (ICI'ler) yanıtın tumoral bir belirleyicisi olarak ortaya çıkmıştır. Dengesiz bir mikrobiyal ekosistem beslenme, coğrafi köken, demografik ve antropometrik özellikler ve eşlik eden ilaçlar gibi çok sayıda faktörden etkilenir.
Doğrudan bir neden sonuç ilişkisi kesin olarak kanıtlanmamış olsa da mevcut kanıtlar ICI kullananlarda önceki antibiyotik maruziyetinin (pATB) olumsuz etkisini gözlemleyen epidemiyolojik verileri desteklemekte ve bağırsaktaki antibiyotik kaynaklı mikrobiyal dengesizlik ve ICI yanıtı arasındaki ilişkiyi vurgulamaktadır. Ek olarak, uygun bir bağırsak ekosisteminin başarılı bir şekilde aşılanması immünoterapi direncini tersine çevirmekte ve mikrobiyom temelli terapötik stratejilerin yolunu açmaktadır.
Dönüm noktası niteliğindeki klinik çalışmalardan elde edilen güvenilir kanıtlar, ileri basamakta ICI ile tedavi edilen küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) hastalarında pATB’nin farklı bir olumsuz etkisi olduğu hipotezini desteklemektedir.
Yakın zamanda, birinci basamak ICI monoterapisi ile tedavi edilen ileri evre KHDAK hastalarının gözlemsel çalışmasında pATB etkisi tanımlanmış ve kemoterapi uygulanan hastalarla karşılaştırıldığında bu etkinin ICI tedavisi uygulananlarla sınırlı olduğu saptanmıştır.
Diğer tümörlerin aksine KHDAK kemoimmünoterapi kombinasyonu sinerjisinden benzersiz bir şekilde yararlanmış ve metastatik hastalarda sağkalımı artırmıştır. Bu açıdan bakıldığında, ATB kaynaklı disbiozun ileri KHDAK hastalarında kemoimmünoterapi kombinasyon tedavisinin sonuçlarına etkisini gösteren hiçbir kanıt yoktur.
Bu uluslararası çok merkezli çalışmada, birinci basamak kemoimmünoterapi kombinasyonları ile tedavi edilen ileri evre KHDAK hastalarından oluşan bir kohortta hem pATB hem de eşzamanlı ATB maruziyetinin (cATB) etkisi değerlendirilmiştir. Çalışmaya toplam sekiz kurum ve geriye dönük olarak Aralık 2014'ten Ekim 2020'ye kadar tedavi edilen hastalar katılmıştır.
Klinik sonlanım noktaları toplam sağkalım (OS), progresyonsuz sağkalım (PFS) ve objektif yanıt oranıdır (ORR). ICI'nin başlamasından önceki 30 gün içinde uygulanan sistemik antibiyotik tedavisi pATB olarak tanımlanmıştır.
Toplam 302 hastadan 47'si (%15,6) pATB grubunu oluşturmuş ve solunum yolu enfeksiyonu (%21,44,7) ve enfeksiyon profilaksisi (13, %27,7) nedeniyle antibiyotik kullanmıştır. Beta-Laktamlar (19, %40.4) ve sefalosporinler (%10, %21.3) en sık kullanılmış olan ATB sınıflarıdır. Antibiyotik kullanımından kemoimmünoterapi tedavisinin ilk günü arasındaki medyan süre ise 13 gündür.
Önceki antibiyotik tedavisi KHDAK hastalarında kemoimmünoterapi sonlanımlarını etkilemiyor
15.4 aylık medyan takip ile tüm kohortta medyan PFS ve OS sırasıyla 6.2 ay ve 15.8 aydır. Genel olarak, 239 hasta hastalık yanıtı açısından değerlendirilmiştir ve ORR %51.5 bulunmuştur. Veri kesilme tarihinde 209 hasta (%68,9) indüksiyon aşamasını tamamlamış ve 8-12 haftalık aralıklarla görüntüleme değerlendirmesinden geçmiştir. pATB+/- hastalarda medyan OS sırasıyla 11.2 ay ve 16.6 aydır. pATB+/- grupları arasında medyan PFS sırasıyla 5.6 ay ve 6.3 aydır. Benzer şekilde, önceden ATB kullanmış ve kullanmamış hastalar arasında ORR açısından bir fark bulunmamıştır.
pATB'ye maruz kalan hastalardan 30'u (%62,5) 7 gün ve 17'si (%37,5) 7 günden uzun süre ABT kullanmıştır. Medyan OS sırasıyla 11,7 ay ve 9,4 aydır. 7 gün ve 7 günden uzun süre ATB kullanan hastalarda medyan PFS sırasıyla 5,9 ve 3.5 ay olmuştur.
Eşzamanlı antibiyotik tedavisi, KHDAK hastalarında kemoimmünoterapinin onkolojik sonlanımlarını etkilemiyor
Toplam 117 hasta (%38,7) tedavi sırasında ABT kullanmıştır; 34'ü (%29,1) solunum yolu enfeksiyonu tedavisi, 32'si (%27,4) kaynağı belirsiz ateşe bağlı endikasyonlar ve 29'u (%24,8) nötropeni dahil enfeksiyon profilaksisi için ATB kullanmıştır. β-Laktamlar (36, %30.7) ve sefalosporinler (15, %12.9) en yaygın kullanılan ATB sınıflarıdır.
ICI başlanmasından ATB uygulamasına kadar geçen medyan süre 1.34 aydır. Tek değişkenli analizde, zamanla değişen bir ortak değişken olarak düşünüldüğünde, cATB OS ya da PFS ile ilişkili bulunmamıştır. Çoklu değişkenli analiz, cATB'nin hastalık ilerlemesi ve ölüm riski ile ilişkili olmadığını doğrulamıştır.
Sonuç olarak, ICI monoterapisi uygulanan hastalarda bildirilenlerin aksine, pATB, KHDAK hastalarının birinci basamak kemoimmünoterapisinin klinik sonlanımlarını olumsuz etkilememektedir. pATB durumu birinci basamak tedavi kararlarını yönlendirmek için mevcut klinik ve patolojik faktörlerle birleştirilmeli ve kemoimmünoterapi sırasında gerektiğinde ABT kullanılması konusunda endişe duyulmamalıdır.
Antibiotic-exposed patients with non-small-cell lung cancer preserve efficacy outcomes following first-line chemo-immunotherapy, ESMO OPEN August 13, 2021 https://doi.org/10.1016/j.annonc.2021.08.1744
+ Tüm Referansları Göster