Medikaynak Search
Üye Ol Üye Giriş
Medikaynak Menü

Weill Cornell Medicine'deki bilim insanlarının yaptığı yeni bir araştırma, kanser hücrelerinin, onları yok etmeyi amaçlayan agresif tedavilerin neden olduğu stresten kaçmayı sağlayan bir tür aktif kış uykusu olan belirli yaşlanma türlerine benzerlik gösteren bir duruma girerek kemoterapiden kaçabileceklerini öne sürmüştür. Bu bulguların, yaşlanmayı engelleyebilecek ve kemoterapiyi daha etkili hale getirebilecek yeni ilaç kombinasyonları geliştirmeye yönelik etkileri bulunmaktadır. Amerikan Kanser Araştırmaları Derneği'nin bir dergisi olan Cancer Discovery'de 26 Ocak'ta yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar, bu biyolojik sürecin kanserlerin tedaviden sonra neden bu kadar sık ​​tekrarlandığını açıklamaya yardımcı olabileceğini bildirmişlerdir. Araştırma, hastaların akut miyeloid lösemi (AML) tümörü örneklerinden yapılan hem organoid hem de fare modellerinde yapılmıştır. Bulgular ayrıca, tedavi ve relaps süresince toplanan AML hastalarından alınan örneklere bakılarak da doğrulanmıştır.

Gebroe Ailesi Hematoloji ve Tıbbi Onkoloji Profesörü ve Weill Cornell Medicine'de Sandra ve Edward Meyer Kanser Merkezi üyesi olan kıdemli yazar Dr. Ari M. Melnick, akut miyeloid löseminin kemoterapi ile hafifletilebileceğini ancak hemen hemen her zaman geri geldiğini ve döndüğünde tedavi edilemediğini belirtmiştir. Melnick, bu alanda uzun zamandır devam eden bir sorunun, neden tüm kanser hücrelerinden kurtulamadığımız olduğunu belirtmiş ve AML'ye ek olarak diğer birçok agresif kanser türü için de benzer bir soru sorulabileceğini sözlerine eklemiştir. Yıllardır kanser araştırmacıları, tümörlerin kemoterapi ile tamamen yok edilmiş gibi göründükten sonra nasıl geri döndüklerini araştırmışlardır. Bir teoriye göre, bir tümör içindeki tüm hücrelerin genetik düzeyde aynı olmadığı için küçük bir hücre alt kümesinin tedaviye direnip yeniden büyümeye başlamasıdır. Başka bir teori ise, tümör kök hücreleri fikrini içermekle birlikte araştırmacılar bunu, bir tümör içindeki bazı hücrelerin, kemoterapi verildikten sonra bir tümörü yeniden oluşturmalarına izin veren özel özelliklere sahip olduğu şeklinde açıklamışlardır. Yaşlanmanın dahil olduğu fikri bu diğer teorilerin yerini almamaktadır.

Yaşlanmanın rolü

Dr. Melnick, aslında, bunun diğer süreçleri açıklamak için yeni bir bakış açısı sağlayabileceğini ifade etmiştir. Çalışmada, araştırmacılar, AML hücrelerinin kemoterapiye maruz kaldıklarında, hücrelerin bir alt kümesinin hazırda bekletme veya yaşlanma durumuna geçtiğini ve aynı zamanda iltihaplanmaya çok benzeyen bir durumu varsaydığını bulduklarını bildirmişlerdir. Araştırmacılar, yaralanma geçirmiş ve yara iyileşmesini desteklemesi gereken hücrelere benzediklerini belirtmişlerdir. Dr. Melnick, bu özelliklerin, embriyonik diyapoz denen bir durum olan beslenme yetersizliği nedeniyle büyümelerini geçici olarak durduran embriyoların geliştirilmesinde de yaygın olarak görüldüğünü belirtmiştir. Dr. Melnick, bunun özel bir süreç olmadığını ancak tümörler bağlamında ortaya çıkan normal biyolojik aktivite olduğunu ifade etmiştir.

Daha ileri araştırmalar, bu enflamatuar yaşlanma durumunun ATR adı verilen bir protein tarafından indüklendiğini ortaya çıkarmış olmakla birlikte ATR'yi bloke etmenin, kanser hücrelerinin bu durumu benimsemesini önlemenin bir yolu olabileceğini düşündürmüştür. Araştırmacılar bu hipotezi laboratuvarda test ettiklerini ve kemoterapiden önce lösemi hücrelerine bir ATR inhibitörü vermenin yaşlanmaya girmelerini engellediğini ve böylece kemoterapinin tüm hücreleri öldürmesine izin verdiğini doğruladıklarını belirtmişlerdir. Önemlisi, diğer iki gruptan aynı anda yayınlanan araştırmalar, yaşlanmanın rolünün sadece AML için değil, aynı zamanda tekrarlayan meme kanseri, prostat kanseri ve gastrointestinal kanser vakaları için de önemli olduğunu bildirmiştir.

Medikaynak Referanslar

Weill Cornell Medicine, Cancer cells may evade chemotherapy by going dormant, ScienceDaily, 12March 2021.

+ Tüm Referansları Göster
  1. Benzer İçerikler