Medikaynak Search
Üye Ol Üye Giriş
Medikaynak Menü

Son yıllarda, anti-programlanmış hücre ölümü 1 (PD-1) veya anti-programlanmış hücre ölümü ligand 1 (PD-L1) terapileri dahil olmak üzere bağışıklık kontrol noktası inhibitörleri (ICI'ler), ilerlemiş küçük hücreli dışı akciğer kanserinin (aKHDAK) tedavi yöntemlerinde devrim yaratmıştır. Bununla birlikte, hastaların yalnızca küçük bir alt kümesinin anti-PD-1 / PD-L1 monoterapisine kalıcı yanıtı bulunmaktadır ve klinik uygulaması, hiperprogresif hastalık (HPD), gecikmiş yanıt, karışık yanıt ve psödoprogresif hastalık gibi atipik yanıt modelleriyle zorlanmıştır.

ICI tedavisi gören hastalarda yanıt ve sağkalım sonuçlarını tahmin etmek için erken biyobelirteçleri keşfetmek için çok sayıda çalışma yapılmıştır. Solid Tümörlerde Yanıt Değerlendirme Kriterleri (RECIST) kriterleri, antikanser tedavileri için nesnel ve standartlaştırılmış bir yanıt değerlendirme kriteri sağlamıştır. Bununla birlikte bilim insanları, RECIST tabanlı tedavi yanıtı değerlendirmesinin, tümör büyüme kinetiğini hesaba katmadığını, bu nedenle, RECIST kriterlerinin, yalnızca radyografik değerlendirme aralıkları sabitlendiğinde nispeten tek tip tümör büyüme oranına sahip hastalarda progresyonsuz sağkalımı (PFS) karşılaştırmak için güvenilir bir şekilde kullanılabileceğini belirtmişlerdir. Ayrıca, RECIST tanımlı objektif yanıtın, antikanser tedavisinin klinik faydasına her zaman uymadığını ve RECIST kriterlerinin, daha erken klinik yarar tahmini için tedavi öncesi parametreler sağlamadığını ifade etmişlerdir. Bu nedenle, RECIST kriterlerinin sınırlamalarının üstesinden gelmek için ICI tedavisinin faydasının diğer erken ve ucuz öngörücülerinin belirlenmesi klinik açıdan önemlidir.

Kontrolsüz büyüme, kötü huylu hücrelerin ayırt edici özelliklerinden birisi olmakla birlikte hızlı büyüyen tümörler, tümörün agresifliği, daha büyük tümör kütlesi, sitotoksik ajanlara nispeten daha yüksek duyarlılık, önemli anormal neoanjiyogenez ve değişmiş immün mikro ortam ile ilişkilidir. Tümör büyüme hızı (TGR), iki bilgisayarlı tomografi (BT) taramasından ve aralarındaki zaman aralığından hedef lezyonların en uzun çaplarının (SLD) RECIST tarafından tanımlanan toplamına göre zaman içinde tümör hacmindeki değişimin kantitatif değerlendirmesini sağlamaktadır. Önceki çalışmalar, TGR'nin nöroendokrin karsinom, renal hücreli karsinom veya anjiyojenez inhibitörleri veya transarteryal kemoembolizasyon ile tedavi edilen hepatoselüler karsinomlu hastalarda tedavi yanıtı veya klinik sonuçlar ile ilişkili olduğunu göstermiştir.

Tedavi öncesi TGR'nin prediktif değeri

Yapılan bu çalışmada araştırmacılar, anti-PD-1 / PD-L1 monoterapisi ile tedavi edilen ilerlemiş KHDAK hastalarının sonuçları için tedavi öncesi TGR'nin (TGR0) prediktif değerini değerlendirmeyi amaçladıklarını bildirmişlerdir. Çalışmada Sun Yat-Sen Üniversitesi Kanser Merkezi'nde Ağustos 2016 ile Haziran 2018 arasında PD-1 inhibitörleri alan tüm aKHDAK hastaları geriye dönük olarak taranmış ve TGR0, PD-1 inhibisyonunun başlamasından önce bir wash-out periyodu sırasında iki bilgisayarlı tomografi taramasından türetilen aylık tümör boyutundaki yüzde değişim ( %/m) olarak hesaplanmıştır. Araştırmacılar son takip tarihinin 28 Ağustos 201 olduğunu belirtmişlerdir. X-tile programı, maksimum ilerlemesiz sağkalım tabakalandırmasına dayalı olarak TGR0'ın kesme değerini belirlemek için kullanılmıştır. Hastalar, seçilen TGR0 eşiği başına iki gruba ayrılmıştır. Ekip birincil sonucun, iki grup arasındaki PFS farkı olduğunu belirtmiştir. Sağkalım analizi için Kaplan-Meier yöntemleri ve Cox regresyon modelleri uygulanmıştır.

Çalışmaya toplam 80 uygun hasta dahil edilmiş olmakla birlikte medyan (aralık) TGR0, %21.1/m ve TGR0'ın optimal kesme değerinin %25.3/m olduğu bildirilmiştir. Yüksek TGR0'lı hastaların, düşük TGR0'lılara göre daha kısa medyan PFS'ye sahip olduğu gözlemlenmiştir. Çok değişkenli Cox regresyon analizi, daha yüksek TGR0'ın bağımsız olarak inferior PFS'yi öngördüğünü ortaya çıkarmıştır. Daha yüksek TGR0’nin ayrıca daha az dayanıklı klinik fayda oranı ile önemli ölçüde ilişkili olduğu gözlemlenmiştir. Araştırmacılar tedavi öncesi yüksek TGR’nin, anti-PD-1 / PD-L1 monoterapisi alan aKHDAK hastalarında inferior PFS ve klinik yararın güvenilir bir prediktörü olduğunu belirtmişlerdir. Sonuç olarak çalışmanın bulguları, TGR0'ın immünoterapiden faydayı tahmin etmek için erken bir biyobelirteç olarak rolünü vurgulamakla birlikte hastanın takibinin özelleştirilmesine izin verebileceğini göstermiştir.

Medikaynak Referanslar

He LN, Zhang X, Li H, Chen T, Chen C, Zhou Y, Lin Z, Du W, Fang W, Yang Y, Huang Y, Zhao H, Hong S, Zhang L. Pre-Treatment Tumor Growth Rate Predicts Clinical Outcomes of Patients With Advanced Non-Small Cell Lung Cancer Undergoing Anti-PD-1/PD-L1 Therapy. Front Oncol. 2021 Jan 19;10:621329. doi: 10.3389/fonc.2020.621329. PMID: 33552993; PMCID: PMC7863973.

+ Tüm Referansları Göster
  1. Benzer İçerikler