Unutulan Hayati Besin: Kolin

İnsanların çoğunluğu, sağlıklı yemek için standart tavsiyeleri bilmektedir. Çok fazla kırmızı et değil, lif için tam tahıl tüketilmeli, omega-3 yağları için yağlı balık, vitaminler ve mineraller için ise bol miktarda meyve ve sebze yenmeli. Ancak çoğu kişinin hiç duymadığı bir başka temel besin daha vardır - ve bu standart tavsiye bizim yeterince bu besine ulaşmamızı engelliyor olabilir. Bu madde, kolin olarak adlandırılır ve Surrey, İngiltere'deki bir danışmanlık şirketi olan Nutrition Insight'tan Emma Derbyshire, BMJ Beslenme, Önleme ve Sağlık dergisinde kısa bir süre önce ortaya çıkan bir halk sağlığı krizi olabileceğini savundu.

Ne kadar koline ihtiyacımız olduğu hala belirsizliğini korumaktadır. Ancak yumurta ve kırmızı et, kolinin en iyi kaynaklarından bazıları olduğu için, daha az hayvansal ürün yeme eğilimi, bilmeden hayati bir besini kaçırdığımız anlamına gelebilir. Et yiyen kişiler bile bu besini yeterince almıyor olabilir. Geçmişte, yetersiz beslenen insanların sadece belirli yiyecekleri yediklerinde sahip oldukları karakteristik hastalıklarda bir iyileşme gözlenmesi sayesinde çoğu vitamin keşfedildi. Taze meyvelerden mahrum kalan denizciler, örneğin C vitamini alamayanlar iskorbüt hastalığına yakalandılar.

Kolin’in Tarihi

Kolin’in tarihi hakkında az bilgi mevcuttur. Elde edilen bilgilere göre, Kolin ilk olarak 1862'de safradan izole edildi ve daha sonra insan vücudunda birçok rol oynadığı bulundu. Örneğin, kolin, hücre zarlarını oluşturur ve karaciğerin yağ metabolizmasında önemlidir. Ayrıca beyinde ve kaslarda bulunan asetilkolin adı verilen bir sinir sinyal molekülünün oluşturulmasına yardımcı olur. Bu durum, 1980'lerde, kısmen bazı hayvanların kolin içermeyen bir diyette hastalığa yakalandığını gösteren çalışmalar nedeniyle araştırıldı. Daha sonra North Carolina Üniversitesi'nden Steven Zeisel, gönüllülerin birkaç hafta boyunca hastanede kalmasını sağlayarak sadece verilen yiyeceklerin bu gönüllüler tarafından yenmesini içeren kesin bir test yaptı.

Hamilelikte Kolin Alımı

Ayrıca, hamile kadınlara daha yüksek dozlarda kolin verilmesinin fetüslerinin beyin gelişimine yardımcı olup olmadığını görmek için birkaç küçük çalışma da yapılmıştır. Sonuçlar karmaşıktır, ancak en uzun çalışmalardan biri, kadınların hamile iken önerilen iki doz kolini almaları durumunda, çocuklarının 7 yaşında basit bir hafıza görevinde daha iyi performans sağladığını gösterdi. Çalışmanın yürütülmesine yardımcı olan New York'taki Cornell Üniversitesi'nden Marie Caudill, bu besinle ilgili çok özel bir şey olduğunu söyler.

Kolin gelişirken sadece beyni etkilemeyebilir. Farelerde yapılan çalışmalar, yetişkinlikte daha yüksek kolin alımının demansın etkilerini ortadan kaldırdığını, ancak insanlar üzerinde çalışmaların henüz yapılmadığını göstermektedir.