
Obezite, çok sayıda geni ve çevresel etkileri içeren karmaşık bir hastalıktır. Önceki araştırmalar şekerli içeceklerin ve kızarmış yiyeceklerin yüksek oranda tüketildiği diyetlerin yüksek vücut ağırlığı ile genetik ilişkileri güçlendirebileceğini göstermiştir. Fakat meyve ve sebze bakımından zengin olan ve işlenmiş gıdalardan düşük bir diyet izlendiğinde, kilo alımı ile genetik ilişki azaltılabilir mi? Peki sağlıklı bir diyet modelinin kilo kaybı üzerindeki faydaları, obeziteye karşı farklı bir genetik yatkınlığa sahip insanlar için aynı olabilir mi?
Tulane Üniversitesi ve Harvard Üniversitesi'nden araştırmacılar, ABD sağlık profesyonellerinin iki büyük çalışması olan Hemşire Sağlık Çalışması'nda 8.828 ve Sağlık Profesyonelleri Takip Çalışması’ndan gelen 5.218 kişinin 1986'dan 2006'ya kadar toplanan verilerini analiz ettiler. Genetik risk skoru, vücut kitle indeksi ile ilişkili 77 gen varyantı kullanılarak hesaplandı. Beden kitle indeksi ve ağırlığındaki değişiklikler her dört yılda bir hesaplandı.
Diyet kalıplarındaki değişiklikler, Alternatif Sağlıklı Beslenme Dizini 2010 (AHEI-2010), Durağan Hipertansiyona Diyet Yaklaşımı (DASH) ve Alternatif Akdeniz Diyeti (AMED) olmak üzere üç diyet kalitesi skoru kullanılarak her dört yılda da değerlendirildi. Bu diyetlerin hepsi meyve ve sebzeler, fıstık ve tahıllar açısından zengin ve tuz, şekerli içecekler, alkol ve kırmızı et ve işlenmiş etler bakımından ise fakirdi.
İyi Beslenme İle Genetik Yatkınlıktan Bağımsız Olarak Kilo Kontrolü Mümkün
Araştırmacılar, 20 yıllık takipten sonra AHEI-2010 ve DASH'a olan bağlılığın iyileştirilmesinin beden kitle indeksi ve vücut ağırlığındaki azalmalarla ilişkili olduğunu ve bu etkinin, genetik olarak yüksek obezite riski altındaki insanlarda daha belirgin olduğunu keşfettiler. Buna ek olarak, "kilo alımının genetik riski, bu sağlıklı beslenme kalıplarına olan bağlılığın geliştirilmesi ile azaltılır" sonucuna vardılar. AMED için ise net bir etkileşim örneği bulunamadı. Yazarlar bunun bir gözlemsel çalışma olduğuna işaret ediyor, bu nedenle sebep ve sonuç hakkında kesin bir sonuç çıkartılamıyor. Ayrıca, fiziksel aktivite gibi ölçülmeyen faktörlerin etkisi de dahil olmak üzere çeşitli kısıtlamaları kabul etmekteler ve sonuçlar, Avrupa kökenli sağlık uzmanları ile sınırlı olduğu için genele geçerli olmayabilir.
Bununla birlikte, bulgularının "özellikle genetik olarak obeziteye yatkın insanlarda, kilo alımını önlemede sağlıklı bir diyet yapmaya olan bağlılığın önemini vurguluyorlar" diyorlar. Bu çalışma, herkes için sağlıklı beslenmenin kritik önemini vurguluyor. Araştırmacılar, elde edilen bulguların, zamanla diyet kalitesinin iyileştirilmesinin genetik olarak obeziteye duyarlı insanlar için daha fazla kilo kaybına neden olabileceğini gösterdiğini söylüyor. Çalışma aynı zamanda, diyet kalitesini artırarak kilo alımına dair genetik riskin zayıflatıldığını da gösteriyor.
Wang T et al. Improving adherence to healthy dietary patterns, genetic risk, and long term weight gain: gene-diet interaction analysis in two prospective cohort studies. BMJ, 2018; j5644 DOI: 10.1136/bmj.j5644
+ Tüm Referansları Göster