Medikaynak Search
Üye Ol Üye Giriş
Medikaynak Menü

Prostat kanseri (CaP), bu sene tahmini 248,530 yeni vakası ile dünya çapında en yaygın erkek malignitesidir. CaP 50 yaşın üzerindeki erkeklerin yaklaşık %30'unu etkiler, ancak sadece %10'una klinik olarak önemli hastalık tanısı konulmaktadır. CaP'ın kesin tanısı, PSA düzeyi veya şüpheli bir Dijital Rektal Muayene (DRE) ile tespit edildiğinde yapılması gereken prostat biyopsisine dayanmaktadır. CaP tanısındaki temel hedefler, kanseri erken bir aşamada tespit etmek, başlangıçta ve lokalize bir aşamada daha fazla kanser hastasını tedavi etmek, tedavi oranlarını iyileştirmek ve aşırı tedaviden kaçınmak için klinik olarak önemli hastalığı, önemsiz olandan ayırt etmek şeklinde sıralanabilir. Bununla birlikte araştırmacılar, CaP'nin tanısal yönetimi ile ilgili ana sorununu, mevcut araçların zayıf doğruluğu olarak ifade etmektedirler.

Ayrıca araştırmacılar 2,5 ila 4 ng/ml'den yüksek serum PSA seviyeleri veya DRE'deki anormallikler için yapılan prostat biyopsisinin pozitif prediktif gücü yaklaşık %24 ila %37 olduğunu belirtmişlerdir. Her ne kadar klinik uygulamada serum PSA değerlendirmesinin başlaması erken tanıyı ve sonuç olarak sınırlı organ hastalığı tedavisinin başarı oranını önemli ölçüde artırmış olsa da, yaygın kullanımı önerilmemektedir. Aslında PSA, kansere özgü bir işaretleyiciden ziyade organa özgüdür ve bu nedenle PSA seviyelerinin değişmesi, iyi huylu koşulların yanı sıra kansere de bağlı olabilmektedir. PSA'nın bu zayıf özgüllüğü, gereksiz biyopsilerde ve yaşamı tehdit etmeyen katıksız tümörlerin teşhisinde bir artışa neden olmuştur. Ayrıca, rahatsız edici hastalığın aşırı tedavisi, hastaları kansere özgü sağkalım açısından herhangi bir fayda olmadan olası komplikasyonlara maruz bırakabilir. Albertsen ve diğer çalışmalar 10 yıl içerisinde Gleason Skoru 8 ile 10 CaP arasında ölme riskinin yaklaşık %12,1 olduğunu, bu durumun düşük riskli hastalık için minimum düzeyde olduğunu göstermiştir. Birçok farklı genetik değişikliğin yanı sıra karmaşık epigenetik etkileşimler CaP'nin oluşumunun ve ilerlemesinin temelini oluşturur. Bu nedenlerden dolayı, şimdiye kadar bu kanserin gelişimi ile ilgili moleküler yolaklar ve agresif veya indolent tümör davranışını belirleyenler hala bilinmemektedir.

Tüm İnsan Genlerinin Yaklaşık %60'ı miRNA'lar Tarafından Düzenlenir

Son yıllarda yapılan temel araştırmalar, hem doğru hem de erken tanı sağlayabilen ve bireyselleştirilmiş bir terapi planlamak için agresif formları indolent formlardan ayırt edebilen yeni biyobelirteçlerin keşfine odaklanmıştır. MicroRNA'lar, mRNA hedefinin translasyonel bastırma veya bozulmasına yol açan mRNA'ların 30 translasyona uğramamış bölgesine (3'-UTR) tamamlayıcı bağlanma yoluyla transkripsiyon sonrası gen ekspresyonunu düzenleyen kısa kodlayıcı olmayan tekli RNA molekülleridir. MiRNA'lar, çeşitli moleküler sinyal yollarında geniş bir modülasyon aktivitesi gerçekleştirdiklerinden, çeşitli biyolojik fonksiyonların düzenlenmesinde ve homeostazın korunmasında önemli bir rol oynarlar ve tüm insan genlerinin yaklaşık %60'ı miRNA'lar tarafından düzenlenir.

Birçok farklı genetik değişikliğin yanı sıra karmaşık epigenetik etkileşimler, prostat kanserinin oluşumunun ve ilerlemesinin temelidir. MicroRNA'lar, transkripsiyon sonrası düzeyde gen ekspresyonu düzenlemesinde yer alan yaklaşık 22 nükleotit uzunluğunda, küçük kodlayıcı olmayan RNA sınıfını temsil ederler. MiRNA genleri kansere bağlı genomik bölgelere veya kırılgan bölgelere yerleştirilerek CaP dahil birçok kanser türünde onkogen veya onosüpresör olarak karsinogenezin ana adımlarına dahil oldukları kanıtlanmıştır. Yapılan bu çalışmada araştırmacılar miRNA’lar ile CaP'nin gelişim ve ilerlemesinin önemli aşamaları arasındaki ilişkiyi tanımlamak için bir anlatı incelemesi gerçekleştirmiş olduklarını belirtmişlerdir. Yapılan bu çalışmanın amacı ise miRNA ekspresyonunun altında yatan mekanizmalar ve hedef genleri hakkındaki bilgileri geliştirmek ve miRNA ekspresyon profilleri ile CaP arasındaki ilişkiyi anlamada katkıda bulunmak olarak açıklamışlardır.

Medikaynak Referanslar

Cochetti G, Rossi de Vermandois JA, Maulà V, et al. Role of miRNAs in prostate cancer: Do we really know everything? [published online ahead of print, 2020 Apr 10]. Urol Oncol. 2020;S1078-1439(20)30091-0. doi:10,1016/j.urolonc.2020.03.007

+ Tüm Referansları Göster
  1. Benzer İçerikler