
Multiple skleroz (MS), beyinin beyaz cevherinde fokal enflamatuar lezyonların (plaklar) görünümü ile karakterize muhtemelen immün bir etiyolojiye sahip demiyelizan bir hastalıktır. Hastalığın kliniğinde duyusal, motor, duygusal ve bilişsel defisitler ortaya çıkmaktadır. MRG ile plakların tanınması hastalığın tanısını güçlü şekilde desteklemektedir.
Karar verme, olumlu seçeneklerin seçilebilmesini, sonuçların değerlendirilmesini ve gelecekteki kararların planlanmasını sağlayan uyarlanabilir bir süreçtir. Genellikle etkili karar verme işlevi ile bağımsız, amaçlı, yaratıcı ve sosyal olarak uyarlanabilir davranışlar üretilir.
Yapılan çalışmalar, MS hastalarının yaklaşık %65’inde bilişsel bozuklukların hastalığın erken evrelerinde bile görülebildiğini göstermektedir. Özellikle bellek, problem çözme, soyut akıl yürütme, planlama ve engelleyici kontrol gibi yürütücü işlevler genellikle zayıflamaktadır.
DM'nin deneysel çalışmaları genelde deneklerin çeşitli testler boyunca farklı seçenekler arasından seçim yapması gereken görevleri içerir. Iowa Kumar Testi (IGT), karar vermenin değerlendirilmesinde sıklıkla kullanılan bir testtir ve belirsiz koşullar (ödül ve ceza) açısından gerçek hayatta alınan kararları simüle eder. IGT’nin kullanıldığı farklı davranışsal çalışmalarda MS hastalarında karar vermede bozukluklar raporlanmıştır. IGT uygulanan MS hastalarında sağlıklı kontrollere kıyasla olumsuz seçimler yapma eğilimi görülmektedir. Karar vermenin elektrofizyolojik yönleri ERT (olay-ilişkili potansiyel) tekniği kullanılarak değerlendirilebilir. Deneysel DM paradigmaları, bazıları IGT'ye benzer olup, P3b'nin varlığını ve geri bildirim ilişkili negatiflik (FRN) bileşenlerini tespit emiştir. Her iki bileşen de kazanç ve kayıpların değerlendirilmesi süreciyle ilişkilidir.
Daha önce yapılan çalışmalarda, MS hastalarının bozulmuş karar verme (DM) gösterebileceği raporlanmasına rağmen bu eksikliğin altında yatan spesifik nöro-bilişsel süreçler bilinmemektedir. MS’te karar vermedeki verimsizliğin seçenek değerlendirilmesinde zayıflık ya da sonuçların değerlendirilmesinde eksiklik nedeniyle meydana gelebildiği düşünülmektedir.
Meksika’dan bir grup araştırmacı yaptıkları çalışmada, ilk kez ERP tekniğini kullanarak FRN ve P3b bileşenlerini analiz edip, MS’te karar verme sürecini değerlendirmeyi amaçlayan bir çalışma yaptılar. Araştırmacılar ayrıca karar verme ile MRG’de görülen lezyonların sayısı ve uygulama bozukluğu arasındaki olası ilişkiyi incelediler. Çalışmaya 16 MS hastasını ve 19 sağlıklı kontrolü dahil ettiler. Denekler dijital bir EEG kaydedilirken IGT’ye dayalı bir karar verme görevini gerçekleştirdiler. P3b’yi, seçenek değerlendirmesinin bir indeksi olarak analiz ettiler. FRN ve P3b’yi ise, seçim sonuçlarının değerlendirilmesi için belirteçler olarak değerlendirdiler.
Araştırmacılar, gruplar arasında reaksiyon zamanı arasında farklılıklar olmaksızın, MS hastalarının karar verme görevinde daha fazla sayıda olumsuz tercih yaptıklarını gördüler. Gruplar arasında seçenek değerlendirme için P3b’de dikkat çekici bir farklılık yoktu. Kontrol grubunda geri bildirim tipinin (kazanç, kayıp ya da hiçbir şey) FRN’yi ve P3b’yi değiştirdiğini buldular. Bu etkiyi MS grubunda gözlemlemediler. Aynı zamanda FRN gecikmelerin MS grubunda kontrol grubuna göre daha kısa olduğunu gördüler. Temporal bölgelerdeki MRG ile ortaya çıkan lezyonlar hem davranışsal hem de elektrofizyolojik olarak karar verme ile ilişkili bulundu.
Araştırmacılar çalışma sonuçlarına baktıklarında MS'li hastalarda karar verme bozukluğunun, seçim sonuçlarının değerlendirilmesinde eksiklik veya duygusal reaktivitenin genel bir değişikliğine bağlı olabileceğini düşündüklerini belirttiler.
Azcarraga-Guirola, Elisa et al. Electrophysiological correlates of decision making impairment in multiple sclerosis, European Journal of Neuroscience, pp. 1–9, 2016
+ Tüm Referansları Göster