Medikaynak Search
Üye Ol Üye Giriş
Medikaynak Menü

Dünya genelinde yaşlanan popülasyonlar, hem Alzheimer hastalığı (AD) hem de depresyon yaygınlığının artmasına neden olmuştur. Depresif bozuklukların ve AD dahil ileri dönem nörodejeneratif hastalıkların komorbiditesi geniş çapta rapor edilmiştir. Bununla birlikte, aralarında herhangi bir nedensel ilişki olup olmadığı veya alternatif olarak, birlikte görülmelerinin kafa karıştırıcı veya yaşlanma gibi ortak risk faktörlerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı bilinmemektedir. Genom çapında bir ilişki çalışması (GWAS) depresyon ve AD arasında paylaşılan genetik yapıya dair kanıt bulamadı, bu durum ortak genetik olmayan risk faktörleri için rolleri destekleyicidir.

Uyku alışkanlıkları, yaşam tarzının önemli taraflarıdır ve anormal uyku düzenleri, hem depresyon hem de AD hastalığının klinik belirti ve semptomları arasındadır. Uyku yoksunluğu beyin işlevini etkiler ve bilişsel gerileme, kaygı ve depresyon ile ilişkilidir. Klinik işbirlikleri majör depresif bozukluk (MDD) ve AD arasında rapor edilmiştir ve bu dolaylı olarak hipokampal atrofi üzerindeki ortak etkileri ve her iki hastalığın ilerlemesinde oksidatif stres ile ilgili moleküler yollar ile desteklenmektedir. Bununla birlikte, uyku alışkanlıkları ile MDD veya AD arasındaki olası nedensel ilişkiler, bilgimize göre doğrudan nüfus düzeyinde araştırılmamıştır.

Kronotip, uykunun erken veya geç zamanlaması için eğilim olarak kabul edilir. Erken yatmayı ve erken uyanmayı tercih eden kişi "sabah insanı , geç yatıp geç uyanmayı tercih edenler ise "akşam insanı" olarak kabul edilir. Bu çalışmada kişinin bildirdiği kronotipin genetik ilişkilerini, Birleşik Krallık Biobank'tan Avrupa kökenli 403.195 kişi arasında yapılmış GWAS çalışmasından elde edilmiştir.

Uykusuzluk, uykuya dalma veya uykuyu sürdürme zorluğunu ifade eder. Birleşik Krallık Biobank'tan GWAS'tan Avrupa kökenli 237.627 kişi arasındaki uykusuzluğun genetik ilişkilerini edilmiştir. Uykusuzluk, "Gece uykuya dalmakta bir sorununuz var mı veya gece yarısı uyanır mısınız?" sorusu kullanılarak bireysel raporlarla ölçülmüştür. "Genellikle" diye bildirilen bireyler, sık uykusuzluk olarak kabul edilmiştir (Ncase=129,270) ve "asla/nadiren" diye bildirilenler kontrol olarak kabul edilmiştir. (Ncontrol=237,627).

Major depresif bozukluk

MDD ile genetik ilişkiler, halka açık GWAS'den Avrupa soyundan bireyler arasından (Ncase=9,240 ve Ncontrol=9,519) Psikiyatrik Genom Bilimi Konsorsiyumu (PGC) veritabanından elde edilmiştir. Majör Depresif Bozukluk vakaları, Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı, 4. Baskıya göre klinik olarak teşhis edilmiş majör depresif bozukluk (MDB) olarak tanımlandı.

Uyku ile ilişkili fenotipler, MDD ve AD arasındaki nedensel ilişkiyi değerlendirmek için, bu üçlüdeki her bir özellik çifti için iki yönlü MR analizi gerçekleştirildi. Çalışmada uyku ile ilgili fenotipler ve AD için, genom çapında anlamlı eşiği (P-değeri <5 × 10-8) kullanan genetik araçlar seçildi. MDD için 1 × 10-4'lük keyfi bir eşik kullanıldı. Maruziyetle ilişki için en küçük P değeri olan SNP'yi tutarak, ilişkili SNP'leri (r2>0.1) kaldırıldı. Tüm maruziyetler için, genotip verilerini kullanarak zayıf cihaz sapmasının potansiyel etkilerini azaltmak için 10'dan büyük F-istatistikleri için aletleri filtrelenmiştir. SNP'ler, varsayılan etki aleline göre hizalanmıştır.

Bu çalışmada, her bir özellik çifti arasında çift yönlü MR analizi yaparak uyku ile ilişkili fenotipler, MDB ve AD arasındaki nedensel ilişkileri araştırıldı. Enstrümantal değişkenlerin sayısı (yani maruziyetle ilişkili SNP'ler) uyku ile ilişkili fenotipler, MDD ve AD için değişiklik göstermiştir.

  • Uyku ve MDD
    • Her iki yönde de uyku ile ilişkili fenotipler ve MDD arasında nedensel ilişkiler bulunamadı.
  • MDD ve AD
    • MDB ve AH arasındaki nedensel ilişkilerin MR tahminleri, IVW ile MR kullanıldığında her iki yönde de pozitifti, ancak ikisi de istatistiksel olarak anlamlı olmadığı saptandı.
  • Uyku ve AD
    • Genetik olarak daha yüksek AD riskleri, bir "sabah insanı" olmakla, daha düşük bir uykusuzluk riski, daha kısa kendi kendine bildirilen ve ivmeölçer tabanlı uyku süresi, uzun uykuyu bildirme olasılığının daha düşük olması, daha erken bir L5 Zamanlaması ve birden fazla karşılaştırma için ayarlama yapıldıktan sonra, daha küçük sayıda uyku bölümleri ile ilişkilendirildi.

Bu çalışmada, AD'nin uyku bozuklukları üzerindeki potansiyel nedensel etkisini destekleyen kanıtlar bulundu. Bununla birlikte, uyku bozuklukları ile AD arasında gözlenen ilişkilerin ters nedensellikten kaynaklanabileceğini düşündüren, rahatsız uyku düzenlerinin AD üzerindeki nedensel rolünü destekleyen kanıt bulunamadı. MDD ve AD arasında önemli nedensel ilişkiler için kanıt bulunamadı. Depresyon ve AD arasındaki gözlemlenen ilişkilerin temelini daha iyi anlamaya yönelik ilk adım olarak, gelecekteki çalışmalar, potansiyel olarak etiyolojik olarak farklı depresyon alt türleri (örneğin, geç başlangıçlı depresyon) ve AD arasındaki nedensel ilişkileri test etmek için depresyon sendromlarının genetik heterojenliğini araştırabilir.

Medikaynak Referanslar

Sleep, major depressive disorder and Alzheimer's disease, A Mendelian randomisation study, Jian Huang, Verena Zuber, Paul M. Matthews, Paul Elliott, Joanna Tzoulaki, Abbas Dehghan Neurology Aug 2020, DOI: 10.1212/WNL.0000000000010463

+ Tüm Referansları Göster
  1. Benzer İçerikler