Bağışıklık Sisteminin “Doğal Katil” Hücreleri

Doğal katil hücrelerimiz enfeksiyonlar ve kanserle savaşımızda müttefikimizdir. T hücrelerimizi acil servisteki uzman doktorlara benzetecek olursak, doğal katil hücrelerimiz acil sağlık görevlileridir. Olay yerine ilk onlar gelirler ve takviye güç gelene dek hasarı kontrol altında tutarlar.

Doğuştan gelen immün sistemimizin bir parçası olan doğal katil hücrelerini tetikleyen olaylar ve klinikteki önemi immünolojinin alanına girmektedir ve immünoterapinin olası bir hedefi olarak araştırılmaktadır. Bu hücrelerin harekete geçme biçimlerini öğrendikçe hastalıklarla savaşmaları için onları programlayabiliriz.

Bağışıklık sistemimizin T hücreleri koruyucu görevlerini yerine getirmek için aerobik glikolize ihtiyaç duymakla birlikte, doğal katil hücrelerin bu tür bir mekanizmayı gerektirip gerektirmediği bilinmemektedir.

Dr. Joseph Sun ve ekibi doğal katil hücrelerini bir petri kabında değil, hayvanlar üzerinde inceleyerek, metabolizmalarını mercek altına aldılar ve doğal ortamındaki T hücrelerle karşılaştırdılar. Bulgularına göre, doğal katil hücreler T hücrelerinin glikolitik dalgalanmalarıyla yanıt üretmesinden yaklaşık beş gün önce glikolizi hızlandırıyordu. Bu sonuç, doğal katil hücrelerin hızlı bir bağışıklık yanıtı oluşturmak için kritik öneme sahip doğuştan gelen bağışıklık hücreleri olduğu fikrine uymaktadır.

Bu bulgular, kanserle ve diğer hastalıklarla mücadele eden insanlar için doğal katil hücrelerin immünoterapide hücresel bir tedavi şekli olarak olarak kullanılması açısından önem taşımaktadır. Bu hücreler petri kabında büyütülerek hızlı bir şekilde bölünmeye zorlanırlarsa, hastaya verildiklerinde aerobik glikoliz potansiyelleri azalabilir. Dolayısıyla çalışmalar sırasında doğal katil hücrelerin çoğalmalarının teşvik edilmesi ve dayanıklılıklarının korunması arasında denge sağlanmalıdır.

Bağışıklık sistemimizin acil sağlık görevlilerini hızlı ve tetikte tutmak çok mühimdir.