
Nanoteknoloji adı verilen ve gün geçtikçe büyüyen alan, araştırmacıların vücuttaki kanser hücrelerini görme, izleme ve yok etme yeteneğini arttırmak için, tek bir hücreden çok daha küçük molekülleri ve yapıları manipüle etmelerine izin vermektedir. On binlerce hasta zaten lipozom adı verilen nanopartiküller tarafından verilen kemoterapi ilaçlarını almaktadır ve onlarca başka yaklaşım için şu anda klinik deneyler devam etmektedir.
Nanoteknoloji, diğer teknolojilerle başarılması çok zor olan mükemmel bir duyarlılık ve hassasiyet imkanı sunmaktadır. Önümüzdeki on yıl içerisinde, nano-tıbbın kanser tanı ve tedavi yolunu değiştireceği öngörülmektedir.
Nanoteknoloji ile artık vücutta sadece birkaç mililitre kan veya tükürükte kanserle ilişkili molekül veya dolaşımdaki tümör hücreleri tespit edilebilir veya tedaviye yanıtını değerlendirmek veya bir ameliyatı planlamak için bir beyin tümörünün sınırları milimetre içerisinde haritalandırılabilir.
Kolondaki kanser hücrelerine bağlandıklarında buradaki sinyalleri güçlendirip, bu sinyali geri gönderebilecek özel nanopartiküller tasarlanmıştır. Buna ek olarak nanopartiküllerin bir kanser hücresine girip hücrenin kendi kendini yok etmesini tetiklemesinin sağlanması üzerinde çalışmalar devam etmektedir.
Sorunun belirtilerini en erken teşhis edebilmek, hastalığın semptomlar veya komplikasyonlar ortaya çıkmadan önce izlerini durdurma çabaları için çok önemlidir. Bu, hassas sağlık olarak bilinen şeyin önemli bir bileşenidir. Erken tanı kesinlikle kritiktir ve geçmişten tamamen farklı bir yaklaşım ve teknoloji gerektirir.
Nano Teknoloji Yeni Tedavi Yaklaşımlarını Mümkün Kılıyor
Tıbbi kullanım için nanopartiküller, yaklaşık 100 nanometreden daha büyük olmayan, vücuttaki sağlam hücrelerin içine girip çıkan ve kan damarı duvarlarından ve dokulardan zararsızca dolanan on binlerce molekül ile karşılaştırılabilecek boyutta olmayan molekül veya yapılar olarak tanımlanır. Nanopartiküllerin renkleri, erime noktaları, floresans, iletkenlik ve kimyasal reaktivite gibi temel özellikleri, boyutlarına göre değişebilir.
Nano ölçekli parçacıklar, daha büyük parçacıklarla karşılaştırıldığında, muazzam miktarda yüzey alanı da içerir. Kenarları 1 santimetre uzunluğunda olan bir altın küpünün toplam yüzey alanı 6 santimetrekaredir. Ancak, 1 nanometre çapa sahip altın nanosferlerle dolu aynı hacim, yarım futbol sahasının yarısından büyük bir yüzey alanına sahiptir.
Araştırmacılar, vücuttaki kanser hücrelerini araştırmak ve yok etmek ya da daha fazla inceleme için bir kan numunesinden almak için bu özelliklerin çoğundan nasıl yararlanabileceğini anlamıştır. Parçacıkların boyutunu değiştirerek, nanopartikülleri belirli şekillerde davranacak şekilde ayarlayabilmektedirler. Bazıları, bir tümörün varlığına işaret eden küçük akustik titreşimleri güçlendirmek için ışık enerjisini emmek veya hücreleri içerden öldürmek için ısıyı serbest bırakmak üzere tasarlanabilir.
Krista Conger. How nanotechnology could detect and treat cancer, Stanford Medicine 2019.
+ Tüm Referansları Göster