
Aşı sektöründeki büyümenin, genişletilmiş kapsama, geliştirilmiş mevcut ürünler ve yeni aşılara dayalı olarak devam etmesi beklenmektedir. Araştırmacılar diğer faktörlerin yanı sıra, üretimin büyümeyi desteklemek için değiştirilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Belirli bir hedef için belirli bir üretim biçimini taahhüt eden sabit tesislere sermaye açısından zengin yatırım, stratejide büyük bir değişiklik olması durumunda aşı üreticilerine önemli maliyetler ve zorluklar getirmektedir.
Biyoteknoloji endüstrisi gibi aşı şirketleri, ürünlerin maliyetini düşüren, ruhsatlandırma süresini kısaltan ve hastalık salgınlarına daha hızlı yanıt veren verimlilik ihtiyacından dolayı yeni üretim yöntemleri istemektedir. mRNA bazlı aşılar, mevcut üretim zorluklarını ele alarak ve yeni aşı bileşimleri sunarak alanda devrim yapma vaadini taşımaktadır.
Araştırmacılar mRNA aşılarının klinik olarak etkili ve güvenli olduğu varsayılırsa, temel avantajlarından birinin üretim hızına bağlı olduğunu belirtmişlerdir. Haftalar içinde, immünojeni kodlayan bir dizinin mevcudiyetinden sonra klinik gruplar oluşturulabilmekle birlikte süreç hücresiz ölçeklenebilmektedir. Araştırmacılar en büyük avantaj olarak, mRNA üretimine adanmış bir tesisin, süreçlere ve formülasyona minimum adaptasyonla birden fazla hedefe karşı hızla aşı üretebilmeleri olduğunu ve ek olarak, çoklu antijen yaklaşımları gerektiren yeni hedeflerin, mRNA'nın çoklu yapıları oluşturabildiği hızdan faydalanacağını belirtmişlerdir. Üretim avantajlarının ötesinde, mRNA teknolojisi aşı keşfini ve araştırmasını etkilemekle birlikte mevcut ekspresyon sistemleriyle üretilmesi zor veya imkansız olan karmaşık proteinler için ekspresyonu mümkün kılmaktadır.
Araştırmacılar mRNA yapılarının, yeni immünoprofilaksinin güçlü monoklonal antikorları eksprese etmek için de kullanılabileceğini belirtmişlerdir. Yapılan bu çalışmada, bulaşıcı hastalıkların önlenmesi için mRNA yapıları ve iletim teknolojilerindeki en son teknolojiyi, biyoteknoloji ve farmasötik endüstrileriyle ilgili konuları gözden geçirilmiştir. Bir aşı olarak mRNA'nın potansiyel avantajları, immünojenlerin keşfinden hızlı yanıt üretimine kadar uzanmakla birlikte şu anda, replike olmayan yapılar ve kendini kopyalayan yapılar olarak iki yaklaşımı takip etmektedir. Ekspresyonun stabilitesini ve etkinliğini belirleyen bir dizi kalite özelliği, yoğun bir gelişim alanı olmaya devam etmektedir.
mRNA Teknolojisinin Doğası
Araştırmacılar sağlam ve dayanıklı bir bağışıklık sağlamak için mRNA'nın sitoplazmaya verilmesinin eşit derecede önemli olduğunun yaygın olarak kabul edildiğini belirtmişlerdir. Sonuç olarak, yeni iyonize olabilen lipid formülasyonlarına ve yeni nesil taşıma sistemlerine önemli ölçüde odaklanılarak çok ilerleme sağlanmış olmakla birlikte mRNA teknolojisinin doğası, optimizasyon arayışında neredeyse sınırsız türev kombinasyonlarıyla hızlı iyileştirmeye izin vermektedir. Bu, daha sonraki gelişim için optimal yapının ve formülasyonun seçimini hızlandırmak için çeviri bilimlerinin uygulanmasını gerektirmektedir.
Son 2 yıldaki klinik deneyim, üretilen çok sayıda preklinik veriye dayanmakla birlikte bu denemeler, belirli bir aşı için kabul edilebilir bir risk ve fayda profili oluşturmak için bağışıklık ve enflamatuar aktivasyon arasında optimum dengeyi bulma ihtiyacına dair anlayışı bilgilendirmiştir. Farklı sponsorlardan alınan klinik sonuçların mRNA teknolojileri için genellenebilir olup olmayacağı ve formülasyonların belirlenip belirlenmeyeceği beklenmektedir. Genel olarak araştırmacılar, mRNA biyolojisinde, dağıtımında ve imalatında önemli ilerlemelerle birlikte, biyoteknoloji ve aşı endüstrilerinin yeni ürünlerin geliştirilmesine daha fazla yatırım yapmaya hazır olduklarını belirtmişlerdir.
Jackson NAC, Kester KE, Casimiro D, Gurunathan S, DeRosa F. The promise of mRNA vaccines: a biotech and industrial perspective. NPJ Vaccines. 2020 Feb 4;5:11. doi: 10.1038/s41541-020-0159-8. PMID: 32047656; PMCID: PMC7000814.
+ Tüm Referansları Göster