
Alıştığınız yemek saatlerinden ve yemek yeme hızınızdan, yemek arkadaşı seçiminize kadar, nasıl yediğinizin sağlığınız ve bel ölçünüz üzerinde büyük etkisi olduğunu biliyor muydunuz? Günümüzde ne yiyeceğimize dair tavsiyeler sürekli olarak karşımıza çıkmaktadır. Peki, yemeklerde neyi, ne zaman ve nasıl yemeli?
Yemek yediğimiz saatleri ele alacak olursak birçoğumuz en çok yemeği akşamları yeriz. Fakat bu alışkanlığın ne derece doğru olduğunu yeniden düşünmeliyiz. Şöyle ki, vücudumuz sabah saatlerinde insüline daha duyarlıdır, yani, erken yenen yemek sonrasında glikozdaki postprandiyal artış günün geç saatlerinde yenen yemek sonrasına göre daha hızlı düşer. Sonuç olarak, günlük gıda tüketimini önceden yapmak, diyabet riskini azaltmaktadır. Ayrıca bu durum, bağırsak sağlığı ve sindirimi için de yararlıdır. Bu konuda, Leonie Ruddick-Collins, sabahları gastrik boşalmanın ve genel bağırsak motilitesinin daha hızlı ve peptit, safra asidi gibi birçok enzimin salınımının da daha yüksek olduğunu belirtmektedir.
Düzenli Yemek Saati
Yemek yeme konusunda üzerinde durulan bir diğer konu yemeğin düzenli şekilde yenmesidir. Yemek yemek, vücut saatini kontrol eden genlerin düzenlenmesine yardımcı olmaktadır. Eğer yemek vakitleri değiştirilirse, koordine edilen süreçlerde bozukluklar meydana gelmektedir. Ancak, amaç kilo vermekse yemek daha kısa bir zamana sınırlandırılarak bu durumdan daha fazla yarar elde edilebilir. Örneğin, kahvaltıyı sadece 90 dakika ertelemek ve akşam yemeğini de 90 dakika öne almak 10 hafta gibi bir sürede normal yemek saatlerine göre iki kat daha fazla vücut yağının eritilmesini sağlayabilir.
Yemeği Nasıl Yemeli Hızlı Mı Yavaş Mı?
Bir diğer önemli nokta, yemeğin ne kadar hızlı yendiğidir. Ağza alınan her lokmanın 100 kez çiğnenmesi aşırıya kaçabilir ancak yavaş yerseniz daha az yemek yersiniz, çünkü yemek yeme sırasında salınan hormonların tepkimeye girmesi ve bireyin kendisini tok hissetmesi yaklaşık 20 dakika sürer. Hızlı yiyenler ayrıca kanlarında metabolik sendromun önemli bir belirteci olan daha yüksek trigliserit seviyelerine sahip olma eğilimindedir. Bu durumun neden bu şekilde meydana geldiği hala belirsizliğini korumaktadır. Bununla birlikte, araştırmaya öncülük eden İspanya'daki Rovira i Virgili Üniversitesi'nde Indira Paz-Graniel oburlar için bazı ipuçları vermektedir. Örneğin, yemek esnasında televizyon, bilgisayar ve cep telefonu gibi dikkat dağıtıcı şeylerden kaçınılarak yemeğe odaklanılmalı, daha fazla çiğneme gerektiren gıdalar yenmeli ve her lokmadan sonra bıçakla kesilmesi ve çatalla alınması için zaman gerektiren yemekler servis edilmelidir.
Yalnız Mı Yemeli Yoksa Biriyle Mi?
Son olarak, tek başına mı yoksa birileriyle mi yemek yenmesi gerektiği konusu en zor sorudur. Yoğun yaşamlar ve tek kişilik haneler, tek başına yemek yemenin geçmişte olduğundan daha yaygın olduğu anlamına gelir. Bu iyi bir şey de olabilir. İngiltere'nin Liverpool Üniversitesinden Helen Ruddock, arkadaşlarla yemek yerken daha fazla yiyeceğin tüketildiğini tespit etti. Ama hayatta kaloriyi azaltmaktan daha önemli şeyler vardır. Örneğin, sosyal olarak yemek yiyen insanların yalnız yemek yiyenlere nazaran daha mutlu olduklarına ve yaşamlarından daha memnun olduklarına dair kanıtlar vardır. Bu durum için en iyi çözüm yabancılarla yemek yemektir çünkü o zaman belki de karşı tarafta olumlu bir izlenim bırakıldığı düşünüldüğü için daha küçük porsiyonlarda yemek yeme eğilimi oluşmaktadır. Alternatif olarak, sosyal etkilenmenin gücünden yararlanılabilir. Bu konuda Ruddock, beslenme alışkanlıklarımızın yakın sosyal ağımızdaki diğer insanların alışkanlıklarıyla uyuştuğunu ifade etmektedir. Sonuç olarak, günlük alışkanlıklardaki basit değişiklikler hayatta meydana getirilecek diğer değişimlere de ön ayak olabilir.
Eating more slowly and dining with others can boost your health. NewScientist Magazine issue 3264 , published 11 January 2020.
+ Tüm Referansları Göster