
Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre, kanser dünya çapında ölümlerin ikinci ana nedenidir. Sadece 2018 yılında, dünya çapında yaklaşık 18,1 milyon insan kanser olduğunu öğrendi ve 9,6 milyonu kanser nedeniyle hayatını kaybetti. Kanser, hücreler anormal şekilde çoğalmaya başlayıp yayılabilen bir tümör oluşturduğunda gelişir. Hücre tipine ve başladığı vücudun bir kısmına bağlı olarak birçok kanser türü vardır.
Normal şartlar altında, hücreler hasar görür veya yaşlanırsa ölür ve yenileri ile yer değiştirir. Kanser bu işlemin düzgün çalışmayı bırakmasıyla ortaya çıkar, yani hasarlı veya eski hücrelerin ölmediği veya çok fazla yeni hücre oluştuğu anlamına gelir. Bu işlev bozukluğu, kontrolsüzce büyüyen hücrelerin fazlalığına neden olabilir.
Amerika Birleşik Devletleri'nde de kanser, dünyada olduğu gibi ölümlerin ikinci önde gelen nedenidir. Bu yüzden kanserin önlenmesi halk sağlığı konuları arasında büyük bir endişe kaynağıdır. D vitamini takviyesi, kardiyovasküler hastalık, osteoporoz, diabetes mellitus ve kanser dahil olmak üzere birçok hastalık için birincil önleme yöntemi olarak incelenmiştir. Aspirinin kanserin primer önlenmesinde rolü hala tartışmalıdır. Bu bağlamda, bir grup araştırmacı, büyük randomize kontrollü çalışmaların (RKÇ) hızla ortaya çıkmasıyla, D vitamini desteğinin kanser için birincil profilaksi olarak etkinliğini değerlendirmeyi amaçladı.
Kansere Bağlı Ölümü Azaltıyor, İnsidansı Etkilemiyor
Çalışma kapsamında en az 3 yıllık D vitamini takviyesi olan herhangi bir hastalığın önlenmesi için D vitamini takviyesinin plaseboya kıyasla karşılaştırılması ve kanser insidansı veya mortalitenin bildirildiği tüm RKÇ'ler için kapsamlı bir elektronik veri tabanı araştırması yapıldı. Çalışmadaki birincil sonlanım noktası kansere bağlı ölüm ve kanser insidansı idi. En uzun takip süresinde rastgele etkiler modeli kullanarak risk oranlarını (RR) ve %95 güven aralığını (CI) hesaplandı. Yapılan analize toplam 79.055 hasta dahil edildi. Bu hastaların ortalama yaşı 68.07 yıl, içerisindeki kadın oranı %78.02’di. Analize içerisinde minimum 4 yıl ve daha fazla takip barındıran 10 RKÇ dahil edildi. Analizin sonuçlarına bakıldığında D vitaminin, plaseboya kıyasla kanserle ilişkili ölüm oranlarında önemli bir azalma ile ilişkili olduğu görüldü (RR 0.87;% 95 CI: 0.79-0.96; P = 0.05: I2 =% 0). Öte yandna yine plasebo ile karşılaştırıldığında, D vitamini kanser insidansında önemli bir azalma ile ilişkili değildi (RR: 0.96;% 95 CI: 0.86-1.07; P = 0.46; I2 =% 31).
Araştırmacılar çalışmalarının sonuçlarının, kanserin primer önlenmesinde Vitamin D takviyesinin kullanılmasının, kanser teşhisi konduğunda kansere bağlı mortaliteyi azalttığı için önemli olduğunu, ancak kanser insidansı üzerinde hiçbir rolü veya etkisi olmadığını ortaya koyduğunu belirttiler. D vitamini takviyesi almanın osteoporozu, kardiyovasküler hastalıkları, diyabeti, kanseri ve diğer hastalıkları önleyip önleyemeyeceği konusunda giderek artan sayıda çalışma vardır. Araştırma ekibi kanser önleme ile ilgili olarak diğer kanıtları da incelemeyi planlıyor. Ekip, özellikle kanseri önlemede tartışmalı kanıta sahip aspirini de incelemeyi istediklerini belirtti ve D vitamininin, kanserli kişilerin sağkalımına kaç yıl ekleyebileceğinin de araştırılması için ek çalışmalara ihtiyaç olduğunu söylediler.
Samji V et al. Role of vitamin D supplementation for primary prevention of cancer: Meta-analysis of randomized controlled trials. Journal of Clinical Oncology 37, no. 15_suppl (May 20 2019) 1534-1534.
+ Tüm Referansları Göster