Medikaynak Search
Üye Ol Üye Giriş
Medikaynak Menü

Giriş ve amaç

Multipl skleroz (MS) kronik inflamatuvar demiyelinizan bir merkezi sinir sistemi hastalığıdır. Beyin ve omurilikte muhtemelen bir viral enfeksiyon tarafından tetiklenen demiyelinizasyon bağışıklık aracılı bir süreçtir. Hastalığın etiyolojisi bilinmemektedir, ancak Epstein-Barr virüsünün (EBV) olası bir etken olduğu düşünülmektedir.

EBV enfeksiyondan sonra yaşamı boyu B lenfositlerinde latent formda kalan bir insan herpes virüsüdür. MS için EB virüsünün nedensel rolü, enfeksiyöz mononükleozdan sonra artan MS riski, EBV nükleer antijenlerine karşı yüksek antikor düzeyi ve bazı patoloji çalışmalarında MS demiyelinizan lezyonlarında EBV saptanması ile desteklenmektedir. Bununla birlikte, nedensellik ilişkisi için kanıt yeterli değildir. Bu ilişkinin araştırılması için altın standart EBV negatif bireylerden oluşan bir kohortta MS insidansının longitudinal araştırılmasıdır. Erişkinlerin yaklaşık %95'ini enfekte eden EBV sıklığı ve MS insidansının göreceli düşük olması şimdiye kadar böyle bir araştırmayı engellemiştir.

Yöntem

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ordusunda 1993 ve 2013 yılları arasında aktif görev yapan askeri personelden oluşan bir kohortta MS olguları saptanmıştır.

Askeri personel görev başlangıcında ve daha sonra iki yılda bir HIV açısından taranmakta ve bu testlerden kalan serumlar saklanmaktadır. Bu örnekler kullanılarak yapılan ön çalışmada ilk örnek alındığında bireylerin %5,3'ünün EBV negatif olduğu saptanmıştır. Aktif görevli askeri personel arasında 955 MS olgusu saptanmıştır. Her MS olgusu için MS başlangıç ​​tarihinden önce toplanan üç serum örneği belirlenmiştir. EBV enfeksiyon durumunu değerlendirmek için örnekleri bulunan 801 MS olgusu ve 1566 kontrol ile çalışılmıştır.

Bulgular

MS riskinin EBV ile enfeksiyondan sonra 32 kat artarken sitomegalovirüs (CMV) dahil olmak üzere diğer virüslerle enfeksiyondan sonra artmadığı saptanmıştır. Nöroaksonal dejenerasyonun biyolojik göstergesi olan nörofilament hafif zincirinin serum düzeyi sadece EBV serokonversiyonundan sonra artmıştır. Bu bulgular MS için bilinen herhangi bir risk faktörü ile açıklanamaz ve EBV virüsünün MS hastalığının önde gelen nedeni olduğunu düşündürür.

Davranışsal, çevresel veya kişisel özellikler hem enfeksiyon hem de MS yatkınlığı ile ilişkili olabilir. Bu olasılığı değerlendirmek için, EBV gibi tükürük yoluyla bulaşan bir herpes virüsü olan CMV antikorları ölçülmüştür. Başlangıçta CMV negatif olanlarda serokonversiyon oranı MS geliştiren ve gelişmeyenlerde benzer bulunmuştur. CMV'ye karşı bağışıklık tepkisinin EBV'nin olumsuz etkilerini azalttığı yönündeki düşüncelerle tutarlı olarak, MS riski CMV negatif bireylere göre CMV pozitif bireylerde daha düşük bulunmuştur.

MS hastalığındaki patolojik süreç ilk semptomun ortaya çıkmasından birkaç yıl önce başlar. EBV enfeksiyonu ve MS arasındaki zamansal ilişkiyi aydınlatmak için nöroaksonal dejenerasyonun duyarlı bir biyolojik göstergesi olan nörofilament hafif zincir (sNfL) serum konsantrasyonu başlangıçta EBV negatif olanlarda çok duyarlı tek molekül tayini ile ölçülmüştür. Başlangıçta EBV negatif olan ve MS gelişen kişilerde sNfL düzeyi, EBV enfeksiyonu öncesinde ve enfeksiyon sırasında MS olmayan kontrollerinkine benzer bulunmuş ancak EBV enfeksiyonundan sonra artmıştır. Bu nedenle, daha sonra MS gelişen kişilerde EBV serokonversiyonundan önce hiçbir nöroaksonal dejenerasyon belirtisi yoktur; EBV enfeksiyonu hem semptom başlangıcından hem de MS patolojik mekanizmasından önce gelmektedir.

MS için en etkili tedavilerden biri, latent EBV enfeksiyonu için primer bölge olan bellek B hücrelerini tüketen anti-CD20 monoklonal antikorlardır. Bu ve EBV'ye özgü T hücre tedavisi ile elde edilen ilk sonuçlar, nedensel ilişkiye ek olarak EBV ile MS klinik seyri arasında ilişki olduğunu düşündürmektedir. Doğrudan EB virüsünün hedeflenmesi intravenöz infüzyon ile uygulanan anti-CD20 tedavilerine göre büyük avantaj sağlayabilir.

Sonuç

Epstein Barr virüs enfeksiyonunun multipl skleroz riskini büyük ölçüde artırdığı ve MS gelişmesi öncesinde başlayıp patogenezde de etkili olan bir role sahip olduğu saptanmıştır.

Medikaynak Referanslar

Longitudinal analysis reveals high prevalence of Epstein-Barr virus associated with multiple sclerosis, Science, Jan 2022, Vol 375, Issue 6578, pp. 296-301 

+ Tüm Referansları Göster
  1. Benzer İçerikler