
Anksiyete, bilinmeyen tehditler veya iç çatışmalar gibi stresli durumlarda ortaya çıkan normal bir yanıttır. Kaygı, endişe ve sinirlilik duygularını kapsar ve genellikle korku ve uyarılmışlıkla ilişkilidir. Akut strese maruziyet, otonomik ve nöroendokrin aktivasyonu ile takip edilir, bu da savaş ya da kaç cevabı için hayati öneme sahiptir.
Anksiyete, faktör VIII, fibrinojen ve von Willebrand faktör seviyeleri ile trombosit agregasyonunda artış ile karakterizedir. Akut anksiyetenin protrombotik bir durum olması beklenebilir, fakat akut zihinsel stres, endotelyal ve kromaffin hücrelerinden doku plazminojen aktivatörü (tPA) salgılanmasına neden olduğundan, fibrinolizis prokoagülan uyaranların etkisini yok eder. Savaş ya da kaç cevabına eşlik eden prokoagülan değişikliklerinin, potansiyel yaralanmalar durumunda kanama riskini azalttığı, fibrinoliz aktivasyonunun ise, yaralanmalardan önce intravasküler trombüs oluşumunu önlemek için hemostaz aktivasyonunu önlediği söylenebilir. Akut anksiyeteli hastalar, hiperkoagülasyon ve hiperfibrinolizis arasındaki denge bozulduğunda kanamaya veya tromboza eğilimlidir. Akut anksiyete hemofili veya von Willebrand hastalığında kanama riskini arttırmakla kalmaz, aynı zamanda birçok rapor, hemostatik bozukluklarda kanama kontrolünde hipnoz gibi anksiyolitik müdahalelerin etkili olduğunu göstermiştir.
Silvia Hoirisch-Clapauch. Anxiety-Related Bleeding and Thrombosis, Seminars in Thrombosis & Hemostasis 2018 May 3.
+ Tüm Referansları Göster