
İnsanlar enerji dengesini düzenlemek ve keyif almak için şeker ve gıda tüketmektedir. Lezzetli gıda için bu hedonistik arzu ödül temellidir ve aşırı yemek metabolizmamızı düzenleme becerimizi etkileyebilir, hatta etkisiz kılabilir. Batı tarzı beslenme bol şekerli gıda ve içeceklerin sınırsız tüketimiyle obezite salgınına yol açabilir. Dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu ile aşırı kilo veya obezlik arasındaki güçlü bir ilişki de ortaya konmaktadır.
Yakın tarihli kanıtlar, kötü beslenme alışkanlıklarına bağlı obezite ve dürtüsel davranışların işlenmiş gıda ve içeceklerin aşırı tüketimine yol açtığını ortaya koymakla birlikte, ergenlik çağında başlayan aşırı şeker tüketiminin bilişsel süreçler ve hiperaktivite üzerindeki uzun vadeli etkileri bilinmemektedir. Obezite oranlarındaki bu artış aşırı şekerin gecikmiş bir etkisi olabilir. Buradan yola çıkılarak, yetişkinlerdeki obezite yaşam boyunca yüksek şeker alımıyla ilişkilendirilebilir.
Çok fazla şeker tüketen çocuklar obezlik, hiperaktiflif ve bilişsel bozukluk açısından yüksek risk altında olabilir. Farelere verilen günlük sukroz dozu bir miktar azaltıldığında, şekere bağlı kilo artışı ve diğer sağlık sorunları riski de azalmıştır. Bu bulgu, Dünya Sağlık Örgütünün insanlarda şeker alımının azaltılmasına yönelik uyarılarını desteklemektedir.
Bir çalışmanın bulgularına göre, uzun süreli şeker tüketimi (farelerde beş haftalık iken başlayan 12 haftalık periyot) kilo alımını anlamlı derecede artırmış, sinir sisteminin anormal ve aşırı stimülasyonuna yol açmıştır. Episodik ve uzamsal belleği de değiştirmektedir. Bu bulgular dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluklarında bildirilenlere benzerdir. Bulgular ile öne sürülebileceği üzere, sıklıkla Batı Beslenmesinde olduğu gibi küçük yaşlarda başlayan bol miktarda uzun süreli şeker tüketimi, yetişkinlikte sürekli hiperaktivite ve nörobilişsel defisitlerin risk artışıyla ilişkilidir.
'Şeker bağımlılığı' kavramı ve şekerin suistimal edilebilecek bir madde olarak sınıflandırılması tartışmalı olsa da şeker tüketimi ve ilaç suistimalinde yer alan beyin şebekesi ve moleküler sinyal yollarının örtüştüğüne dair kanıtlar mevcuttur. Ergenler ve yetişkinlerde şekerin uzun vadeli etkilerinin araştırılması ile ilgili daha fazla çalışma gerçekleştirilmelidir, ancak fare modelimizle elde edilen bulgular çok umut vericidir. Bu verilere göre, şekerden kaynaklanan obezite batı toplumlarında Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu benzeri semptomların patogenezine katkıda bulunabilir. Çocuklarda, yüksek miktarda şeker tüketimi, yetişkinlerde dikkatsizlik ve dürtüsellik ile seyreden hiperaktiviteyle koreledir.
Fareler üzerinde yapılan bu çalışmanın bulgularına göre, sukrozun uzun süreli tüketimi anlamlı derecede kilo artışına yol açmakta, sürekli hiperaktivite ve öğrenim bozukluklarına sebep olmaktadır. Günlük sukroz alımının dört misli azaltılması şekere bağlı kilo artışını önlemiştir, bu bulgu şeker alımının bu miktarda kısıtlanmasının etkili olacağına dair DSÖ'nün önerilerini desteklemektedir. Ayrıca hiperaktivite ve bilişsel bozukluklar dahil diğer olumsuz sonuçları da sınırlayabilir.
Queensland University of Technology. (2021, June 8). Sugar overload may be a recipe for long-term problems: A new study on the impact of sugar supports World Health Organization recommendations. ScienceDaily. Retrieved July 30, 2021 from www.sciencedaily.com/releases/2021/06/210608092239.htm
+ Tüm Referansları Göster