Medikaynak Search
Üye Ol Üye Giriş
Medikaynak Menü

ABD Gıda ve İlaç İdaresinin "Breakthrough Designation Act isimli yasasının 2012'de yürürlüğe girmesi ve kanserli hastalara yönelik hedefli tedaviler geliştirilmesi, genellikle daha küçük, erken evre klinik çalışmalarda görülen önemli etki büyüklüklerine dayanarak yaşamı uzatan ve bazı durumlarda küratif ilaçlara erişimi hızlandırdı. 2016 yılında, 21. Yüzyıl Kürler Yasası, bu ajanların faydalarını daha iyi belirlemek, optimal kullanımlarını anlamak ve gelecekteki deneme tasarımlarını bilgilendirmek için "gerçek dünya kanıtlarına ihtiyaç duyulduğunu kabul etti. Nüfus temelli, araştırma dereceli, rutin klinik bakımdan üretilen bağlantılı klinojenomik veri setleri, klinik uygulamanın ilerleyişini ve yeni tedavi ajanlarının gelişimini önemli ölçüde hızlandırabilir.

Klinikogenomik ilişkileri belirleme çabalarının çoğu şu anda klinik denemelere, tek kurumlu serilere veya ulusal kayıtlara dayanmaktadır. Çok kurumlu çalışmalar değerli bilgiler sunarlar fakat akademik uygulama ortamını tercih ederler, bununla birlikte ABD'li hastaların %85'i toplumda onkolojik bakım görmektedir.

Yapılan yeni bir çalışmada araştırmacılar, elektronik sağlık kayıtlarından (EHR) elde edilen klinik verileri, kapsamlı genomik profilleme (CGP) ile birleştiren bir veri tabanının, küçük hücreli dışı akciğer kanserinde (KHDAK) ilişkileri tanımlayıp, genişletip genişletemeyeceğini değerlendirmeyi amaçladılar.

EHR'lerden elde edilen klinik veriler, 275 ABD onkoloji pratiğinden 28.998 hasta için CGP sonuçları ile ilişkilendirildi. KHDAK'li 4064 hasta arasında, hasta özellikleri ve tümör genomikleri ile klinik özellikler arasındaki keşif ilişkileri, 1 Ocak 2011 ve 1 Ocak 2018 arasında elde edilen verilerle gerçekleştirildi. Bir sürücü mutasyon değişikliğinin mevcudiyetini içeren tümör CGP, megabaz başına mutasyon sayısı olarak tanımlanan tümör mutasyon yükü (TMB) ve klinik özellikler EHR’den toplandı. Genel sağ kalım (OS), tedavi altındaki süre, maksimum tedavi yanıtı ve klinik yarar oranı ana sonuçlardı.

Onkolojide Yeni Bir Yaklaşım

KHDAK'li 4.064 hastanın (ortalama yaş, 66 yıl; %51,9 kadın), 3.183'ünde (%78,3) sigara öyküsü vardı, 3.153'ünde (%77,6) non-squamöz kanser vardı ve 871'inde (%21,4) EGFR, ALK veya ROS1 'de değişiklikler vardı. 7 yılda 1.946 ölüm oldu. Sürücü mutasyonu olan hastalar için, hedefli tedaviler ile tedavi edilenlerde (n = 575) edilmeyenlere göre (n = 560) genel sağ kalım iyileşti. TMB, sigara içmeyenlere göre sigara içenlerde anlamlı olarak daha yüksekti ve EGFR, ALK, RET veya ROS1'de bozulmalar olmayanlara göre olanlarda anlamlı derecede düşüktü. Anti-PD-1 / PD-L1 tedavileri ile tedavi edilen hastalarda (n = 1290, %31,7), TMB 20 veya daha fazla olanlar 20’den daha düşük olanlara göre, tedaviye başlangıcından daha gelişmiş OS ile ve artmış klinik fayda oranı ile anlamlı şekilde ilişkiliydi.

Araştırmacılar elde ettikleri bulguların rutin klinik deneyimlerden türetilen bir klinikogenomik veri tabanı oluşturmanın uygulanabilirliğini gösterdiğini ve onkolojide bu yaklaşımı değerlendiren daha fazla araştırma ve keşif için destek sağladığını belirttiler.

Medikaynak Referanslar

Singal et al. Association of Patient Characteristics and Tumor Genomics With Clinical Outcomes Among Patients With Non–Small Cell Lung Cancer Using a Clinicogenomic Database, JAMA. 2019;321(14):1391-1399.

+ Tüm Referansları Göster
  1. Benzer İçerikler