
Yapılan bir çalışmada, sekiz kanser tipinde fiziksel aktivite ve mortalite arasındaki ilişki gözlendi. Cinsiyet, tümör evresi, sigara içme durumu ve vücut kitle indeksi için ayarlandıktan sonra bazı bulgular elde edildi. Daha sonra, çalışmanın sonuçları son Amerikan Kanser Araştırmaları Derneği (AACR) 2018 Yıllık Toplantısında sunuldu. Tüm tümör bölgelerinin sadece sekizinde anlamlı ilişki görülmesine rağmen, çalışılan hemen hemen her tümör bölgesinde tehlike oranının 1'in altında olduğu çalışmanın araştırmacısı tarafından ifade edildi. Ayrıca, araştırmacıya göre, pratik açıdan bakıldığında, tüm tümör tipleri için hayatta kalma avantajı var gibi görünmektedir. Diğer bir deyişle bu durumda tüm kanser hastaları için bir fayda bulunmaktadır. Daha da önemlisi, bir başka araştırmacı tarafından, daha önce yerleşik olan hastalar arasında hayatta kalmada konusunda bir iyileşme olduğu kaydedildi. Tanıdan önceki on yıl içinde rekreasyonel aktivite açısından asla hiçbir şey yapmadığını bildiren ve daha sonra teşhis sırasında ve sonrasında bir şey yaptığını söyleyen hastalarda, aktif olmayan kalanlara kıyasla hayatta kalmada yaklaşık %25 ila %28 iyileşme olduğu tespit edildi. Bu durumdan hareketle tanı sonrası fiziksel aktiviteye başlamanın faydalı olduğu ifade edildi.
Fiziksel Aktivitenin Faydasına Dair Çalışmalar
Artan kanıtlar, fiziksel aktiviteyi kanser hastaları için kas gücü, kardiyovasküler işlevsellik ve yaşam kalitesi dâhil olmak üzere sayısız fayda ile ilişkilendirmektedir. Ayrıca, bazı veriler, hayatta kalanlara hayatta kalma avantajı sağlanabileceğini ortaya koymaktadır. Örneğin, yakın tarihli bir çalışmada, yaşam tarzı diyet ve egzersiz konusunda Amerikan Kanser Derneği kılavuzlarıyla oldukça tutarlı görülen 3. evre kolon kanseri olan hastalar arasında, ölüm için %42 daha düşük göreceli risk olduğu bulundu. Bu çalışmada, araştırmacılar 2003-2016 yılları arasında Roswell Park Kapsamlı Kanser Merkezinde kanser teşhisi konan 5807 hastada tanı öncesi ve sonrası fiziksel aktivite ile mortalite arasındaki ortak ilişkiyi inceledi. Kohort, erkeklerden (%45.2) biraz daha fazla kadın (%54.8) içeriyordu. Hastaların çoğu beyazdı (%93) ve ortalama tanı yaşı 60.6 idi. Teşhisler mesane, meme, baş ve boyun, böbrek, karaciğer, akciğer, yumurtalıklar, pankreas, prostat, cilt ve mide malignitelerinin yanı sıra kolorektal, özofagus ve endometriyal kanserler ve hematolojik maligniteleri içerir. Bu popülasyonun %25'i tanılarından önce düzenli fiziksel aktiviteye girmediğini bildirirken %42'si tanı sonrası düzenli rekreasyonel egzersiz yapmadığını ifade etmiştir. Alışılmış fiziksel aktivite durumu ile ilgili olarak, hastaların %52'si alışılmış şekilde aktif, %19'u alışılmış olarak inaktif, %23'ü tanıdan sonra azalmış aktivite ve %6'sı da tanıdan sonra artan aktivite olduğunu bildirmiştir.
Erin L. Van Blarigan, ScD, California Üniversitesi, San Francisco, Epidemiyoloji ve Biyoistatistik Bölümü'nde yardımcı doçent, bu verilerin kanserli bireylerde fiziksel aktivite ve hayatta kalma arasında görülen çok güçlü ve tutarlı bir ilişki olduğunu desteklemek için daha fazla kanıt eklediğini belirtti. Araştırmalara göre, hastaların onkologlarından yaşam tarzı danışmanlığı almaları yaşam tarzlarında değişiklikler yapmaları için güçlü bir motivasyon aracıdır. Ancak ne yazık ki, birçok hasta için, bu durum birçok klinikte standart bir uygulama değildir. Hem Amerikan Kanser Derneği hem de Amerikan Spor Hekimliği Derneği, belirli tür ve miktarlarda fiziksel aktivite içeren kanser mağdurlarına yönelik kurallar yayınlanmıştır. Fiziksel aktivite kayıt teknolojileri, web siteleri ve uygulamalar gibi hangi araçların veya kaynakların kanser hastalarının yeni bir egzersiz programına başlatılmasına ve devam ettirilmesine yardımcı olabileceğini belirlemek için araştırmalar devam etmektedir.
Physical Activity Significantly Boosts Survival in Cancer Patients - Medscape - Apr 23, 2018
+ Tüm Referansları Göster