
En son ne zaman mide rahatsızlığınız olduğunda ve sadece yatağa girip perdeleri kapatıp uyumak istediğiniz zamanı hatırlıyor musunuz? Bilim insanları bu durumu "hastalık davranışı olarak adlandırıyorlar ve bunun bir tür kısa süreli depresyon olduğunu söylüyorlar. Sizi enfekte eden bakteriler size sadece mide bulantısı hissettirmez, aynı zamanda ruh halinizi de kontrol ederler. Bu kulağa saçma gelebilir. Çünkü bakteriler bağırsaklarınızdadır fakat duygularınız beyninizde üretilmektedir. Aslında, bu durum mikropların duygularımız üzerinde sahip olduğu gücün sadece küçük bir ipucu.
Son yıllarda, bağırsaktaki bu tür organizmaların ruh halini, özellikle de depresyon ve kaygıyı etkileyen bir dizi koşulla ilişkilendirildiği makaleler yayınlanmıştır. İyi haber şu ki, bakteriler sadece kendinizi depresyonda hissetmenize neden olmaz. Eğer bağırsaklarınızı doğru bakteriler ile doldurabilirseniz, bu bakteriler ruh halinizi iyileştirebilir. Uzmanlara göre bu keşfin gelecekte ilginç bir etkisi olacak. Bilim insanları çok uzak olmayan bir gelecekte, ruh halimizi ve duygularımızı değiştirmek için bağırsaklarımızda yaşayan mikropları değiştirebileceğimizi söylüyorlar.
Psikobiyotikler
Belki bunun için henüz erken, ama sözler şaşırtıcı. Dünya Sağlık Örgütü, dünya çapında en az 300 milyon kişiyi etkileyen, bir numaralı engellilik nedeni olarak depresyon ve kaygıyı kabul etmektedir. Yeni bulgular, beyindeki kimyasal dengesizliğin neden olduğu tüm akıl hastalığı paradigmasına meydan okumakta ve ilaç tedavisine bir alternatif sunmaktadır. Muhtemelen probiyotikleri duymuşsunuzdur, ancak bunlar yeni enkarnasyonları olan psikobiyotikleri çok az kişi duymuştur ve bunlar gezegenin havasını değiştirmek üzereler.
Bakteriler neredeyse 350 yıl önce Hollandalı biyolog ve mikroskop öncüsü Antonie van Leeuwenhoek tarafından keşfedilmesinden bu yana binlerce hastalıkla ilişkilendirilmiştir. Öte yandan sadece çok yakın zamanlarda mikropların sağlığımıza da katkıda bulunduğunu anlamaya başladık. Bakteriler vücudumuzda vitamin üretirler ve sindirilemeyen yiyeceklerden ekstra enerji çıkarmamıza yardımcı olurlar. En önemlisi, bizi hasta eden patojen mikroplarla yarışarak veya doğrudan savaşarak, bu mikroplar bizi hastalıklardan korurlar.
Uzmanlar işin sadece bizi koruyacak doğru "iyi mikrobu bulmakla yeterli olmadığını söylüyorlar. Araştırmacılar patojenik bakterilerin de akıl sağlığı ile ilişkili genler taşıyabileceğini ve bu yüzden tedavi amaçlı kullanılabilecek bir psikobiyotiğin muhtemelen birden fazla gen barındıran genetik olarak modifiye edilmiş bir bakteri olacağını belirtiyorlar ve yakın gelecekte akıl sağlığına bakışımızın ters yüz olacağını ileri sürüyorlar.
How what you eat directly influences your mental health NewScientist Magazine issue 3246 , published 7 September 2019
+ Tüm Referansları Göster