
Sosyal medyadan uzak kalmak neden bu kadar zordur? Araştırmacılara göre çünkü bizi iyi hissettiriyor. Michigan Eyalet Üniversitesi, Amsterdam Vrije Üniversitesi ve Nijmegen Radboud Üniversitesi’nde görev yapan araştırmacılar Facebook kullanıcılarıyla ilgili sık ve daha az sık kullananlar üzerinde iki araştırma yaptılar. Sık kullanan grupta Facebookla alakalı bir görüntüye (logo, ekran görüntüsü) kısa bir süre maruz kaldıklarında bile hoşnut bir tepki verebilmekteler ve bu da sosyal medya isteklerini tetikleyebilir. Hoş duyguların ve istekliliklerin birleşimi, sosyal medyaya karşı direnmeyi çok zorlaştırıyor. Büyük olasılıkla bunun nedeni, Facebook'a maruz kalmanın öğrenilen bir yanıt olmasıdır. Nasıl ki çocukların yanlış davranışı kendilerine dikkat çekmek için kullanması ya da köpekler dışarıda tuvaletini yaptıklarında bir ödül alıyorsa bu gibi öğrenilen yanıtların kırılmasının zor olduğu bilinmektedir. İnsanlar Facebook'a geldiklerinde bu ödül hissini öğreniyorlar.
Bu çalışmayla görüldü ki, Facebook logosu kadar basit bir şey olsa bile, bir arkadaşınızın Facebook duvarını görmek veya Facebook ile ilişkili herhangi bir şey görmek gibi olumlu pozitif ilişkiyi geri getirmek için yeterlidir. Birinci çalışmada, katılımcılar Facebook ile ilgili ipucu veya kontrol resmine maruz kaldıktan sonra bir Çin sembolü izlediler. Ardından sembolün hoş olup olmadığını değerlendirmeleri istendi. Facebook'dan esinlenilen bir görüntüye maruz kaldıktan sonra, yoğun Facebook kullanıcıları Çin imajını daha az sıklıkta olan kullanıcıya göre daha tutarlı bir şekilde hoş buldular. Daha sonra, ikinci çalışmada, katılımcılara Facebook kullanmaya yönelik isteklerini ölçmek üzere bir anket verildi. Sık kullananların bir suçluluk duygusu geliştirdiği görüldü. Hoşlanalım veya hoşlanmayalım Facebook gibi sosyal medya araçları artık hayatımızın bir parçası ve bizi mutlu ettikleri için de onlardan vazgeçmek çok zor.
van Koningsbruggen GM, et al. Spontaneous Hedonic Reactions to Social Media Cues. Cyberpsychology, Behavior, and Social Networking, 2017; 20 (5): 334 DOI: 10.1089/cyber.2016.0530
+ Tüm Referansları Göster