
Kültürün bilişsel evrim üzerindeki etkisi, gelişen öğrenme ve veri toplama mekanizmalarının küçük değişiklikleriyle elde edilir. Bu koordinasyonlu eylem, beynin dil ya da araç yapmak gibi kültürel olgularda yer alan öğrenme süreçlerini destekleme yeteneğini geliştirir. İsrail’de Tel Aviv Üniversitesi merkezli yapılan yeni bir araştırma, dil kullanımı gibi kültürel etkinliklerin öğrenme süreçlerimizi etkilediğini gösteriyor. Buna göre farklı veri türlerini toplama, bunları birbirine bağlama ve onlardan arzu edilen davranış tarzı bulma gibi kabiliyetlerimizin etkilendiği görülüyor. İnsan beyni belirli bir olayın mutlaka başka bir olaya neden olduğu katı bir öğrenme makinesi değil, bunun yerine öğrenme ve veri toplamanın birlikte gelişen mekanizmalarına, belirli bellek parametrelerine karmaşık bir ağ oluşturan, bilişsel yetenek çeşitliliğine sahiptir. Bu parametrelerdeki herhangi bir değişiklik, kurulan şebekeyi ve dolayısıyla beynin işlevini değiştirebilir.
İsrailli araştırmacıların oluşturduğu model küçük modifikasyonların beynimizi ekolojik ve kültürel değişiklikler için nasıl adapte edebileceğini yansıtmaktadır. Öğrenmek için beyin, ortamdan aldığı verilerle ilgili istatistikleri hesaplar, verilerin dağılımını izler ve aralarındaki bağlantı düzeyini belirler. Yeni öğrenme modeli, sınırlı bir bellek penceresi alır ve veri öğeleri arasındaki bağlantıların frekansını temsil eden ilişkisel bir ağ kurar. Bir bilgisayar, beslenen tüm verileri hatırlarken beyinimiz aldığı ve hatırlayabileceği veri miktarını sınırlayacak bir şekilde gelişmiştir. Geliştirilen model, beynin bunu 'kasıtlı olarak' yaptığını varsayar; yani verilerin çevreden filtrelenmesinin mekanizması öğrenme sürecinde ayrılmaz bir unsurdur. Büyük bir bellek penceresi ile çalışmak, beyinde küçük bir pencere ile çalışmaktan çok daha fazla hesaplama yükü getirir. Örneğin, insan dili, hesaplama zorlukları sunar. Bir hece dizisini dinlerken tanıdık kelimeleri tanımlamak için çok sayıda olası kombinasyonu taramamız gerekir. Öte yandan, bir kişi ormandaki iki ağaç türü arasında ayrım yapmak için yalnızca tipik özelliklerin küçük bir kombinasyonunu belirlemek zorundadır. Özelliklerin tam sırası önemli değildir, hesaplama daha kolaydır ve daha büyük bir çalışma belleği daha iyi olabilir.
Biyolojik beyinde gelişen bu ilke yapay zekanın gelişmesinde yararlı olabilir. Şu anda hesaplamayı iyileştirmek için hafızayı sınırlama kavramı, insanların yapay zeka alanında yaptığı bir şey değil, belki de insan beynindeki gibi bazı durumlarda paradoksal olarak yararlı olabilecek olup olmadığına bakmalıdır. Bilişsel evrim üzerine kültürün etkisi, birlikte gelişen öğrenme ve veri toplama mekanizmalarının küçük değişiklikleriyle yakalanır ve bunların koordineli eylemi etkili bir ağ kurmak için kritiktir. Araştırmada geliştirilen model, bu mekanizmaların, veri kalıplarındaki büyük değişikliklerle ve hesaplama ve istatistiksel zorluklarla ilişkili olan dil ve araç oluşturma gibi kültürel olgulara tepki olarak nasıl gelişeceğini göstermek için kullanıldı. Böylece kültürel farklılıkların kapsamlı hesaplama gerektiren öğrenme görevlerini nasıl etkileyebileceğini incelenmiş oldu. İleri araştırmalar devam ediyor.
Lotem A, et al. The evolution of cognitive mechanisms in response to cultural innovations. Proceedings of the National Academy of Sciences, 2017; 114 (30): 7915 DOI: 10.1073/pnas.1620742114
+ Tüm Referansları Göster