
Yapılan araştırmalar romatoid artritli (RA) hastaların, kontrollere kıyasla daha yüksek oranda kardiyovasküler hastalık (KVH) olayları yaşadıklarını göstermiş olup kronik iltihaplanmanın bu riske katkıda bulunduğu gözlemlenmiştir. Araştırmacılar aslında, RA'da daha fazla kümülatif inflamasyon, olay oranlarını artırırken, azalmasının bu riski düşürdüğünü ve daha önce RA hastalığı aktivitesinin daha fazla koroner plak yükü ve savunmasızlık ile ilişkili olduğunu bildirmişlerdir. Ayrıca kümülatif inflamasyonun da RA'da koroner plak ilerlemesini ve RA'da geleneksel risk faktörlerinin veya Framingham D’Agostino kardiyovasküler risk skorunun üzerinde ve ötesinde orta dönem KVH olaylarıyla ilişkili subklinik koroner plak yükünü öngördüğünü ifade etmişlerdir. Bu nedenle yapılan çalışmalar, inflamasyonun sürekli kontrolünün, koroner plak ilerlemesini inhibe ederek RA'da KVH riskini azaltabileceğini göstermiştir.
Biyolojik DMARD'lar , özellikle geleneksel sentetik DMARD'lara (csDMARD'lar) yetersiz yanıt veren hastalarda RA inflamasyonunu etkili bir şekilde kontrol etmekte olup yapılan gözlemsel kohort çalışmaları, ulusal kayıt verileri ve meta-analizler, tümör nekroz faktörü-a inhibitörü (TNFi) bDMARD tedavileri ile genel olarak gelişmiş kardiyovasküler sonuçlar bildirmiştir. Ortaya çıkan bu bilgiler, TNFi-biyolojik olmayanlar için benzer etkileri desteklediğini göstermiştir. Araştırmacılar yakın zamanda daha uzun bDMARD maruziyetinin RA'da kalsifiye olmayan plak yükünün daha düşük olasılıkla ilişkili olduğunu bildirdiklerini belirtmişlerdir. Yapılan çalışmalar bDMARD kullanımının ayrıca sedef hastalığı olan hastalarda kalsifiye olmayan plak ve nekrotik çekirdek yükünde azalmaları öngörmüş olup bununla birlikte, RA'da biyolojik tedavilerin KVH riski üzerindeki potansiyel faydalarının plak oluşumu ve ilerlemesi üzerindeki spesifik etkilerle ilişkilendiren hiçbir veri olmadığını göstermiştir.
bDMARD tedavisinin tekrar CCTA'lı hastalarda plak stabilizasyonu ve azalmış plak ilerlemesi
Koroner bilgisayarlı tomografi anjiyografi (CCTA), kalsifiye ve kalsifiye olmayan plak dahil olmak üzere koroner plak yükünün invazif olmayan bir görüntüleme ölçümünü sağlamakla birlikte CCTA'da koroner aterosklerozun yokluğu, genel hastalarda koroner arter hastalığı için mükemmel negatif prediktif değere sahiptir ve bunun aksine, koroner plak varlığı ve yükü, çeşitli çok merkezli kayıtlarda olumsuz sonuçlarla aşamalı olarak ilişkilendirilmiştir. Daha da önemlisi, CCTA sonuçlarına dayalı bireyselleştirilmiş tedavinin, yakın tarihli büyük bir randomize kontrollü çalışmada hasta uyumu ve uzun vadeli KVH sonuçlarını iyileştirdiği gösterilmiştir. Yapılan bu ileriye dönük gözlemsel çalışmada araştırmacılar, başlangıçta CCTA uygulanan KVH olmayan RA hastalarında bDMARD tedavisinin KVH riski ve plak ilerlemesi üzerindeki etkilerini değerlendirdiklerini ve bDMARD tedavisinin, kalsifiye olmayan veya yüksek riskli plağı olan hastalar arasında bile daha düşük KVH riskini öngörebileceğini varsaydıklarını belirtmişlerdir. Ayrıca bDMARD tedavisinin tekrar CCTA'lı hastalarda plak stabilizasyonu ve azalmış plak ilerlemesi ile ilişkili olabileceğini düşündüklerini belirtmişlerdir.
Yapılan bu tek merkezli gözlemsel kohort çalışmasında, 150 hastaya koroner aterosklerozun değerlendirilmesi için bilgisayarlı tomografi anjiyografisi yapılmış olup, 101'inin plak ilerlemesini değerlendirmek için 6,9 ± 0,3 yıl içinde tekrar değerlendirmelerin yapıldığı bildirilmiştir. Çalışmada kardiyak ölüm, miyokart enfarktüsü, kararsız angina, revaskülarizasyon, inme, topallama ve kalp yetmezliği hastanesine yatış dahil olmak üzere tüm KVH olayları ileriye dönük olarak kaydedilmiş, Framingham-D'Agostino skoru kardiyovasküler riski değerlendirilmiş ve segment stenoz skorunun plak yükünü ölçtüğü belirtilmiştir. Segment darlığı skoru için düzeltme yapıldıktan sonra, Framingham-D'Agostino skoru ve marjinal yapısal modeller kullanan zamanla değişen DAS28-CRP, daha düşük uzun vadeli KVH riski ile ilişkili mevcut bDMARD kullanımı gözlemlenmiştir. Kalsifiye olmayan ve düşük zayıflama plak varlığı, bDMARD'ların KVH riski üzerindeki etkisini hafifletmiş olup, segment başına plak ilerleme analizleri, bDMARD maruziyetinin kalsifiye olmamışların karışık veya kalsifiye plağa geçişi ile ilişkili olduğunu göstermiştir.
Sonuç olarak araştırmacılar bDMARD maruziyetinin, diğer koroner segmentlerde miks veya kalsifiye plak bulunmayan hastalar arasında plaksız segmentlerde yeni plak oluşma olasılığının daha düşük olacağını öngördüğünü, ancak kalsifikasyonu olanlar arasında bunun tahmin edilmediğini belirtmişlerdir. Ayrıca araştırmacılar bDMARD tedavisinin düşük zayıflama plak kaybını da öngördüğünü bildirmişlerdir. Yapılan bu çalışmada romatoid artritte, erken aterosklerozlu hastalarda azalmış KVH riskinin, kalsifiye olmayan lezyonların koruyucu kalsifikasyonu ve yeni plak oluşumu olasılığının düşük olması ile ilişkili bDMARD kullanımına bağlı olduğu gösterilmiştir.
Karpouzas GA, Ormseth SR, Hernandez E, Budoff MJ. Biologics May Prevent Cardiovascular Events in Rheumatoid Arthritis by Inhibiting Coronary Plaque Formation and Stabilizing High-Risk Lesions. Arthritis Rheumatol. 2020 Apr 21. doi: 10.1002/art.41293. Epub ahead of print. PMID: 32319221.
+ Tüm Referansları Göster