
2021 yılında 17. St Gallen Uluslararası Meme Kanseri Konsensus Konferansı, küresel Covid-19 pandemisi nedeniyle sanal olarak gerçekleştirilmiştir. Erken evre evre meme kanserinin çoklu disiplinli tedavisindeki son durumun değerlendirildiği iki yılda bir yapılan bu önemli toplantıya 3300'den fazla kişi katılmıştır. Tüm dünyadan yetmiş dört uzman panelist, daha önce izleyiciler tarafından sorulan erken evre meme kanseri tanı ve tedavisine ilişkin temel soruları tartışıp yorumlamıştır.
Bu yılki konferansın teması 'Lokal ve sistemik terapileri kişiselleştirmek' olmuştur. Önceden kaydedilmiş sempozyumlar, canlı panel tartışmaları ve gerçek zamanlı panel oylama sonuçlarından oluşan iyi organize edilmiş bir program, dünya çapında binlerce izleyiciyi çekmiştir. Bu toplantının ayırt edici özelliği, erken evre meme kanseri tedavisi için özelleştirilmiş önerilere odaklanmaktı. Bir meme kanseri hastasının bakımının, başlangıçtaki evre, meme kanserinin biyolojik alt kümesi, meme kanseri riskinin altında yatan genetik faktörler, tedavi önerilerini oluşturan genomik imzalar, neoadjuvan tedavi alan hastalarda cerrahi öncesi yanıtın kapsamı ve hasta tercihleri dahil olmak üzere oldukça bireyselleştirilmiş klinik özelliklere bağlı olduğu düşüncesi giderek daha fazla kabul edilmektedir.
2021 St. Gallen Konsensüs Konferansı, erken evre meme kanserli hastaların tedavisinin bireyselleştirilmesi için önemli stratejileri vurgulamıştır. Geçmişteki kılavuzlara göre yapılan önemli değişiklikler şunları içermektedir: neoadjuvan tedaviden sonra aksilla yönetiminde gelişen uygulamalar; radyasyon tedavisinde düşük fraksiyon yaklaşımların daha yaygın kullanımı; 1-3 pozitif aksiller nodülü ve düşük riskli genomik imzası olan postmenopozal kadınlarda kemoterapinin dışlanması; oligometastatik meme kanseri olan kadınlar için adjuvan tedavi; ve sağkalım sonrası destekleyici bakımdaki gelişmelerin erken evre meme kanseri öyküsü olan kadınlarda tedavinin yan etkilerini azaltması.
2021 St. Gallen Konsensüs Konferansında, bazıları araştırma alanı ve klinik standartlardaki ilerlemeyi gösteren birkaç önemli konuda fikir birliği sağlanmıştır:
- İpsilateral nüks için (başka bir) meme koruyucu cerrahi ilk kez açıkça onaylanmıştır.
-Neoadjuvan tedaviye iyi yanıt alındıktan sonra ameliyatın dışlanması fikri de açıkça reddedilmiştir.
-Devrim niteliğindeki düşük frekanslı radyoterapi hemen hemen tüm radyoterapi endikasyonları için onaylanmıştır ve bu da dünya çapında ilgili kaynakları korunması için büyük bir potansiyel sunmuştur.
-Luminal meme kanseri olan premenopozal kadınlarda over fonksiyonunun baskılanmasının önemi ve daha sonraki kemoterapi ihtiyacını azalttığı vurgulanmıştır.
-Yeni tedavilerin onayı için Polimeraz Zincir Reaksiyonunun (PCR) önemi kabul edilmemiştir.
Sağ Kalım
Panel bu yıl meme kanserinden kurtulanlarda yaşam kalitesini artırabilecek çeşitli girişimlere ilişkin verileri değerlendirmiştir.
Bu konuda konferansta yanıtlanan sorular:
- Aromataz inhibitörü tedavisi sırasında önemli genitoüriner veya cinsel sağlık semptomları ve kayganlaştırıcı ve nemlendiricilerin işe yaramadığı durumlarda ne yapılacağı ve panelistlerin intravajinal östrojen kullanımını güvenli bulup bulmadığına ilişkin olmuştur. Yüzde 15'i evet cevabını vermiş, %72 ile büyük çoğunluk güvenlilik konusu kesinlik kazanmamakla birlikte kullanımını onaylamış ve %11'i intravajinal östrojeni güvenlik kaygıları nedeniyle önermediğini açıklamıştır. Tartışmada, sistemik östrojen düzeylerinin belirgin bir şekilde yükselmediği, tedavinin çoğunlukla sadece sınırlı bir süre ve daha düşük riskli hastalarda kullanıldığı ve hastalarla risk ve yarar tartışması yapıldıktan sonra önerildiği için önemli bir güvenlik sorunu oluşturmadığı belirtilmiştir.
-Saç dökülmesine neden olan kemoterapi uygulanan hastalara rutin olarak soğuk şapka kullanımı panelistlerin %69'u tarafından onaylanmıştır.
-Meme kanserinden kurtulanlarda semptom ve yan etki yönetimine destek olarak çeşitli bütünleştirici terapilerin kullanımı tartışılmış ve panelistler sunulan yaklaşımlardan yalnızca biri lehinde oy kullanabilmiştir; %43'ü aerobik egzersiz lehine, %20'si akupunktur ve kilo verme lehine, %14'ü ağırlık kaldırma egzersizleri ve %2'si vitamin takviyesi lehine oy kullanmıştır.
-Tüm panelistlerin %80'i meme kanseri hastalarında depresif semptomları azaltmak için meditasyon ve farkındalık temelli stres azaltma terapilerinin önerilmesi gerektiğine ikna olmuştur.
-Panelistlerin hiçbiri meme kanserinden kurtulanların meme kanseri nüks riskini azaltmak için alkol tüketiminden tamamen kaçınmalarını önermemiştir. %57'si alkolün günde ≤1 alkollü içki tüketimi ve %6'sı günde ≤2 içki tüketimi ile sınırlandırılmasını önerirken %14'ü hiçbir kısıtlamaya gerek olmadığını belirtmiştir.
Customizing local and systemic therapies for women with early breast cancer: the St. Gallen International Consensus Guidelines for treatment of early breast cancer 2021, Annals of Oncology, ESMO Special article. https://doi.org/10.1016/j.annonc.2021.06.023
St. Gallen/Vienna 2021: A Brief Summary of the Consensus Discussion on Customizing Therapies for Women with Early Breast Cancer, Breast Care 2021;16:135–143. https://doi.org/10.1159/000516114
+ Tüm Referansları Göster